Vergilerde tevkifat (stopaj), vergi alacağının güvence altına alınarak bir an önce kamuya aktarılmasını sağlayan bir güvenlik önlemidir. Bu amaçla, vergi yasalarımızın verdiği yetkiye dayalı olarak idari düzenleyici işlemlerle birçok vergide tevkifat uygulaması gündeme gelmiştir.
KDV tevkifatı uygulaması, teslim veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan verginin, teslim veya hizmeti yapanlar tarafından değil; bu işlemlere muhatap olanlar tarafından kısmen veya tamamen 'vergi sorumlusu sıfatıyla' beyan edilip ödenmesidir.
1 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe giren 117 No'lu KDV Tebliği ile tevkifat uygulaması açısından önceki düzenlemelerde önemli değişiklikler yapılmış ve uygulamanın kapsamı ciddi olarak genişletilmiştir. Bu yazımızda, konu hakkında genel bilgi vereceğiz.
TEVKİFATIN DAYANAĞI
KDV Kanunu'nun 9'uncu maddesinin birinci fıkrası; vergi alacağının güvence altına alınması amacıyla, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı'na, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutma yetkisini vermektedir.
Bu maddeyle verilen yetki; sadece ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanlara özgü bir düzenleme durumunda değildir. Maliye Bakanlığı, belirtilen durumda olanların dışında 'gerekli gördüğü diğer hallerde de' verginin ödenmesinden işleme taraf olanları sorumlu tutabilmektedir.
Madde metninde ifade edilen 'işlemlere taraf olanlar', kendine mal teslim edilen veya hizmet ifa edilen kişi ve kurumlardır. Bunlar verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten mükellef gibi sorumlu tutulmuşlardır.
Kanunun verdiği yetkiye dayalı olarak Maliye Bakanlığı'nca tevkifat kapsamına alınan işlemlerde alıcılar tarafından tevkifat yapılması zorunludur. Tevkifat kapsamında olmayan işlemlerde alıcılar tarafından tevkifat yapılması kesinlikle mümkün değildir.
TEVKİFAT ORANI
Tevkifat, vergi sorumlularının yapacakları tevkifat oranına göre tam veya kısmi şekilde olabilmektedir. 'Tam tevkifat' işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin tamamının işleme muhatap olan alıcılar tarafından beyan edilip ödenmesi; 'kısmi tevkifat' ise hesaplanan verginin Maliye Bakanlığı'nca belirlenen kısmının işleme muhatap olan alıcılar tarafından; diğer kısmının ise işlemi (teslim veya hizmeti) yapan tarafından beyan edilip ödenmesidir.
Tevkifat, genel bütçeli idareler hariç, tevkifata tabi işlemin yapıldığı dönemde vergi sorumlularına ait 2 No'lu KDV beyannamesiyle beyan edilecektir. Genel bütçeli idareler, tevkif ettikleri KDV için sorumlu sıfatıyla beyanname vermeyecekler, tevkif edilen KDV doğrudan bunların muhasebe birimlerince gelir kaydedilecektir.
BEYAN DÖNEMİ
Tevkifat kapsamındaki işlemlerde vergiyi doğuran olay bakımından özellikli bir durum söz konusu değildir. Bu işlemlere ilişkin KDV'nin beyan dönemi KDV Kanunu'nun 10. maddesine göre belirlenecektir.
Bu kapsamda, işleme ait fatura veya benzeri belge izleyen ay içinde düzenlense dahi sorumlu sıfatıyla beyan, işlemin gerçekleştiği dönemin beyan süresi içinde yapılacaktır. Kısmi tevkifat uygulamasında satıcının mükellef sıfatıyla 1 No'lu KDV Beyannamesi ile beyan edeceği kısım da aynı dönemde beyan edilecektir.
Hizmet işlemlerinde, hizmetin ayın sonunda tamamlanması halinde de fatura izleyen ayda düzenlense dahi bu şekilde işlem yapılacaktır. İşlem bedelinin ödenmemesi, işleme ait faturanın süresinde düzenlenmemesi, alıcıya geç gelmesi veya hiç gelmemesi tevkifatın yapılıp belirtilen süre içinde sorumlu tarafından beyan edilmesine engel değildir.
AKLINIZDA BULUNSUN - Bankaların tevkifat beyanı
KDV mükellefiyeti bulunmayan Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) mükelleflerinin 2 No'lu KDV Beyannamesi'ni Kurumlar Vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir. Ancak, bankaların tevkif ettikleri vergiyi ödemeyi yapan şubeler itibarıyla şubelerin bağlı bulundukları vergi dairesine beyan edip ödemeleri de mümkün bulunmaktadır.
Bu tercihi yapan bankaların, durumu bir dilekçe ile önceden genel müdürlüğün bağlı olduğu vergi dairesine yazılı şekilde bildirmeleri gerekmektedir. Bu bildirime ait yazının bir örneği genel müdürlük tarafından şubelere gönderilecek, şubeler tarafından da kendi bağlı oldukları vergi dairelerine ibraz edilmek suretiyle sorumlu sıfatıyla beyanın şubeler tarafından yapılmasına başlanılacaktır.
İş sözleşmesi işyerinin devrinden dolayı feshedilemez
Çalıştığım mağaza 15 ay önce el değiştirdi, yeni devralan sahibi sabah işe gittiğimde işten çıkartıldığımı söyledi, ne yapmam gerekiyor? Y. Durmaz
İşyerinin devri halinde, devir tarihinde işyerinde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçlarıyla birlikte devralana geçer. İşyeri devralan işveren iş sözleşmesini işyerinin devrinden dolayı feshedemez.
İş sözleşmeniz ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış nedeniyle feshedilmemiş ve kıdem ve ihbar tazminatınız ödenmediyse iş mahkemesinde dava açabilirsiniz.
GÜNÜN SÖZÜ
'İnsanlar arkanızdan konuşuyorlarsa onlardan öndesiniz demektir.'
Anton Çehov
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 19.06.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.