BASINDAN YAZILAR
Teşvikli İllere Vergi Ve Prim Desteği / Ahmet Yavuz - MuhasebeTR

Teşvikli İllere Vergi Ve Prim Desteği / Ahmet Yavuz

 Vergi ve sosyal güvenlik konuları ile ilgili olarak bazı düzeltme ve yeni hükümlerin getirildiği kanun çalışması TBMM'de görüşülerek kabul edildi.

 

Kabul edilen metnin, önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor. Kabul edilen kanunda daha çok mevcut vergi uygulamalarında yaşanan sıkıntıların giderilmesi çerçevesinde düzenleme yapıldı. Kabul edilen metinde teşvik kanununa destek düzenlemeler getirilirken yurtdışından getirilen cep telefonlarına da ilave harç getirildi. Getirilen düzenlemeleri gözden geçirecek olursak;

Gelir Vergisi stopajı-Prim teşviki

Bakanlar Kurulu'nca belirlenen illerde yapılacak yatırımlar için Ekonomi Bakanlığı tarafından düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında; 2023 yılı sonuna kadar Gelir Vergisi stopajı avantajı getirildi. Buna göre söz konusu bölgelerde gerçekleşen yatırımlarda teşvik belgelerinde öngörülen ve fiilen istihdam edilen işçilerin ücretlerinin sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin brüt tutarına tekabül eden kısmı üzerinden hesaplanan Gelir Vergisi, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan tarihten itibaren 10 yıl süreyle verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilecek.

İşçilerin ücreti üzerinden hesaplanan vergilere getirilen bu avantajdan başka teşvikli illerde çalıştırılacak işçilerin primlerine de destek verilecek. Yatırımlarda devlet yardımları hakkında kararlar çerçevesinde düzenlenen teşvik belgeleri kapsamında gerçekleştirilecek yatırımlarla istihdam edilen sigortalılar için, belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin; işveren hisselerinin tamamına veya Bakanlar Kurulu'nca belirlenen illerde işveren hisseleri ile birlikte sigortalı hisselerinin tamamına kadar olan kısmı Ekonomi Bakanlığı bütçesinden karşılanacak. Ancak daha önce genç işgücü ile kadınların istihdamını sağlamak için getirilen prim desteğinden faydalananlar bu teşvikten faydalanamayacak. Ekonomi Bakanlığı'nca karşılanan prim tutarları işverenler bakımından Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamaz. Ayrıca teşvik uygulamasının kayıtlı istihdamı desteklemesi ve yolsuzluğun önlenmesi için de tedbirler alınmış durumda. Buna göre; yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığının tespit edilmesi halinde işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından faydalanamayacak. Bu madde kapsamındaki teşvikten haksız olarak faydalanıldığının tespiti halinde faydalanılan teşvik tutarı gecikme zammı ve gecikme cezası ile birlikte işverenden tahsil edilecek. Ayrıca işyerinde sigortalının fiilen çalışmadığı halde bildirildiğinin tespit edilmesi halinde işveren hakkında cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacak.

dışARIdan getirilen cep telefonUna 100 TL harç

Ticari mahiyette olmaksızın, yolcuların kendi kullanımları için yurtdışından getirdikleri cep telefonlarına 100 TL ek harç getirildi. Harç, ithal aşamasında değil, kullanım izninin alınması sırasında ödenecek. Elektronik kimlik bilgisinin kayıt altına alınması için yapılan başvuru sırasında harcın ödenmiş olması aranacak. Harç ödenmeden kayıt işlemi yapılmayacak. Harç ödenmeden kayıt işlemi yapılan ve kullanıma açılan cihazlar, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından kullanıma kapatılacak. Ödenmeyen harç yüzde 50 fazlasıyla ilk kayıt tarihinden itibaren 6183 sayılı kanuna göre hesaplanan gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecek.

Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen bir hükümle daha önce vergi kanunlarımızda yer alan finansman gideri kısıtlaması uygulaması kısmen geri getirilmiş oldu. Yeni hükme göre; öz kaynaklarını aşacak seviyede yabancı kaynak kullanan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının en fazla yüzde 10'u gider olarak kabul edilmeyecek. Görüldüğü gibi getirilen düzenleme eski finansman gideri kısıtlaması kadar katı değil ama artık işletmelerin sınırsız kredi kullanamayacağını öngörmek hatalı olmaz. Yeni uygulamada Bakanlar Kurulu'na; reddedilecek faiz giderini sektörler itibarıyla farklı oranda belirleme yetkisi verildi.

CAMİ yardımLARI, vergiden düşülebilecek

Bilindiği gibi vergi kanunlarımız okul, hastane, öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi gibi kamusal kuruluşlara yapılan yardımların beyanname üzerinden bildirilecek gelirlerden indirimine cevaz veriyor. Bu tür kuruluşlara ilave olarak ibadethanelere yapılacak yardımlar da artık vergi alınacak gelirden indirilebilecek. Yeni düzenlemeye göre mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası dolayısıyla yapılan harcamalar beyanname üzerinden indirilebilecek. Bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı da aynı şekilde indirim konusu yapılabilecek giderler arasına alındı.

Öte yandan iktisadi işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneği'ne makbuz karşılığı yapılan nakdî bağış ve yardımların yanı sıra Türkiye Yeşilay Cemiyeti'ne yapılan yardımların tamamı da artık indirim konusu yapılabilecek.

SGK hizmet tespiti kararları değişti

Kayıt dışı istihdam, ülkemizin en önemli sorunlarından birisi. Sigortasız olarak çalışan işçiler işten atılma korkusuyla haklarını aramaktan imtina ediyorlar. Bazı işçiler de sigortasının yapıldığını zannediyorlar. İşçiler emeklilikleri söz konusu olduğunda sigortalılığının tespiti amacıyla SGK'ya ya da mahkemeye başvuruyorlar. Bu aşamadan sonra SGK'nın sigortalılık tespiti güçleşiyor. İşçi ile SGK veya işveren sigortalılık süresinde mutabık kalmazsa olay mahkemelere yansıyor. Mahkemeler tarafların tanıkları, işveren ve SGK'nın kayıtları, işçilerin sunmuş oldukları belgeler ve diğer hususları dikkate alarak davacı kişilerin sigortalılık tespitine karar veriyor. Fakat işçilerin hizmet tespit davalarını kazanmaları, SGK yönünden işlemlerin tamamlanması ve emekliliğe hak kazanılması anlamına gelmiyordu. Kurum hizmet tespitine karar verilse bile işverenden primleri ödetmeye çalışıyor, bunu sağlayamazsa işçilerden primlerin ödenmesini istiyor, primler yatırılmazsa aylık bağlamıyordu. Bu uygulamasını da 1982 yılında yayımlanan bir genelgeye dayandırıyordu. İşçiler bu sefer mahkeme kararlarının uygulanması ve aylık bağlanması için yeniden dava açıyorlardı. SGK, hizmet tespiti kararlarına ilişkin uygulamasını geçtiğimiz ay yayımlanan bir genelgeyle Yargıtay'ın çeşitli kararlarını dayanak göstererek değiştirdi. Söz konusu genelgede mahkeme kararlarının geciktirilmeksizin uygulanması hükümlerinin yer aldığı Anayasa'nın 130. maddesine de atıf yapıldı. Hizmet tespitine ilişkin mahkeme kararları artık SGK tarafından herhangi bir işleme gerek kalmadan uygulanacak.

(Kaynak: Zaman Gazetesi | 12.06.2012)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM