GÜNCEL MEVZUAT
Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 5) Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğ, (Sıra No:107) - MuhasebeTR

Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 5) Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğ, (Sıra No:107)

28 Kasım 2008 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 27068

 Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

SATIŞ AMAÇLI ELDE TUTULAN DURAN VARLIKLAR VE DURDURULAN

FAALİYETLERE İLİŞKİN TÜRKİYE FİNANSAL RAPORLAMA

STANDARDI (TFRS 5)  HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 107

 

             MADDE 1 – 16/3/2006 tarih ve 26110 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 25 Sıra no’lu Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 5) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TFRS 5 Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetler" Standardına 8 inci Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 8A Paragrafı eklenmiştir.

             “8A. Bağlı ortaklığı üzerindeki kontrolünün kaybedilmesi sonucunu doğuran bir satış planı oluşturmuş olan bir işletme, satış sonrasında eski bağlı ortaklığı üzerinde herhangi bir payı kalıp kalmayacağına bakılmaksızın, 6 - 8 inci Paragraflarda belirtilen koşullar karşılandığı anda söz konusu bağlı ortaklığın tüm varlık ve borçlarını satış amaçlı elde tutulan olarak sınıflandırır.”

             MADDE 2 – Aynı Standarda 36 ncı Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 36A Paragrafı eklenmiştir.

             “36A. Bağlı ortaklığı üzerindeki kontrolünün kaybedilmesi sonucunu doğuran bir satış planı oluşturmuş olan bir işletme, söz konusu bağlı ortaklığın 32 nci Paragrafta yer verilen durdurulan faaliyet tanımına giren elden çıkarılacak bir varlık grubu olması durumunda, 33 - 36 ncı Paragraflarda yer verilen bilgileri açıklar.”

             MADDE 3 – Aynı Standarda 44B Paragrafından sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 44C Paragrafı eklenmiştir.

             “44C. “-””

             MADDE 4 – Bu Tebliğin 1 ve 2 nci maddelerinde belirtilen hükümleri uygulayan işletmeler, 13/8/2008 tarih ve 26966 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 68 Sıra no’lu Konsolide ve Bireysel Finansal Tablolara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 27) Hakkında Tebliğin 2 no’lu ekiyle eklenen "TFRS 1 Türkiye Finansal Raporlama Standartlarının İlk Uygulaması" Standardının 34C Paragrafının (c) bendini aşağıdaki şekilde uygular.

             “34C.(c) Bir bağlı ortaklık üzerindeki kontrolün kaybedilmesinin muhasebeleştirilmesine yönelik 34-37 nciParagraflardaki hükümler ve TFRS 5’in 8A Paragrafının ilgili hükümleri.”

             MADDE 5 – Bu Tebliğ 30/6/2009 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler bu hükümler çerçevesinde, bu Tebliği 1/7/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Ancak, aynı dönem için TMS 27’nin 38 inci Paragrafında yapılan değişiklik uygulanmadığı sürece, söz konusu değişikliklerin 1/7/2009 tarihinden önce başlayan hesap dönemlerinde uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Sözü edilen değişikliklerin 1/7/2009 tarihinden önce uygulanması durumunda, anılan husus dipnotlarda açıklanır. TMS 27’nin (13/8/2008 tarih ve 26966 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan) 45 inci Paragrafında yer alan geçiş hükümleri de göz önünde bulundurulmak suretiyle, bu değişiklikler TFRS 5’in ilk uygulandığı tarihten itibaren uygulanır. Ancak, TMS 27’nin (13/8/2008 tarih ve 26966 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan) daha önceki bir dönemde uygulanması durumunda, bu Tebliğde yer alan hükümler de aynı dönemde uygulanır.

             MADDE 6 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

FİNANSAL TABLOLARIN SUNULUŞUNA İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE

STANDARDI (TMS 1) HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 108

             MADDE 1 – 13/8/2008 tarih ve 26966 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 66 Sıra no’lu Finansal Tabloların Sunuluşuna İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 1) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu" Standardının 68 inci Paragrafının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “Dönen varlıklar ayrıca, esas itibariyle ticari amaçla elde tutulan varlıkları (TMS 39’a göre ticari amaçla elde tutulan olarak sınıflanmış olan finansal varlıklarda olduğu gibi) ve uzun vadeli finansal varlıkların kısa vadeli kısımlarını içerir.”

             MADDE 2 – Aynı Standardın 71 inci Paragrafının 2 nci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “TMS 39’a göre alım satım amacıyla elde bulundurulan olarak sınıflandırılmış bazı finansal borçlar, kredili mevduat hesapları, uzun vadeli finansal borçların kısa vadeli kısımları, temettü ödemeleri, gelir vergileri ve diğer ticari olmayan ödemeler bunlara örnektir.”

             MADDE 3 – Aynı Standarda 139A Paragrafından sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 139B ve 139C Paragrafları eklenmiştir.            

             “139B. “-”

             139C. “-””

             MADDE 4 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Bu durumda, anılan husus dipnotlarda açıklanır.

             MADDE 5 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

MUHASEBE POLİTİKALARI, MUHASEBE TAHMİNLERİNDE DEĞİŞİKLİKLER VE

HATALARA İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE STANDARDI (TMS 8)

HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA

İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 109

 

             MADDE 1 – 20/10/2005 tarih ve 25972 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5 Sıra no’lu Muhasebe Politikaları, Muhasebe Tahminlerinde Değişiklikler ve Hatalara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 8) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 8 Muhasebe Politikaları, Muhasebe Tahminlerinde Değişiklikler ve Hatalar" Standardının 7 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “7. Bir Standart veya Yorum, bir işleme, olaya veya koşula özellikle yönelik ise söz konusu kaleme ilişkin muhasebe politikası, bu Standart veya Yorum dikkate alınarak uygulanmalıdır.”

             MADDE 2 – Aynı Standardın 9 uncu Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “9. Standartlar, bunlarda yer alan hükümlerin uygulanmasında işletmelere yardımcı olmak üzere çeşitli Rehberler ile birlikte yayımlanmaktadır.  Sözü edilen Rehberlerin, ilgili bulunduğu Standardın ayrılmaz bir parçası niteliğinde olup olmadığı bu Rehberlerde belirtilmektedir. Söz konusu Rehberlerden, Standartların ayrılmaz parçası niteliğinde olmayanlar finansal tablolar açısından bir gereklilik oluşturmaz.”

             MADDE 3 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler.

             MADDE 4 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

BİLANÇO TARİHİNDEN SONRAKİ OLAYLARA İLİŞKİN TÜRKİYE

MUHASEBE STANDARDI (TMS 10) HAKKINDA TEBLİĞDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 110

 

             MADDE 1 – 20/10/2005 tarih ve 25972 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6 Sıra no’lu “Bilanço Tarihinden Sonraki Olaylara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 10) Hakkında Tebliğ”in adı “Raporlama Döneminden (Bilanço Tarihinden) Sonraki Olaylara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 10) Hakkında Tebliğ” şeklinde; Tebliğin ekinde yer alan "TMS 10 Bilanço Tarihinden Sonraki Olaylar" Standardının adı “TMS 10 Raporlama Döneminden (Bilanço Tarihinden) Sonraki Olaylar” şeklinde değiştirilmiştir.

