Geçtiğimiz hafta kıdem tazminatı tartışmaları bugüne kadar ki en yoğun şekliyle yaşandı. Bir önceki yılın yaz aylarında da bu konu gündeme gelmiş ancak bu seneki kadar bir tartışma yaşanmamıştı. Bu sene konunun alevlenmesine neden olan, medyaya bir şekilde ulaştırılan bir "taslak" oldu.
Kıdem tazminatıyla ilgili taslak daha "sorumlu bir anlayışla" paylaşılmalıydı
Aslında bu taslak çok önceleri bizim elimizde de bulunmaktaydı. Hatta bu köşeden çok detaya girmeden bir takım ipuçlarını da paylaştım. Tamamını paylaşmama konusundaki çekincemin sebepleri bulunmaktaydı. Bu sebepler, taslağı açıklamama konusunda bugün ne kadar haklı olduğumu ortaya koydu. Her şeyden önce taslağın tamamlanmamış, siyasi mekanizmaya sunulmamış ve en önemlisi hazırlayıcı bürokratlar tarafından da beğenilmemiş olması ve değiştirileceği gerçeği temel sebeplerim arasında yer aldı. İkincisi, bu kadar önemli bir konuda henüz bakanlık çalışması bitmemiş ve hatta Bakan'ın kendisinin dahi görmediği bir metni açıklamanın vatandaşlar arasında paniğe neden olabileceğini bilmemdi.
Bugün geldiğimiz noktada ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Kıdem tazminatının akıbetini merak edenler panik yaşadı. Aldığımız soruların tamamı kıdem tazminatına döndü.
Taslak paniğe neden oldu
Evlilik hazırlığında olanlar kıdem tazminatı fonu gelirse evlenemeyeceklerini düşünüp bir an önce nikâh dairesinden gün almaya, askere önümüzdeki yıl gitmeye hazırlanan gençler bir an önce askere gitmenin yollarını aramaya başladı. Hatta birçok emekliliği gelmiş vatandaş da emeklilik dilekçelerini SGK'ya ulaştırdı.
Aslında henüz ortada fol yok yumurta yok. Çalışma Bakanı Faruk Çelik, ilk gün açıklamayı yaptı. Kesinleşen hiçbir şey yok. Daha çalışma yaşamının tarafları ile bir araya gelinmedi. Komisyonlar kurulmadı.
Daha çok taslak ortaya çıkar
Açıkça söylenmesi gereken, daha bu tartışmaların üzerinden çok zaman geçer. Hatta bu taslağı takip eden başka taslaklar da ortaya çıkar. Ancak acı olanı sanki taslak kanunlaşmış gibi verilmesi ve bilinçsizce yapılan yorumlarla halkın paniğe sevk edilmesidir.
Ne var ki gerçek olan bir şey var, o da kıdem tazminatı konusunda bir yasa teklifinin 2013 başlarında verileceği ve 2013 yılında kanunlaşacağı. Bu konuda tereddüt yok. Çalışma Bakanı Faruk Çelik bu konuda daha önce açıklama yapmıştı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan dâhil konuyla ilgili birçok Bakan'da bu konuda benzer demeçler verdi. Aslında bu konu en başında 57. Hükümet Programı'nda bağlanmıştı.
Peki, şimdi ne olacak? Hazır olmayan ya da henüz çalışması bitmeyen bu taslak üzerinden yorumlar devam edecek. Bir yandan da birtakım çevreler bilinçli olarak bu yöntemi tercih etmiş olabilir. Bu durum en azından konuyla ilgili olarak tedbir alınmasına da vesile olabilir. Ancak ifade ettiğimiz gibi, insanları panik içerisine sokmak da doğru değil.
Toplu İş İlişkileri Kanunu çıkmadan kıdemle ilgili kanun çıkmaz
Edindiğimiz bilgilere göre, aslında kıdem tazminatı ile ilgili kanun çalışması, şu anda Meclis'te bulunan Toplu İş İlişkileri Kanun Teklifi'ne endekslenmiş durumda. Eğer Meclis'te bekleyen bu teklif kanunlaşmazsa, kıdem tazminatı ile ilgili süreç de otomatik olarak ötelenebilir.
