TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi genel kurul gündeminde olan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı kanunlaştığı takdirde iş sağlığı ve güvenliği alanında bu adı taşıyan ilk kanunumuz olacak. Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği hep denetim yönü ile ele alınıyor. Bir işyerinde iş kazası olduğunda herkes bu işyerinde denetim yapılmış mı diye soruyor. Bir işyerinde denetim yapıldığı sırada veya denetimden hemen sonrada iş kazası olabilir. Öngörülen tedbirlerin işveren tarafından alınmamış olması kazalara sebebiyet verebilir. Dolayısıyla iş sağlığı ve güvenliği denetim kültürü ile sağlanacak bir konu değildir. İş kazaları, toplumun bütün kesimlerinin eğitilmesi sonucunda oluşturulacak iş sağlığı ve güvenliği kültürü ile önlenecektir. Bunun için yapılması gereken, iş sağlığı ve güvenliği konuları ile çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatının aynen trafik eğitiminde olduğu gibi ilkokullardan başlanarak eğitim müfredatına girmesinin sağlanmasıdır. Eğitim sistemimizde 4+4+4 şeklinde değişiklik yapıldığı da göz önüne alındığında müfredatta mutlaka çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatı ile ilgili konular yer almalıdır. Bu konuda Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ömer Dinçer ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Faruk Çelik'e önemli sorumluluklar düşüyor. Her iki Bakanımızın iş kazalarının önlenmesi konusundaki hassasiyetleri biliniyor. Bu hassasiyetlerin eğitim sistemine yansıtılması iş kazalarının önlenmesi konusunda büyük bir hizmet olacaktır.
ÖĞRETMEMİZ ŞART
İş ve sosyal güvenlik mevzuatının okullarda ders olarak okutulması ve askere giden er ve erbaşlara anlatılmak üzere daha önce benimde içinde bulunduğum bir komisyon tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında bir çalışma yapılmıştı. İş kazalarını önlemek için öğrencilerimize okullarda, askerlerimize kışlada çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatını zaman geçirmeden öğretmemiz gerekiyor.
İŞ KAZALARI
İş kazalarını önlenmesinde iş güvenliği uzmanlarının da önemli katkıları bulunuyor. Bu bağlamda iş güvenliği uzmanlığı yapacakların belirli bir kesim ile sınırlandırılarak sertifikaya bağlanması yerine bu alanda uzman olanlara iş güvenliği uzmanı yapabilmelerinin önünün açılması gerekiyor. Örneğin bir kimya mühendisi kimya ile ilgili bir işyerinde hiçbir koşul aranmadan iş güvenliği uzmanlığı yapabilmelidir. 4 yıl eğitim almış bir kimya mühendisi kimya ile ilgili bir işyerinde iş güvenliği uzmanlığı yapabilmesi için 180 saat sertifika eğitimine tabi tutulmaması gerekiyor. Aksi halde 4 yıllık eğitim 180 saatlik sertifika eğitimini karşılamamış olur ki bununda izah edilecek bir tarafı kalmıyor. İş güvenliği uzmanları kendi branş alanları dışında uzmanlık yapacaklarsa ancak o zaman iş güvenliği sertifikası almaları gerekebilir. İş güvenliği uzmanlığının sadece mühendislik alanıyla sınırlandırılmaması da gerekiyor. Çok teknik bilgi ve analiz gerektirmeyen alanlarda iş mevzuatını denetleyen bütün müfettişlere bu hakkın tanınmasında fayda var. Örneğin işletme bölümü mezunu birisi çok tehlikeli işyerleri dışında kalan diğer yerlerde iş güvenliği uzmanlığı yapabilmelidir. İş kazalarını önlemede önemli görevler üstlenen iş güvenliği uzmanlığının tabana yayılması gerekiyor.
İnsanlarımızın iş kazasına uğramamaları, iş ve sosyal güvenlik mevzuatındaki haklarını bilmeleri bu alanda eğitim ve bilinçlendirme ile olacaktır. Unutmayalım ki eğitim bir çok olumsuzlukları daha baştan itibaren ortadan kaldırır.
(Kaynak: Güneş Gazetesi | 18.06.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.