             MADDE 2 – Aynı Standardın 13 üncü Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “13. Ödeneceği, raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonra, ancak finansal tabloların yayımı için onay verilen tarihten önce ilan edilen temettüler (örneğin; temettülerin onaylanması ve dolayısıyla artık işletmenin isteğine bağlı olmaması durumunda); söz konusu zamanda herhangi bir yükümlülük bulunmadığından yükümlülük olarak finansal tablolara alınmaz. Bu tür temettüler, “TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu” Standardı uyarınca dipnotlarda açıklanır.”

             MADDE 3 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler.

             MADDE 4 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

MADDİ DURAN VARLIKLARA İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE

STANDARDI (TMS 16) HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 111

 

             MADDE 1 – 31/12/2005 tarih ve 26040 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 15 Sıra no’lu Maddi Duran Varlıklara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 16) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan “TMS 16 Maddi Duran Varlıklar” Standardının 6 ncı Paragrafında yer alan “Geri kazanılabilir tutar” kavramının tanımı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “Geri kazanılabilir tutar: Bir varlığın gerçeğe uygun değerinden satış giderleri çıkarılarak bulunan değeri ile kullanım değerinden büyük olanıdır.”

             MADDE 2 – Aynı Standarda 68 inci Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 68A Paragrafı eklenmiştir.

             “68A. Ancak, başkalarına kiralanmak amacıyla elinde bulundurmakta olduğu maddi duran varlıklarını normal faaliyet akışı içerisinde düzenli olarak satmakta olan bir işletme, bu gibi varlıkların kiralanma amacı sona erdiği ve ilgili varlıklar satış amaçlı elde tutulan varlık haline geldiğinde, bu varlıkları defter değerleri üzerinden stoklara aktarır. Sözü edilen varlıkların satışından elde edilen tutar, “TMS 18 Hasılat” Standardı uyarınca hasılat olarak muhasebeleştirilir. Normal faaliyet akışı içerisinde satılmak üzere elde bulundurulmakta olan varlıkların stoklara aktarıldığı durumlarda TFRS 5 uygulanmaz.”

             MADDE 3 – Aynı Standardın 69 uncu Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “69. Bir maddi duran varlık kaleminin elden çıkarılması çeşitli yollarla (satış, finansal kiralama veya bağış) gerçekleşebilir. Bir maddi duran varlığın elden çıkarma tarihinin belirlenmesinde, TMS 18’de yer alan işletme mallarının satışından sağlanan hasılatın muhasebeleştirilmesine ilişkin kriterler uygulanır. Satıp geri kiralama işlemi yoluyla elden çıkarmalarda TMS 17 uygulanır.”

             MADDE 4 –  Aynı Standarda 80 inci Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 81 inci Paragraf; 81A, 81B, 81C, 81D ve 81E Paragrafları ile 82 nci ve 83 üncü Paragraflar eklenmiştir.

             “81. “-”

             81A. “-”

             81B. “-”

             81C. “-”

             81D. “-”

             81E. “-”

             82. “-”

             83. “-””

             MADDE 5 – Bu Tebliğin 1, 2 ve 3 üncü maddelerinde belirtilen hükümleri uygulayan işletmeler, 18/1/2005 tarih ve 25704 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4 Sıra no’lu Nakit Akış Tablolarına İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 7) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 7 Nakit Akış Tabloları" Standardının,

             (a) 14 üncü Paragrafının 2 nci fıkrasını aşağıdaki şekilde uygular.

             “Fabrikanın bir unsurunun satışı gibi bazı işlemler, muhasebeleştirilmiş kâr ya da zararda yer alan kazanç ya da kayıpta artışa neden olabilir. Bu tür işlemlerle ilgili nakit akışları, yatırım faaliyetlerinden elde edilen nakit akışlarıdır. Ancak, “TMS 16 Maddi Duran Varlıklar” Standardının 68A Paragrafında tanımlandığı üzere, başkalarına kiralanmak amacıyla elde bulundurulmakta iken satış amacıyla elde bulundurulma niteliği kazanan varlıkların üretimi veya edinimi için yapılan nakit ödemeleri, işletme faaliyetlerinden kaynaklanan nakit akışlarıdır. Benzer şekilde, bu tür varlıkların kiralanmasından ve satışından elde edilen nakit girişleri de işletme faaliyetlerinden kaynaklanan nakit akışlarıdır.”

             (b) 54 üncü Paragrafından sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 55 inci Paragraf  eklenmiş olup, söz konusu Paragraf aşağıdaki şekilde uygulanacaktır.

             “55. “-””

             MADDE 6 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler bu hükümler çerçevesinde, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Bu durumda, anılan husus dipnotlarda açıklanır.

             MADDE 7 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

ÇALIŞANLARA SAĞLANAN FAYDALARA İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE

STANDARDI (TMS 19) HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 112

 

             MADDE 1 – 30/3/2006 tarih ve 26124 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 33 Sıra no’lu Çalışanlara Sağlanan Faydalara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 19) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 19 Çalışanlara Sağlanan Faydalar" Standardının 7 nci Paragrafında yer alan ilgili tanımlar aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “Çalışanlara sağlanan kısa vadeli faydalar: Çalışanların hizmet sundukları dönemin sonundan itibaren on iki ay içinde ödeme günü gelecek olan faydalardır (işten çıkarma tazminatı dışındaki).

             Çalışanlara sağlanan diğer uzun vadeli faydalar: Çalışanların hizmet sundukları dönemin sonundan itibaren on iki ay içinde ödenmeyecek olan faydalardır (çalışma dönemi sonrasına ilişkin faydalar ile işten çıkarma tazminatları dışındaki).

             Plan varlıkları yatırım getirisi: Plan varlıklarından kaynaklanan faiz, temettü ve söz konusu yatırımlara ilişkin gerçekleşmiş ve gerçekleşmemiş kazanç ve kayıpları ile birlikte, bunlardan kaynaklanan diğer gelirlerden, planın yönetiminden kaynaklanan maliyetler (tanımlanmış fayda yükümlülüğünü ölçmek için kullanılan aktüeryal varsayımlarda dikkate alınanlar hariç olmak üzere) ile plana ilişkin vergilerin düşülmesi sonucunda bulunan tutardır.

             Geçmiş hizmet maliyeti: İşten ayrılma sonrası sağlanan faydaların veya çalışanlara sağlanan diğer uzun vadeli faydaların başlaması veya değişime uğraması nedeniyle cari dönemde sonuçlanan, çalışanın geçmiş dönemlerde sunduğu hizmetlerine ilişkin tanımlanmış fayda yükümlülüğünün bugünkü değerinde meydana gelen değişmedir. Geçmiş hizmet maliyeti pozitif (faydalar ortaya çıktığında veya değiştirildiğinde ve böylece tanımlanmış fayda yükümlülüğünün bugünkü değeri arttığında) veya negatif (mevcut faydalar değiştirildiğinde ve böylece tanımlanmış fayda yükümlülüğünün bugünkü değeri azaldığında) olabilir.”

