Soru: Serbest meslek erbabının aynı zamanda inşaat işi ile iştigal etmesinin vergilendirilmesi nasıldır ?
Cevap: 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.
Aynı maddenin ikinci fıkrasının 4 numaralı bendinde; gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden elde ettikleri kazancın ticari kazanç olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesi için indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup, aynı maddenin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 42 nci maddesinde, "Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kâr veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak mezkur yıl beyannamesinde gösterilir." hükmüne yer verilmiştir.
Bir işin Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında değerlendirilebilmesi için;
a) Faaliyet konusunun inşaat ve onarma işi olması
b) İnşaat ve onarma işinin birden fazla yıla sirayet etmesi
c) İnşaat ve onarma işinin resmi veya özel taahhütlere bağlı olarak yapılması
gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen Kanun hükmü çerçevesinde, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında inşaat ve onarım işleri, resmi ve özel taahhütler gereğince başkasının hesabına yapılan işlerden ibarettir. Söz konusu işin taahhüde bağlı olarak yapılması ise, inşaat ve onarım işinin başkasının nam ve hesabına yapılması ve karşılığında hakedişe bağlı bir istihkak ödemesinin ortaya çıkması ile mümkündür.
Buna göre, serbest meslek erbabı olarak faaliyette bulunulması ve inşaat sözleşmesi ile başkasının arsası üzerine bina inşaatının yapılması işinin üstlenilmesi nedeniyle, serbest meslek faaliyetinden ayrı olarak yapılan söz konusu faaliyetin ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmekte olup, inşaat sözleşmesine istinaden yapılan iş birden fazla yıla sirayet etse bile söz konusu işin Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Yine, Kanunda yer alan düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, ticari kazançta elde etme yönünden tahakkuk esası geçerlidir. Ticari kazancın hesap dönemleri itibarıyla tespit edilerek dönemler itibarıyla gerçekleşmiş gelir ve giderlerin safi ticari kazancın tespitinde dikkate alınması gerekir. Dönemsellik ilkesi gereğince işletmenin sürekli kabul edilen ömrü belli dönemlere bölünür ve her dönemin faaliyet sonuçları diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanır. Gelir ve giderler tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilerek hasılat, gelir ve karlar; aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılır.
Bu nedenle, başkasının arazisi üzerine yapılan inşaat nedeniyle katlanılan malzeme ve işçilik harcamalarının doğrudan gider yazılmaksızın, söz konusu inşaat işinin maliyetine dahil edilmesi gerekmektedir. İnşaatın tamamen bitirildiği yıl maliyet bedeli bulunarak maliyet bedeli ile sözleşme bedeli olarak arsa sahibinden alınan tutar arasındaki farkın (inşaat devam ederken alınan avanslar da dahil) ilgili yıl ticari kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Koray ATEŞ
E. Öğretim Görevlisi
korayates@muhasebetr.com
(04.02.2016)
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.