Kıdem tazminatıyla işsizlik sigortası aynı anda bulunabilir mi?
Kıdem tazminatı ile ilgili bir diğer konu da şu sıralar gündemde. Birçok yorumcu işsizlik sigortası ile kıdem tazminatı bakımından aynı amacın yani işsiz kalana işsiz kaldığı süre için verilecek bir ödemenin söz konusu olduğunu ve bu nedenle ikisinin bir arada bulunmayacağını söylemekte.
Aslında bu yorumda doğruluk payı var. Gerçekten de birçok gelişmiş ülkede, özellikle AB ülkelerinde ikisi aynı anda bulunmamakta. Ancak ülkemiz koşullarında işsizlik sigortasının hiçbir zaman kıdem tazminatının yerini tutamayacağını da belirtmemiz gerek. Her şeyden önce, işsizlik ödeneğine hak kazanma koşulları ağır ve aynı zamanda işsizlik ödeneğinin miktarı ile süresi de bu gelişmiş ülkelere göre oldukça düşük.
İşgücü devir oranı yüksek, kıdem tazminatı ve işsizlik ödeneği almak zor
Türkiye'de işe giriş ve çıkış oranı olarak adlandırdığımız işgücü devir oranı (labor turnover) yüksek, bu ise, kıdem tazminatı ve işsizlik ödeneğini hak etme bakımından zor bir ortamı işaret etmekte. Bu nedenle işsizlik ödeneği ve kıdem tazminatı birlikte mi olmalı tartışmaları anlamlı değil. Türkiye'de istihdamın yapısı ve şartları her ikisini de bir arada bulundurmayı zorunlu kılıyor.
Türkiye'de kıdem tazminatı yükü çok mu fazla?
Bir diğer tartışma konusu da Türkiye'de kıdem tazminatı yükünün fazla olduğu yönünde. Evet, ülke grupları açısından kıdem tazminatlarının yüküne baktığımızda, çalışılan yıl ile orantılı olarak en yüksek tazminatın Türkiye'de olduğu görülmekte.
Örneğin 20 yıllık hizmet karşılığı olarak ödenen tazminatlar açısından değerlendirildiğinde Asya Ülkeleri ortalaması, Latin Amerika ülkeleri ortalaması, OECD ülkeleri ortalaması, AB ülkeleri ortalaması, Avrupa ve Orta Asya ülkeleri ortalamasının Türkiye'den daha düşük değerlere sahip olduğu bir gerçek. Türkiye'de 20 yıllık çalışma karşılığı ortalama 20,1 aylık ücret tutarında kıdem tazminatı ödenirken bu tutar Asya ülkelerinde 16, 3; Latin Amerika Ülkelerinde 12; OECD ülkelerinde 6,1; AB Ülkelerinde 6; Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde ise 4,2 aylık ücret tutarında.
Türkiye'de ve ülke gruplarında kıdem tazminatı yükü
(20 yıllık hizmet karşılığı kaç aylık ücret tutarında ödendiği)
Türkiye'de kıdem tazminatı miktarı yüksek görünmekle beraber, sadece bu ölçüyü dikkate alarak yorum yapmakta yanlış. Çünkü resmi rakamlara göre, Türkiye'de sadece 100 kişinin 7 veya 8 kişisi çalışma yaşamından ayrılırken kıdem tazminatına sahip olmakta. Ayrıca, ortalama reel ücret seviyesi de, gelişmiş ülkelerle mukayese edilirse neredeyse onların yarısı kadar.
Bu nedenle, birey hesaplarına dayalı bir kıdem fonu sistemi kıdem hakkını tabana yayma açısından son derece olumlu, ancak zaten düşük olan ücret seviyelerinde kıdem haklarını yarı yarıya azaltmaya teşebbüs etmek de son derece olumsuz bir durum.
Umut ederiz yeni tasarılar ya da taslaklarda kıdem hakkı yarı yarıya azalmaz…
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 19.07.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.