             MADDE 2 - Aynı Standardın 8 inci Paragrafının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “8.(b) İzin dönemine tekabül eden ücretlerin, çalışanların hizmet sunduğu dönem sonunu takip eden on iki ay içinde ödendiği kısa süreli ücretli izinleri (örneğin: ücretli yıllık izin ya da ücretli hastalık izni gibi);”

             MADDE 3 – Aynı Standardın 32B Paragrafının 1 inci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “32B. “TMS 37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar” Standardı, işletmenin bazı koşullu borçları hakkında kamuoyuna açıklama yapmasını gerektirir. Örneğin, çok sayıda işverenin dahil olduğu fayda planlarında aşağıda yer alanlar nedeniyle koşullu bir borç ortaya çıkmış olabilir:”

             MADDE 4 – Aynı Standardın 97 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “97. Geçmiş hizmet maliyeti, işletmenin mevcut tanımlanmış fayda planı kapsamında geçmiş hizmetlere ilişkin olarak ödenmesi gereken faydalarda değişiklik yapması veya faydaları geçmiş hizmetlerle ilişkilendiren yeni bir tanımlanmış fayda planı oluşturması durumunda ortaya çıkar. Bu değişiklikler, ilgili faydaların hak kazanıldığı döneme kadar, çalışanlar tarafından sunulacak hizmetlere karşılık yapılır. Bu sebeple, geçmiş hizmet maliyeti, ilgili maliyetin önceki dönemdeki çalışan hizmetini ifade ettiği gerçeğine rağmen anılan dönemde finansal tablolara yansıtılır. Geçmiş hizmet maliyeti, maliyette meydana gelen düzeltmeden kaynaklanan değişiklik olarak ölçülür (bakınız: 64 üncü Paragraf). Negatif geçmiş hizmet maliyeti, geçmiş hizmetlerle ilişkilendirilen faydaların değiştirilmesi sonucunda, tanımlanmış fayda yükümlülüğünün bugünkü değerinin azalması durumunda ortaya çıkar.”

             MADDE 5 – Aynı Standardın 98 inci Paragrafının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “98.(c) Fayda artışı resmen açıklanmamış olsa bile, planın resmi koşulları (veya bu koşulların ötesine geçen zımni kabulden doğan yükümlüklerce) veya yasalarca, işletmenin, herhangi bir fonu plan katılımcılarının faydası için kullanmak zorunda olması durumunda, finansal tablolarda muhasebeleştirilmiş olan aktüeryal kazançlardan doğan fayda iyileşmelerine ilişkin tahminler (çalışanlara sağlanacak faydalara ilişkin yükümlülükteki artış aktüeryal bir zararı ifade etmekte olup, geçmiş hizmet maliyeti değildir (bakınız: Paragraf 85(b));”

             MADDE 6 – Aynı Standardın 111 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “111. Aşağıdakilerden herhangi birisi durumunda azaltma meydana gelir:

             (a) İşletmenin, plan dahilindeki çalışan sayısında önemli bir azaltma yapmayı açıkça taahhüt etmesi durumda; veya

             (b) İşletmenin, tanımlanmış fayda planının koşullarını değiştirmesi ve böylelikle mevcut çalışanların gelecekteki hizmetlerinin önemli bir bölümünün ileride hiçbir faydaya hak kazandırmaması veya sadece daha düşük tutarda faydaya hak kazandıracak olması durumunda.

             Azaltma bir fabrikanın kapanması, bir faaliyetin devam etmemesi veya bitirilmesi ya da bir planın durdurulması veya gelecekteki maaş artışlarının geçmişteki hizmetler için ödenen faydalarla ilişkilendirilmesinde meydana gelen azalma gibi ayrı bir olaydan doğar. Azaltmalar genellikle yeniden yapılanmalarla bağlantılıdır. Bu tür durumlarda, işletme azaltmayı, ilgili yeniden yapılanmayla aynı zamanda muhasebeleştirir.”

             MADDE 7 – Aynı Standarda 111 inci Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 111A Paragrafı eklenmiştir.

             “111A. Planda yapılan bir değişikliğin sağlanacak fayda tutarını azaltması durumunda, söz konusu azaltmanın sadece gelecekte verilecek olan hizmete ilişkin etkisi, azaltma olarak nitelendirilir. Azaltmanın, geçmiş hizmete ilişkin etkisi ise negatif geçmiş hizmet maliyetidir.”

             MADDE 8 – Aynı Standarda 159C Paragrafından sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 159D Paragrafı eklenmiştir.

             “159D. “-””

             MADDE 9 – Bu Tebliğin 1, 2 ve 3 üncü maddeleri 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, anılan maddeleri 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Bu durumda, anılan husus dipnotlarda açıklanır. Bu Tebliğin 4, 5, 6 ve 7 nci maddelerinde yer verilen hükümler ise, 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, Standart kapsamında bulunan faydalarda 31/12/2008 tarihinden sonra meydana gelen değişiklikler için uygulanır.

             MADDE 10 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

DEVLET TEŞVİKLERİNİN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ VE DEVLET

YARDIMLARININ AÇIKLANMASINA İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE

STANDARDI (TMS 20) HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 113

 

             MADDE 1 – 1/11/2005 tarih ve 25983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 8 Sıra no’lu Devlet Teşviklerinin Muhasebeleştirilmesi ve Devlet Yardımlarının Açıklanmasına İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 20) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 20 Devlet Teşviklerinin Muhasebeleştirilmesi ve Devlet Yardımlarının Açıklanması" Standardında yer alan “vergilendirilebilir gelir” ifadesi “vergilendirilebilir kâr ya da zarar”  olarak, “gelir olarak finansal tablolara yansıtılma”, “gelir kaydedilme” ve “gelir olarak muhasebeleştirilme” ifadeleri “kâr ya da zararda muhasebeleştirilme” olarak, “doğrudan özkaynak olarak kaydedilme” ve “doğrudan özkaynaklar ile ilişkilendirilme” ifadeleri “kâr ya da zararın dışında muhasebeleştirilme” olarak, “muhasebe tahmininin düzeltilmesi” ifadesi “muhasebe tahmininin değiştirilmesi” olarak değiştirilmiştir.

             MADDE 2 – Aynı Standardın 2 nci Paragrafının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “2.(b) İşletmelere vergilendirilebilir kâr ya da vergi zararının hesaplanmasında yararlanmak üzere sağlanan faydalar veya vergi yükümlülüğüne bağlı olarak belirlenen ya da vergi yükümlülüğü ile sınırlı olarak sağlanan devlet yardımları. Sözü edilen yardımlara örnek olarak; gelir/kurumlar vergisi istisnaları, yatırımı teşvik amaçlı vergi indirimleri, hızlandırılmış amortisman uygulaması ve indirilmiş vergi oranları gösterilebilir;”

             MADDE 3 – Aynı Standarda 10 uncu Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 10A Paragrafı eklenmiştir.

             “10A. Devletten piyasa faiz oranından düşük bir oranla alınan kredinin faydası, devlet teşviği olarak kabul edilir. Söz konusu kredi “TMS 39 Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme” Standardı uyarınca muhasebeleştirilir ve ölçülür. Düşük faiz oranının yarattığı fayda, kredinin TMS 39 uyarınca belirlenen başlangıçtaki defter değeri ile elde edilen kazanımlar arasındaki fark olarak ölçülür. Söz konusu fayda, bu Standarda göre muhasebeleştirilir. Krediden sağlanan fayda ile karşılanması planlanan maliyetlerin belirlenmesinde, yerine getirilen veya yerine getirilmesi gereken koşul ve yükümlülükler göz önünde bulundurulur.” 

             MADDE 4 – Aynı Standardın 12 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “12. Devlet teşvikleri, bu teşviklerle karşılanması amaçlanan maliyetlerin gider olarak muhasebeleştirildiği dönemler boyunca sistematik şekilde kâr veya zarara yansıtılır.”

