Eskiden bayram sonları gazete manşetlerine bayramın bilançosu; onlarca ölü, yüzlerce yaralı şeklinde yansırdı.
Bölünmüş yol sayısı arttıkça bayramlardaki ölü ve yaralı sayılarında da önemli azalma sağlandı. Bu defa kazalar daha ziyade aşırı hız veya uykusuzluk nedeniyle olmaya başladı.
Eskiden uzun süre adeta sürünerek giden bir kamyonun arkasına takılıp kalan sürücülerin sabrının tükenmesi sonucu hatalı sollamaya çıkması veya birinci aracı normal sollayan bir otobüsün hızlanmışken önündeki ikinci kamyonu da sollamaya kalkması nedeniyle karşı yönden gelen araçla kafa kafaya çarpışması şeklinde olur ve tabii bilanço da çok ağır olurdu.
Şimdi her geçen yıl trafiğe çıkan veya şehirlerarası yollarda seyreden araç sayısındaki artışla ters orantılı olarak kaza sayısında, daha da önemlisi ölümlü kaza sayısında azalma var.
Bölünmüş yol kalitesi artırılamaz mı?
Diyeceksiniz ne yani şimdi her şey yolunda mı? Yani sürücüler daha mı dikkatli, kurallara daha mı çok uymaya başlandı? Bu soruya hemen evet diyebilmek kolay değil. İşin gerçeği hem bölünmüş yollar konusunda hem de trafik kurallarına uyma noktasında daha alınacak çok mesafe var. Bunu söyleyerek bize göre 2003 yılından bu yana tüm kamuoyuyla beraber çalışmalarını takdirle izlediğimiz Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve ekibine haksızlık etmek değil, aksine onların gayretine katkı sağlamayı amaçlıyoruz.
Yollar konusunda; yapılan yol kilometresinin artırılması kadar kalitesinin biraz daha iyileşmesine de ihtiyaç var. Trafiğe açılan bölünmüş yollarda neredeyse yıl geçmeden tamirat çalışması yapılmak durumunda kalınması bu konuda bir şeylerin değiştirilmesi gerektiğinin en önemli işaretidir. Elbette ülkemiz ikliminde dört mevsimin de yaşanması nedeniyle yol tamiratını gerektiren doğal nedenleri göz ardı edemeyiz. Ama yapılan yolların kalitesinin biraz artırılması yine de mümkün olabilir diye düşünüyorum.
Trafik kurallarına uyum sadece hız kontrolünden mi ibaret?
Türkiye'deki trafiği ilk defa görenlerin, kuralları çözmek için herhalde ciddi efor sarf etmesi gerekir. İkişer şeritli bölünmüş bir yolda mı seyrediyorsunuz, arabanızın hızı veya kavrama kapasitesi hiç önemli değil, hemen sol şeride geçin, ara sıra bir araç geçmeniz mi gerekiyor, o zaman zaten sağ şeritte iki kamyonun arasındaki mesafe size geçiş yapmak için yeterli fırsatı verecektir.
Türkiye'de bu kural ( ya da kuralsızlık) o kadar karakteristik olmuştur ki, otomobiliyle yurda gelen bir gurbetçi, Kapıkule'den yurda girdiği andan itibaren bu kurala genleri gereği hemen uyum sağlar. O da sol şeridin tapusunun kendisinde oluğu düşüncesinde olanlar kervanına kapılır...
Bazen bölünmüş yollarda rampa bölümlerde üçüncü şerit vardır. Yani yol üç şeritli hale gelmiştir. O zaman soldaki iki şerit yeterince yoğundur. En sağdaki şeridi ise neredeyse hiç kullanan yoktur.
Trafik polisleri ise sadece radarla hız kontrolüne takılan sürücüleri kolladıkları için baştan sona kural ihlali ile yola devam edenlerde hiçbir sıkıntı yoktur. Hani hep denir ya, eğitim şart. Bizim de trafik meselesini halledebilmemiz için yolların kalitesinden tutun da ehliyet sınavında sadece trafik işaretleri ve ilk yardım bilgileri yanında trafikte seyrederken uyulması gerekli olan adabın sorgulanması önemli bir başlangıç olabilir.
Ümit ederim çok kısa bir süre sonra bu yazıda anlatmaya çalıştığımız manzaralar da komedi filmleri dışında hayatımızdan tamamen çıkar.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 22.08.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.