Vergi sistemimizde önemli bir yeri olan gecikme zammı ve gecikme faizi konusu zaman zaman birbirleri ile karıştırılan ve bazı zamanlarda da ihtilafa sebep olmaktadır. Vergilerin konuluşundaki maksat kamu hizmetlerini karşılamak amacıyla belirli bir finansmana ihtiyaç duyulmasıdır. Bu finansmanların etkin bir biçimde tahsil edilmesi için ve yaşanacak herhangi bir gecikmeden dolayı hazineye girecek kamu gelirinin değerinin korunması adına kanun koyucu tarafından bir takım caydırıcı düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler başlığımızda da bahsettiğimiz gibi 213 sayılı Vergi Usul Kanunun da bahsedilen gecikme faizi ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunda düzenlenen gecikme zammı uygulamasıdır.
Gecikme faizi ; ikmalen , re’sen ve idarece tarh edilen vergilerin zamanında tarh ve tahakkuk ettirilmemesidir ve bu durumla ilgili yasal düzenleme ise Vuk 112.maddesinde (…) ‘’Ayrıca ikmalen , re’sen ve idarece yapılan tarhiyatlarda:
a) Dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere , kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar ;
b) Dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına , kendi vergi kanununlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren , yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar ;
Geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizi de aynı süre içinde ödenir. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz, ‘’ denilmiştir.
Uzlaşılan vergilerin uzlaşma yolu ile kesinleşmesi durumunda , uzlaşılan verginin normal vade tarihinden uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanmaktadır.
Gecikme zammı ise ; amme alacağının zamanında tahsil edilmemesinden dolayı uygulanmaktadır ; bu uygulamayla ilgili yasal düzenleme ise 6183 sayılı kanunun 51.maddesinde şu şekilde yer almaktadır ;
‘’Amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı %4 (2010/965 sayılı BKK ile %1.40 ) oranın gecikme zammı tatbik olunur. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir.
Gecikme zammı birmilyon liradan az olamaz.
Gecikme zammı; 213 sayılı Vuk göre uygulanan vergi ziyaı cezalarında bu madde uyarınca belirlenen oranda, mahkemeler tarafından verilen ve ceza mahiyetinde olan amme alacaklarında ise bu oranın yarısı ölçüsünde uygulanır. Bunların dışında ceza mahiyetinde olan amme alacaklarına gecikme zammı tatbik edilmez. (…)’’ denilmektedir.
Yukarıdaki bahsettiğimiz gecikme zammı ve gecikme faizi kanun uygulamalarını birer örnekle açıklamak gerekirse ;
İlk olarak gecikme faizi uygulamasındaki örneğimiz günlük hayatımızda daha sık karşılaştığımız uzlaşma durumunda tarh edilen vergilerde gecikme faizi uygulamasının nasıl hesaplanması gerektiği olacak ; mükelleflerin tarh edilen vergilere karşı tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası uzlaşma hakkı bulunmaktadır ve uzlaşma halinde vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar olan süre için gecikme faizi uygulanacaktır.
ÖRNEK: Bir (X) A.Ş’ nin 2011 hesap dönemi Vergi Müfettişi tarafından incelenmiş ve inceleme sonucunda 2011 yılı için 50.000,00 TL kurumlar vergisi matrah farkı bulunmuş , 10.000,00TL tutarında vergi tarhiyatı yapılmıştır.Mükellef tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunmuş , uzlaşma 17.06.2015 tarihinde gerçekleşmiş , bunun sonucunda 6.000,00TL tutar üzerinde uzlaşmaya varılmış ve uzlaşma tutanağı imzalanmıştır.
Buna göre normal vade tarihi olan 30.04.2012 tarihinden uzlaşma tutanağının imzalandığı 17.06.2015 tarihine kadar geçen (8+12+12+5)=37 ay için gecikme faizi uygulanacak,
6.000,00 x 37 x0,0140 = 3.108,00 TL gecikme faizi hesaplanmış olacaktır.
Gecikme faizinde ay kesirleri dikkate alınmadığından 2015/Haziran ayı dikkate alınmaz.
Yukarıdaki örnekte mükellef uzlaşma talep etmemiş ve dava açmamış olduğu varsaysaydık hesaplama bu sefer 17.06.2015 tarihin de vergi/ceza ihbarnamesini vergi dairesinden mükellefe tebliğ edildiği tarih olarak dikkate aldığımız varsaydığımızda ve cezanın mükellefe tebliğ tarihinden itibaren 30 gün dava açma süresi sonunda kesinleşeceğinden 17.07.2015 tarihinde kesinleşmiş olacaktı dolayısıyla 38 ay üzerinden gecikme faizi hesaplanması gerekecekti.
Yapılan tarhiyata dava açılmış olması halinde ise gecikme faizi hesaplaması tarh olunan verginin normal vade tarihinden , yargı kararının mükellefin vergi dairesine tebliğ tarihine kadar geçen sürede gecikme faizi hesaplanacaktı.
Gecikme Zammı hesaplaması ise şu şekilde olacaktır ;
ÖRNEK : (X) A.Ş’nin vadesi 26.03.2015 tarihli olan 8.500,00TL tutarındaki KDV borcunu vadesinde ödememiştir.Mükellef borcunu 02.05.2015 tarihinde bağlı bulunduğu vergi dairesine ödediğini düşündüğümüzde ,
27.03.2015-02.05.2015 tarihleri aralığında toplamda 1 ay 6 gün gecikme zammı hesaplanması gerekecektir.
8.500,00 X 1 x 0.0140 = 119,00TL
8.500,00 x 6 x 0,0140/30 = 23,80 TL bu duruma göre toplamda (119,00+23,80=142,80TL) gecikme zammı ile vergi borcu ödenir.
Sonuç olarak yukarıdaki açıklamaya çalıştığımız hem gecikme zammı hem de gecikme faizinin oranlarının birbirine eşittir. Gecikme faizi uygulaması tahakkukun geç yapılmasının , gecikme zammı ise vergi tahsilatının/ödemenin geç yapılmasının bir yaptırımıdır. Gecikme faizi aylık olarak hesaplanır , gecikme zammı ise ay kesirleri günlük olarak hesaplanır. Her iki uygulamada ceza niteliğinde olmadığından ölüm halinde ortadan kalkmaz.
ANIL BURAK ALGÜL
(21.10.2015)
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.