             MADDE 5 – Aynı Standardın 13 üncü Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “13. Devlet teşviklerinin muhasebeleştirilmesine ilişkin iki genel yaklaşım bulunmaktadır: Teşviğin kâr ya da zarar dışında muhasebeleştirildiği "sermaye yaklaşımı" ve teşviğin bir veya daha fazla dönemde kâr ya da zararda muhasebeleştirildiği "gelir yaklaşımı".”

             MADDE 6 – Aynı Standardın 14 üncü Paragrafının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “14.(a) Bir finansman aracı olan devlet teşvikleri, finanse ettikleri harcama kalemini netleştirmek amacıyla kâr veya zararda muhasebeleştirilmek yerine, finansal durum tablosu (bilanço) ile ilişkilendirilmelidir. Geri ödeme beklenmediğinden, bu tür teşvikler kâr ya da zarar dışında muhasebeleştirilmelidir; ve”

             MADDE 7 – Aynı Standardın 15 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “15. Gelir yaklaşımının dayandığı gerekçeler ise şunlardır:

             (a) Devlet teşvikleri, hissedarlar dışındaki bir kaynaktan elde edilmiş olmaları nedeniyle, doğrudan özkaynak olarak kaydedilmemeli, fakat uygun dönemlerde kâr ya da zarar olarak muhasebeleştirilmelidir;

             (b) Devlet teşvikleri nadiren karşılıksızdır. İşletmeler koşullara uymakla ve önceden konan yükümlülüklerini yerine getirmekle teşvikleri kazanır. Bu nedenle bu teşvikler sözü edilen teşviklerle karşılanması amaçlanan maliyetlerin gider olarak muhasebeleştirildiği dönemler boyunca kâr ya da zararda muhasebeleştirilmelidir ve

             (c) Gelir vergisi ve diğer vergilerin bir tür harcama olması göz önüne alındığında, mali politikaların bir uzantısı olan devlet teşvikleri de kâr veya zarar ile ilişkilendirilmelidir.”

             MADDE 8 – Aynı Standardın 16 ncı Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “16. Gelir yaklaşımında, devlet teşviklerinin, ilgili teşviklerle karşılanması amaçlanan maliyetlerin gider olarak muhasebeleştirildiği dönemler boyunca sistematik bir biçimde kâr ya da zarara alınması esastır. Devlet teşviklerinin tahsil edildiği anda kâr ya da zararda muhasebeleştirilmesi tahakkuk esasına (bakınız: “TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu” Standardı) uygun değildir ve yalnızca tahsil edildiği dönemden farklı dönemlerde finansal tablolara yansıtılmasına ilişkin bir esasın bulunmaması durumunda bu uygulama kabul edilebilir.”

             MADDE 9 – Aynı Standardın 17 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “17. Çoğunlukla, bir işletmenin bir devlet teşviği ile ilgili maliyet ve harcamaları finansal tablolarına yansıttığı dönemler kolayca belirlenebilir. Böylece belirli harcamalardaki devlet teşvikleri, ilgili harcamaların finansal tablolara yansıtıldığı dönemde kâr ya da zararda muhasebeleştirilir. Benzer şekilde, amortismana tabi varlıklara ilişkin teşvikler, genellikle bunların amortismanları oranında ilgili dönemler boyunca kâr ya da zararda muhasebeleştirilir.”

             MADDE 10 – Aynı Standardın 18 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “18. Amortismana tabi olmayan varlıklara ilişkin teşvikler belirli yükümlülüklerin yerine getirilmesini gerektirebilir ve ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmesinde katlanılan maliyetlerin gerçekleştiği dönemler boyunca kâr ya da zararda muhasebeleştirilir. Örneğin, üzerine bina inşa edilmesi koşuluyla alınan bir arsa teşviğinin, binanın ömrü boyunca kâr ya da zararda muhasebeleştirilmesi uygun olacaktır.”

             MADDE 11 – Aynı Standardın 20 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “20. Önceden gerçekleşmiş gider veya zararları karşılamak ya da işletmeye gelecekte herhangi bir maliyet gerektirmeksizin acil finansman desteği sağlamak amacıyla verilen devlet teşvikleri, tahsil edilebilir hale geldiği dönemde kâr ya da zararda muhasebeleştirilir.”

             MADDE 12 – Aynı Standardın 21 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “21. Bazı durumlarda, devlet teşvikleri işletmenin belirli harcamaları üstlenmesini teşvik etmek yerine, acil finansman desteği sağlamak amacıyla verilebilir. Bu tür teşvikler belirli bir işletmeyle sınırlandırılabilir ve aynı durumdaki tüm işletmelere tanınmayabilir. Bu durumlar işletmenin teşviğe hak kazandığı dönemde teşviğin, etkisinin açıkça anlaşılabilmesi için gereken açıklamalar ile birlikte, kâr ya da zararda muhasebeleştirilmesine olanak sağlayabilir.”

             MADDE 13 – Aynı Standardın 22 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “22. Bir devlet teşviğine, geçmiş bir hesap döneminde gerçekleşmiş gider ve zararların karşılanmasına yönelik olarak hak kazanılmış olabilir. Bu tür teşvikler finansal tablolara olan etkisinin açıkça anlaşılabilmesi için gerekli açıklamalar ile birlikte, tahsil edilebilir hale geldiği dönemin kâr ya da zararında muhasebeleştirilir.”

             MADDE 14 – Aynı Standardın 26 ncı Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “26. Yöntemlerden birisinde teşvik, varlığın faydalı ömrü boyunca sistematik bir biçimde ertelenmiş gelir olarak kâr veya zararda muhasebeleştirilir.”

             MADDE 15 – Aynı Standardın 27 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “27. Diğer yöntemde ise teşvik, varlığın defter değerinin hesaplanması sırasında indirilir. Amortismana tabi varlığın faydalı ömrü boyunca amortisman giderinin azaltılması yoluyla teşvik, kâr ya da zararda muhasebeleştirilmiş olur.”

             MADDE 16 – Aynı Standardın 32 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “32. Geri ödenmesi gereken devlet teşvikleri, bir muhasebe tahmininin değiştirilmesi olarak muhasebeleştirilir (bakınız: “TMS 8 Muhasebe Politikaları, Muhasebe Tahminlerinde Değişiklikler ve Hatalar” Standardı). Gelire ilişkin bir teşviğin geri ödenmesi durumunda, ödenen tutar öncelikle bu tutarın muhasebeleştirildiği itfa edilmemiş ertelenmiş gelir kaleminden düşülür. Geri ödenen tutarın ertelenmiş gelir bakiyesini aşması veya ertelenmiş gelir kaleminin olmaması durumunda, söz konusu tutar doğrudan kâr ya da zararda muhasebeleştirilir. Varlıklara ilişkin devlet teşviklerinin geri ödenmesi durumunda, ilgili varlığın defter değeri geri ödenecek tutar kadar artırılır veya ertelenmiş gelir hesabı geri ödenecek tutar kadar azaltılır. Teşvik alınmamış olsaydı önceki dönemlerde kâr ya da zararda muhasebeleştirilmiş olacak olan birikmiş amortisman tutarı, teşviğin geri ödenmesiyle birlikte o anda kâr ya da zararda muhasebeleştirilir.”

             MADDE 17 – Aynı Standardın 37 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “37. “-””

             MADDE 18 – Aynı Standarda 42 nci Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 43 üncü Paragraf eklenmiştir.

             “43. “-””

             MADDE 19 – Bu Tebliğ hükümlerini uygulayan işletmeler, 24/2/2006 tarih ve 26090 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 22 Sıra no’lu Tarımsal Faaliyetlere İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 41) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 41 Tarımsal Faaliyetler" Standardının 34, 35 ve 36 ncı Paragraflarını aşağıdaki şekilde uygular.

