Birinci çeyrek büyüme verilerinin arkasından tartışmalar devam ediyor...
En fazla dikkat çekilen konu; iç talepte özellikle de özel tüketim ve yatırım harcamalarında görülen duraklama ve büyümenin temel dinamiğinin dış talep kaynaklı olması. Bir anlamda ülkede refah artışı yurtiçi harcamaların artışına bağlı değerlendirildiği için iç talepteki duraklamaya dikkat çekilmesi normaldir. Ama işe Türkiye'nin yapmaya çalıştığı ve gitmek istediği yol ölçeğinde baktığımızda durumun anlayışla karşılanması gerekiyor.
Her iki hedef için de gidişat doğru yönde
Geçen yılın ikinci yarısının ortalarından itibaren öne çıkarılan, bu yılbaşında daha belirgin hale gelen ve çözüm aranan temel iki problem vardı: Cari açığın yüksekliği ve enflasyonda neredeyse hedefin ikiye katlanmış olması. İlk çeyrek büyüme rakamları ve mayıs ayı dış ticaret açığındaki gerileme ve haziran ayı enflasyon rakamlarına birlikte bakıldığında her iki hedef doğrultusunda iyi bir gidiş olduğu, üstelik bunlar sağlanırken %4 olarak öngörülen 2012 büyüme hedefinin de gerçekleştirilebilir hatta aşılabilir bir hedef olduğu biraz netleşmiştir. Hatta bu nedenle daha muhafazakâr büyüme öngörüsünde bulunan bazı ekonomistler hedeflerini revize noktasına gelmişlerdir.
Şimdi gelinen bu noktada ve özellikle de haziran ayı enflasyon rakamlarının beklenenden düşük gerçekleşmesinde elbette iç talepteki zayıflık ve tarım ürünleri fiyatlarının rolü var. Ama bunun yanında en önemli etkenlerden biri de petrol fiyatlarında özellikle son iki aydır görülen gerilemenin olumlu etkisi göz ardı edilmemelidir. Petrol fiyatlarındaki mevcut seyir bütçe ve makro rakamlar hesaplanırken dikkate alınan rakamın altında seyretmektedir. Elbette bu hem cari açığa hem de enflasyon rakamlarına olumlu yönde destek sağlamaktadır.
Önümüzdeki dönem için olumlu beklenti şartları var
İç talebi biraz canlandırmak bu anlamda işin daha kolay yönünü oluşturmaktadır. Yılın ikinci yarısında yatırımların artmasını sağlayacak temel bir teşvik unsuru devreye girmiştir, o da daha önce açıklanan ve artık yasal altyapısı ve ikincil mevzuatı da büyük ölçüde tamamlanan yeni teşvik sistemidir. Müteşebbisler açısından bu teşvik sisteminde ilk defa uygulamaya konulan en önemli etken, bölgelere göre değişen oranlarda olsa da yatırım harcamalarının yapıldığı sırada yatırımcının diğer kazançlarından indirim imkânının sağlanmasıdır. Bu anlamda, elbette yatırımlara sağlanan avantajlar anlamında 6. bölgede yararlanılabilecek teşvik unsurları daha fazladır. Her şeye rağmen bu illere gitmek istemeyecek yatırımcılar bakımından özellikle 5. bölge teşvikleri de azımsanmayacak boyuttadır.
Yılın ikinci yarısında iç tüketimde biraz canlanma yaşanmasını sağlayacak ikinci etken Merkez Bankası'nın bu ay veya önümüzdeki ay içerisinde yapabileceği gösterge faiz indirimi olacaktır. Merkez Bankası gösterge faizi indirmese bile, önümüzdeki dönemin büyük ölçüde normal günler tanımlaması doğrultusunda geçeceği beklentisiyle faiz oranlarında yaşanacak gerileme iç tüketime canlılık katacaktır.
Aslında Türkiye için doğru olanın, sürekli ve işsizlik artışına da neden olmayacak %5 civarı bir büyüme olduğu yakın geçmiş tecrübelerinin de ışığıyla ortaya çıkmıştır. Bunun için, ipin ucunu kaçırmadan katma değeri yüksek üretim yapısına geçişin sağlanması doğrultusunda ve stratejik plan çerçevesinde kararlılıkla yola devam edilmesi gerekmektedir. O zaman ne birbiriyle taban tabana zıt olarak açıklanan ve kendi kredibiliteleri dibe vurmuş kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri ne de sürekli bardağın boş tarafından bakarak karamsar tablo çizmeye çalışanların etkisi kalacaktır.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 06.07.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.