             “34. Gerçeğe uygun değerinden satış maliyeti düşülmek suretiyle ölçülen canlı varlıklara ilişkin koşulsuz olarak yapılan devlet teşvikleri, söz konusu teşviklerin ancak ve ancak alacak haline gelmeleri durumunda kâr ya da zararda muhasebeleştirilir.

             35. Gerçeğe uygun değerden satış maliyeti düşülmek suretiyle ölçülen canlı varlıklara ilişkin devlet teşvikleri; ilgili işletmenin belirli tarımsal faaliyetlerde bulunulmaması da dahil olmak üzere, şartlı olarak verilmiş olmaları durumunda, sadece ve sadece ilgili devlet teşviğine ilişkin koşullar karşılandığında kâr ya da zararda muhasebeleştirilir.

             36. Devlet teşviklerinin koşul ve şartları farklılık arz eder. Örneğin; bir teşvik, işletmenin belirli bir yerde 5 yıl süreyle tarımsal faaliyette bulunmasını, bu faaliyetin 5 yıldan daha kısa bir dönem için yapılması durumunda ise tüm teşviğin iade edilmesini gerektirebilir. Bu durumda, söz konusu  teşvik, 5 yıllık süre dolmadıkça işletme tarafından kâr ya da zararda muhasebeleştirilmez. Diğer taraftan, teşvik koşullarının, geçen zamana bağlı olarak teşviğin belli bir kısmının işletmece alıkonulmasına izin vermesi durumunda, işletme, söz konusu teşviği, zaman geçtikçe kâr ya da zararda muhasebeleştirilir.”

             MADDE 20 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler bu hükümler çerçevesinde, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Bu durumda, anılan husus dipnotlarda açıklanır.

             MADDE 21 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

BORÇLANMA MALİYETLERİNE İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE

STANDARDI (TMS 23) HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 114

             MADDE 1 – 15/7/2007 tarih ve 26583 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 46 Sıra no’lu Borçlanma Maliyetlerine İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 23) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan “TMS 23 Borçlanma Maliyetleri” Standardının 6 ncı Paragrafının (a), (b) ve (c) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “6.(a) “TMS 39 Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme” Standardında tanımlanan etkin faiz oranı yöntemi kullanılarak hesaplanan faiz gideri,

             (b) “-”,

             (c) “-” ”     

             MADDE 2 – Aynı Standarda 29 uncu Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 29A Paragrafı eklenmiştir.

             “29A. “-””

             MADDE 3 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Bu durumda, anılan husus dipnotlarda açıklanır.

             MADDE 4 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

KONSOLİDE VE BİREYSEL FİNANSAL TABLOLARA İLİŞKİN TÜRKİYE

MUHASEBE STANDARDI (TMS 27) HAKKINDA TEBLİĞDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 115

 

             MADDE 1 – 13/8/2008 tarih ve 26966 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 68 Sıra no’lu Konsolide ve Bireysel Finansal Tablolara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 27) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 27 Konsolide ve Bireysel Finansal Tablolar" Standardının 38 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “38. Bireysel finansal tablolar hazırlayan bir işletme, bu tablolarda yer alan bağlı ortaklıklar, müştereken kontrol edilen işletmeler ve iştiraklerdeki yatırımlarını;

             (a) Maliyet değeriyle veya

             (b) TMS 39’a uygun olarak muhasebeleştirir.

             Her bir yatırım kategorisi için aynı muhasebe politikasının uygulanması esastır. Maliyeti üzerinden muhasebeleştirilmiş olan yatırımlar, TFRS 5’e göre satış amaçlı elde tutulan varlık olarak sınıflandırıldığında (ya da satış amaçlı varlık olarak sınıflanan bir grup varlık içerisine dahil edildiğinde) “TFRS 5 Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetler” Standardına uygun olarak muhasebeleştirilir. Bu tür durumlarda, TMS 39 uyarınca muhasebeleştirilmiş olan yatırımlar eski şekilde ölçülmeye devam edilir.”

             MADDE 2 – Aynı Standarda 45 inci Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 45A Paragrafı eklenmiştir.

             “45A. “-””

             MADDE 3 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için, 16/3/2006 tarih ve 26110 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan TFRS 5’in ilk kez uygulandığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, bu hükümler çerçevesinde, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Bu durumda, anılan husus dipnotlarda açıklanır.

             MADDE 4 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

İŞTİRAKLERDEKİ YATIRIMLARA İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE

STANDARDI (TMS 28) HAKKINDA TEBLİĞDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 116

 

             MADDE 1 – 27/12/2005 tarih ve 26036 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 12 Sıra no’lu İştiraklerdeki Yatırımlara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 28) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 28 İştiraklerdeki Yatırımlar" Standardının 1 inci  Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “1. Bu Standart, iştiraklerdeki yatırımların muhasebeleştirilmesinde uygulanır. Ancak;

             (a) Risk sermayesi (girişim sermayesi) kuruluşları,

             (b)Yatırım fonları ve yatırım amaçlı sigorta fonlarını kapsayan benzer işletmeler tarafından elde bulundurulan ve "TMS 39 Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme" Standardı uyarınca muhasebeleştirilerek, ilk muhasebeleştirmeyi takiben gerçeğe uygun değeri ile değerlenip kâr veya zararla ilişkilendirilen veya alım-satım amaçlı elde bulundurulan iştirak yatırımları bu Standart kapsamında değildir. Bu tür yatırımlar, TMS 39 uyarınca gerçeğe uygun değerlerinden ölçülür ve gerçeğe uygun değerde meydana gelen değişimler, değişimin gerçekleştiği dönemde kâr veya zararda muhasebeleştirilir. Bu tür bir yatırımı elinde bulunduran işletme, Paragraf 37(f)’de yer verilen açıklamalarda bulunur.”

             MADDE 2 – Aynı Standardın 33 üncü Paragrafının 1 inci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “33. İştiraklerdeki yatırımın defter değerinin bir bölümünü oluşturan şerefiye, ayrıca muhasebeleştirilmediğinden "TMS 36 Varlıklarda Değer Düşüklüğü" Standardının şerefiye değer düşüklüğünün test edilmesine ilişkin hükümleri uygulanarak ayrıca değer düşüklüğü açısından test edilmez. Bunun yerine, TMS 39 hükümlerinin uygulanmasının yatırımda değer düşüklüğü olabileceğini gösterdiği durumlarda, iştirak yatırımının geri kazanılabilir tutarı (kullanım değeri ile gerçeğe uygun değerinden satış maliyetlerinin düşülmesi sonucu bulunan tutardan büyük olanı) ile defter değeri karşılaştırılarak yatırımın tüm defter değeri TMS 36’ya göre değer düşüklüğü açısından tek bir varlık gibi test edilir. Bu tür durumlarda muhasebeleştirilen değer düşüklüğü zararı, iştirakteki yatırımın defter değerinin bir bölümünü oluşturan şerefiye de dahilolmak üzere herhangi bir varlık kalemine dağıtılmaz. Buna bağlı olarak, iştirakteki yatırımın geri kazanılabilir tutarının sonradan artması durumunda, söz konusu değer düşüklüğü zararı TMS 36 uyarınca iptal edilir. Yatırımın kullanım değerinin belirlenmesinde işletme tarafından aşağıdaki tahminler yapılır:”

             MADDE 3 – Aynı Standarda 41B Paragrafından sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 41C Paragrafı eklenmiştir.

             “41C. “-””

             MADDE 4 – Bu Tebliğin 1 ve 2 nci maddelerinde belirtilen hükümleri uygulayan işletmeler, 30/1/2007 tarih ve 26419 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 42 Sıra no’lu Finansal Araçlar: Açıklamalara İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 7) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TFRS 7 Finansal Araçlar: Açıklamalar" Standardının 3 üncü Paragrafının (a) bendini aşağıdaki şekilde uygular.

             “3.(a) "TMS 27 Konsolide ve Bireysel Finansal Tablolar", "TMS 28 İştiraklerdeki Yatırımlar" ve "TMS 31 İş Ortaklıklarındaki Paylar" Standartları kapsamında muhasebeleştirilen bağlı ortaklık, iştirak veya iş ortaklıklarındaki paylar. Diğer taraftan, bazı durumlarda, TMS 27, TMS 28 ve TMS 31, bağlı ortaklık, iştirak ve iş ortaklıklarındaki payların TMS 39’a göre muhasebeleştirilmesine izin vermektedir. Bu hallerde, işletme bu TFRS’de yer alan hükümleri uygular. Bu Standart, ilgili türev ürün TMS 32’de yer alan özkaynağa dayalı finansal araç tanımına girmediği sürece, bağlı ortaklıklardaki, iştiraklerdeki ve iş ortaklıklarındaki paylarla ilişkilendirilmiş her türlü türev ürüne de uygulanır.” 

             MADDE 5 – Bu Tebliğin 1 ve 2 nci maddelerinde belirtilen hükümleri uygulayan işletmeler, 31/12/2005 tarih ve 26040 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 14 Sıra no’lu İş Ortaklıklarındaki Paylara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 31) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 31 İş Ortaklıklarındaki Paylar" Standardının 1 inci Paragrafını  aşağıdakişekilde uygular.

             “1. İş ortaklıklarındaki payların muhasebeleştirilmesi ve iş ortaklıklarının yapılarına ve faaliyetlerinin gerçekleştirilme şekline  bağlı olmaksızın; iş ortaklığının  varlık, borç, gelir ve giderlerinin ortak girişimcilerin ve yatırımcıların finansal tablolarında raporlanması bu Standart hükümlerine göre yapılır. Ancak bu Standart, alım-satım  amaçlıelde tutulan ve bu şekilde sınıflandırılan, ilk muhasebeleştirme sırasında gerçeğe uygun değerinden ve gelir tablosu ile ilişkilendirilmek suretiyle gösterilen ve “TMS 39 Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme” Standardı ile uyumlu olarak muhasebeleştirilen; 

             (a) Girişim (risk) sermayesi organizasyonları veya

             (b) Yatırım fonları ve yatırım amaçlı sigorta fonları dahil benzeri işletmeler tarafından elde tutulan, müştereken kontrol edilen işletmelerdeki ortak girişimci katılım paylarına uygulanmaz. Bu tür yatırımlar, gerçeğe uygun değerlerindeki değişimler, değişimin gerçekleştiği dönemde kâr veya zarar ile ilişkilendirilerek, TMS 39 uyarınca gerçeğe uygun değerleri üzerinden değerlenir. Bu tür bir katılım payını elinde tutan ortak girişimci, 55 ve 56 ncı Paragraflar uyarınca gerekli açıklamaları yapar.”

             MADDE 6 – Bu Tebliğin 1 ve 2 nci maddelerinde belirtilen hükümleri uygulayan işletmeler, 28/10/2006 tarih ve 26330 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 40 Sıra no’lu Finansal Araçlar: Sunuma İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 32) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 32 Finansal Araçlar: Sunum" Standardının 4 üncü Paragrafının (a) bendini aşağıdaki şekilde uygular.

             “4.(a) "TMS 27 Konsolide ve Bireysel Finansal Tablolar", "TMS 28 İştiraklerdeki Yatırımlar" ve "TMS 31 İş Ortaklıklarındaki Paylar" Standartları kapsamında muhasebeleştirilen bağlı ortaklık, iştirak veya iş ortaklıklarındaki yatırımlar. Öte yandan, bazı durumlarda, TMS 27, TMS 28 ve TMS 31, bağlı ortaklık, iştirak ve iş ortaklıklarındaki payların TMS 39’a göre muhasebeleştirilmesine izin vermektedir; bu tür durumlarda, işletme, bu Standartta yer alan hükümleri uygular. İşletmeler, bu Standardı bağlı ortaklıklardaki, iştiraklerdeki ve iş ortaklıklarındaki yatırımlarına ilişkin tüm türev ürünlere uygular.”

             MADDE 7 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Bu durumda, anılan husus dipnotlarda açıklanır.

             MADDE 8 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

YÜKSEK ENFLASYONLU EKONOMİLERDE FİNANSAL RAPORLAMAYA

İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE STANDARDI (TMS 29) HAKKINDA

TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 117

 

             MADDE 1 – 31/12/2005 tarih ve 26040 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 16 Sıra no’lu Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlamaya İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 29) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama" Standardının 6 ncı Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “6. İşletmeler, finansal tablolarını, genel fiyat düzeyindeki değişimlerden ya da kayıtlarda yer alan varlık ya da borçların özel fiyatlarındaki artışlardan bağımsız olarak, tarihi maliyet esasına göre hazırlar. Bu durumun istisnasını, işletmenin gerçeğe uygun değer üzerinden ölçmek zorunda olduğu ya da ölçmeyi tercih ettiği varlık ve borçlar oluşturur. Örneğin, maddi duran varlıklar gerçeğe uygun değer üzerinden yeniden değerlenebilir; biyolojik varlıkların da gerçeğe uygun değer üzerinden ölçülmeleri gerekir. Bununla beraber bazı işletmeler, elde tutulan varlıkların özel fiyatlarındaki değişimlerin etkisini yansıtan cari maliyet yaklaşımına göre hazırlanmış finansal tablolar sunar.”

             MADDE 2 – Aynı Standardın 8 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “8. Geçerli para birimi yüksek enflasyonlu bir ekonominin para birimi olan bir işletmenin finansal tabloları, ister tarihi maliyet ister cari maliyet yaklaşımıyla hazırlanmış olsun, raporlama dönemi (bilanço tarihi) sonundaki cari ölçüm birimi cinsinden ifade edilir. “TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu” Standardı (13/8/2008 tarih ve 26966 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan) uyarınca istenen önceki dönemlere ait karşılaştırmalı rakamlar ve önceki dönemlere ait herhangi bir bilgi de raporlama dönemi sonundaki cari ölçüm birimi cinsinden ifade edilir. Farklı bir para biriminin kullanıldığı finansal tablolarda karşılaştırmalı tutarların sunumunda “TMS 21 Kur Değişiminin Etkileri” Standardının 42(b) ve 43 üncü Paragrafları uygulanır.”

             MADDE 3 – Aynı Standardın 14 üncü Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “14. Diğer tüm aktif ve pasifler, parasal olmayan kalemlerdir. Bazı parasal olmayan kalemler, raporlama dönemi sonundaki cari tutarlarından taşınır (net kâr ve gerçeğe uygun değeri ile değerlenenler gibi) ve bu nedenle düzeltilmezler. Diğer tüm parasal olmayan aktif ve pasifler düzeltilir.”

             MADDE 4 – Aynı Standardın 15 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “15. Parasal olmayan kalemlerin çoğu, maliyet değerlerinden ya da amortisman düşülmüş maliyet değerinden taşınır, dolayısıyla elde etme tarihindeki cari tutarlardan gösterilir. Her bir kalemin düzeltilmiş maliyeti veya amortisman düşülmüş düzeltilmiş maliyeti; tarihi maliyet ve birikmiş amortismana bir genel fiyat endeksindeki elde etme tarihinden raporlama dönemi sonuna (bilanço tarihine) kadar olan sürede gerçekleşen değişimin etkisinin yansıtılmasıyla belirlenir. Örneğin, maddi duran varlıklar, hammadde ve ticari mallar, şerefiye, patent, ticari marka ve benzeri varlıklar satın alma tarihlerinden itibaren düzeltilir. Yarı mamuller ve mamuller satın alma ve üretim maliyetlerinin oluştuğu tarihlerden itibaren düzeltilir.”

             MADDE 5 – Aynı Standardın 19 uncu Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “19. Bir parasal olmayan kalemin düzeltilmiş değeri, eğer geri kazanılabilir tutarını aşıyorsa, ilgili Standartlar çerçevesinde azaltılır. Örneğin, maddi duran varlıkların, şerefiyenin, patent ve ticari markaların düzeltilmiş tutarları geri kazanılabilir tutarına, stokların düzeltilmiş tutarları da net gerçekleşebilir değerine indirilir.”

             MADDE 6 – Aynı Standardın 20 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “20. Özkaynak yöntemiyle muhasebeleştirilen bir yatırım, yüksek enflasyonlu bir ekonominin para biriminde raporlama yapabilir. Böyle bir yatırımın finansal durum tablosu (bilanço) ve kapsamlı gelir tablosu, yatırımcının işletmenin net aktifleri ve kâr ya da zarardaki payını hesaplamak amacıyla, bu Standarda göre düzeltilir. Yatırımın düzeltilmiş finansal tabloları bir yabancı para biriminde hazırlanmışsa, kapanış kurundan çevrilir.”

             MADDE 7 – Aynı Standardın 28 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “28. Net kârdaki kazanç veya kayıp, kâr ya da zarara dahil edilir. Fiyat değişimlerine anlaşmayla bağlı aktif ve pasiflere 13 üncü Paragrafta belirtildiği gibi yapılan düzeltme net parasal pozisyon kâr/zararı ile netleştirilir. Faiz gelir ve gideri ile yatırılan veya borçlanılan fonlarla ilgili kur farkları gibi diğer gelir ve gider kalemleri de net parasal pozisyon ile ilişkilendirilir. Bu tür kalemler kapsamlı gelir tablosunda ayrıca gösterilse de, net parasal pozisyon kâr/zararı ile beraber gösterilmeleri faydalı olabilir.”

             MADDE 8 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler.

             MADDE 9 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

İŞ ORTAKLIKLARINDAKİ PAYLARA İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE

STANDARDI (TMS 31) HAKKINDA TEBLİĞDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 118

 

             MADDE 1 – 31/12/2005 tarih ve 26040 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 14 Sıra no’lu İş Ortaklıklarındaki Paylara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 31) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 31 İş Ortaklıklarındaki Paylar" Standardının 1 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “1. İş ortaklıklarındaki payların muhasebeleştirilmesi ve iş ortaklıklarının yapılarına ve faaliyetlerinin gerçekleştirilme şekline  bağlı olmaksızın; iş ortaklığının  varlık, borç, gelir ve giderlerinin ortak girişimcilerin ve yatırımcıların finansal tablolarında raporlanması bu Standart hükümlerine göre yapılır. Ancak bu Standart, alım-satım  amaçlıelde tutulan ve bu şekilde sınıflandırılan, ilk muhasebeleştirme sırasında gerçeğe uygun değerinden ve gelir tablosu ile ilişkilendirilmek suretiyle gösterilen ve “TMS 39 Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme” Standardı ile uyumlu olarak muhasebeleştirilen; 

             (a) Girişim (risk) sermayesi organizasyonları veya

             (b) Yatırım fonları ve yatırım amaçlı sigorta fonları dahil benzeri işletmeler tarafından elde tutulan, müştereken kontrol edilen işletmelerdeki ortak girişimci katılım paylarına uygulanmaz. Bu tür yatırımlar, gerçeğe uygun değerlerindeki değişimler, değişimin gerçekleştiği dönemde kâr veya zarar ile ilişkilendirilerek, TMS 39 uyarınca gerçeğe uygun değerleri üzerinden değerlenir. Bu tür bir katılım payını elinde tutan ortak girişimci, 55 ve 56 ncı Paragraflar uyarınca gerekli açıklamaları yapar.”

             MADDE 2 – Aynı Standarda 57 nci Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 58 inci Paragraf ile 58A, 58B Paragrafları ve 59 uncu Paragraf eklenmiştir.

             “58. “-”

             58A. “-”

             58B. “-”

             59. “-””

             MADDE 3 – Bu Tebliğin 1 inci maddesinde belirtilen hükmü uygulayan işletmeler, 30/1/2007 tarih ve 26419 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 42 Sıra no’lu Finansal Araçlar: Açıklamalara İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 7) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TFRS 7 Finansal Araçlar: Açıklamalar" Standardının 3 üncü Paragrafının (a) bendini aşağıdaki şekilde uygular.

             “3. (a) "TMS 27 Konsolide ve Bireysel Finansal Tablolar", "TMS 28 İştiraklerdeki Yatırımlar" ve "TMS 31 İş Ortaklıklarındaki Paylar" Standartları kapsamında muhasebeleştirilen bağlı ortaklık, iştirak veya iş ortaklıklarındaki paylar. Diğer taraftan, bazı durumlarda, TMS 27, TMS 28 ve TMS 31, bağlı ortaklık, iştirak ve iş ortaklıklarındaki payların TMS 39’a göre muhasebeleştirilmesine izin vermektedir. Bu hallerde, işletme bu TFRS’de yer alan hükümleri uygular. Bu Standart, ilgili türev ürün TMS 32’de yer alan özkaynağa dayalı finansal araç tanımına girmediği sürece, bağlı ortaklıklardaki, iştiraklerdeki ve iş ortaklıklarındaki paylarla ilişkilendirilmiş her türlü türev ürüne de uygulanır.” 

             MADDE 4 – Bu Tebliğin 1 inci maddesinde belirtilen hükmü uygulayan işletmeler, 27/12/2005 tarih ve 26036 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 12 Sıra no’lu İştiraklerdeki Yatırımlara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 28) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 28 İştiraklerdeki Yatırımlar" Standardının 1 inci Paragrafını aşağıdaki şekilde uygular.

             “1. Bu Standart, iştiraklerdeki yatırımların muhasebeleştirilmesinde uygulanır. Ancak;

             (a) Risk sermayesi (girişim sermayesi) kuruluşları,

             (b) Yatırım fonları ve yatırım amaçlı sigorta fonlarını kapsayan benzer işletmeler tarafından elde bulundurulan ve "TMS 39 Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme" Standardı uyarınca muhasebeleştirilerek, ilk muhasebeleştirmeyi takiben gerçeğe uygun değeri ile değerlenip kâr veya zararla ilişkilendirilen veya alım-satım amaçlı elde bulundurulan iştirak yatırımları bu Standart kapsamında değildir. Bu tür yatırımlar, TMS 39 uyarınca gerçeğe uygun değerlerinden ölçülür ve gerçeğe uygun değerde meydana gelen değişimler, değişimin gerçekleştiği dönemde kâr veya zararda muhasebeleştirilir. Bu tür bir yatırımı elinde bulunduran işletme, Paragraf 37 (f)’de yer verilen açıklamalarda bulunur.”

             MADDE 5 – Bu Tebliğin 1 inci maddesinde belirtilen hükmü uygulayan işletmeler, 28/10/2006 tarih ve 26330 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 40 Sıra no’lu Finansal Araçlar: Sunuma İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 32) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 32 Finansal Araçlar: Sunum" Standardının 4 üncü Paragrafının (a) bendini aşağıdaki şekilde uygular.

             “4. (a) "TMS 27 Konsolide ve Bireysel Finansal Tablolar", "TMS 28 İştiraklerdeki Yatırımlar" ve "TMS 31 İş Ortaklıklarındaki Paylar" Standartları kapsamında muhasebeleştirilen bağlı ortaklık, iştirak veya iş ortaklıklarındaki yatırımlar. Öte yandan, bazı durumlarda, TMS 27, TMS 28 ve TMS 31, bağlı ortaklık, iştirak ve iş ortaklıklarındaki payların TMS 39’a göre muhasebeleştirilmesine izin vermektedir; bu tür durumlarda, işletme, bu Standartta yer alan hükümleri uygular. İşletmeler, bu Standardı bağlı ortaklıklardaki, iştiraklerdeki ve iş ortaklıklarındaki yatırımlarına ilişkin tüm türev ürünlere uygular.”

             MADDE 6 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Bu durumda, anılan husus dipnotlarda açıklanır.

             MADDE 7 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

ARA DÖNEM FİNANSAL RAPORLAMAYA İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE

STANDARDI (TMS 34) HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 119

 

             MADDE 1 – 2/2/2006 tarih ve 26068 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 19 Sıra no’lu Ara Dönem Finansal Raporlamaya İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 34) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 34 Ara Dönem Finansal Raporlama" Standardının 11 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “11. İşletme, bir ara döneme ilişkin kâr veya zarar bileşenlerini sunan tabloda, “TMS 33 Hisse Başına Kazanç” Standardının uygulandığı durumlarda söz konusu döneme ilişkin adi hisse başına kâr ile hisse başına sulandırılmış kâr tutarlarını sunar.”

             MADDE 2 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler.

             MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

VARLIKLARDA DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜNE İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE STANDARDI

(TMS 36) HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 120

 

             MADDE 1 – 18/3/2006 tarih ve 26112 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 28 Sıra no’lu Varlıklarda Değer Düşüklüğüne İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 36) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 36 Varlıklarda Değer Düşüklüğü" Standardının 134 üncü Paragrafının (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “134. (e) Birimin (birimler grubunun) geri kazanılabilir tutarının satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri esas alması durumunda, satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri belirlemek için kullanılan yöntem. Satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değerin, birime (birimler grubuna) ilişkin olarak gözlemlenebilen bir piyasa fiyatı kullanılarak belirlenmemesi durumunda, aşağıdaki bilgiler kamuoyuna açıklanır:

             (i) Yönetimin, satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri belirlemede esas aldığı her bir kilit varsayım. Kilit varsayımlar; birimin (birimler grubunun) geri kazanılabilir tutarının en çok duyarlı olduğu varsayımlardır.

             (ii) Yönetimin, her bir temel varsayımla ilişkilendirilen değeri (ya da değerleri) belirlemedeki yaklaşımı; söz konusu değerin (değerlerin) geçmiş deneyimleri yansıtıp yansıtmadığı, uygun olması durumunda, işletme dışı bilgi kaynakları ile tutarlı olup olmadığı ve aksi halde, neden geçmiş deneyimlerden veya işletme dışı bilgi kaynaklarından farklı olduğu.

             Satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değerin, iskonto edilmiş nakit akış tahminleri kullanılarak belirlenmesi durumunda, aşağıdaki hususlar hakkında da açıklama yapılır:

             (iii) Yönetimin nakit akışlarını planladığı dönem,

             (iv) Nakit akış projeksiyonlarının tahmininde kullanılan büyüme oranı,

             (v) Nakit akış projeksiyonlarına uygulanan iskonto oranı (oranları).”

             MADDE 2 – Aynı Standardın 140B Paragrafından sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 140C Paragrafı eklenmiştir.

             “140C. “ – ””

             MADDE 3 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Bu durumda, anılan husus dipnotlarda açıklanır.

             MADDE 4 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLARA İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE

STANDARDI (TMS 38) HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 121

 

             MADDE 1 – 17/3/2006 tarih ve 26111 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 26 Sıra no’lu Maddi Olmayan Duran Varlıklara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 38) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar" Standardının 69 uncu Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “69. Bazı durumlarda, işletmeye gelecekte ekonomik yararlar sağlamak amacıyla birtakım harcamalar yapılır, ancak söz konusu harcamalar sonucunda muhasebeleştirilebilecek herhangi bir maddi olmayan duran varlık veya diğer bir varlık elde edilmez veya oluşturulmaz. Mal alımının söz konusu olduğu durumlarda, bu tür harcamalar, işletmenin mallara erişim hakkı doğduğu anda gider olarak muhasebeleştirilir. Hizmet alımının söz konusu olduğu durumlarda ise, yapılan harcamalar, hizmetler alındığı anda gider olarak muhasebeleştirilir. Örneğin, araştırma için yapılan harcama, işletme birleşmesinin bir parçası olarak elde edildiği durumlar hariç, gerçekleştiği anda gider olarak muhasebeleştirilir (bakınız: 54 üncü Paragraf). Gerçekleştiği anda gider olarak muhasebeleştirilen harcamalarla ilgili diğer örnekler şunlardır:

             (a) "TMS 16 Maddi Duran Varlıklar" Standardı uyarınca bir maddi duran varlık kaleminin maliyetine dahil edilmiş olmadıkça, faaliyete başlanmasına ilişkin harcamalar (başlangıç maliyetleri gibi). Başlangıç maliyetleri, bir tüzel kişiliğin oluşturulması için yapılan yasal ve sekreterya türü maliyetler, yeni bir tesis veya işyeri açmak için yapılan harcamalar (yani açılış öncesi maliyetler) veya yeni faaliyetlerin başlatılması, yeni ürün veya süreçlerin oluşturulması için yapılan harcamalar (yani faaliyet öncesi maliyetler) gibi kuruluş maliyetlerinden oluşabilir.

             (b) Eğitim faaliyetlerine ilişkin harcamalar.

             (c) Reklam ve promosyon faaliyetlerine ilişkin harcamalar (internet üzerinden sipariş verilecek malları içeren kataloglar dahil).

             (d) Bir işletmenin kısmen veya tamamen yerinin değiştirilmesi veya yeniden yapılandırılmasına ilişkin harcamalar.”

             MADDE 2 – Aynı Standarda 69 uncu Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 69A Paragrafı eklenmiştir.

             “69A. İşletme, malların mülkiyetini eline geçirdiği anda söz konusu mallara erişim hakkına da sahip olur. Benzer şekilde malların, tedarik sözleşmesine ilişkin koşullar çerçevesinde bir tedarikçi tarafından imal edildiği ve işletmenin, ödeme karşılığında söz konusu malların teslimini talep edebildiği durumlarda  işletmenin söz konusu mallara erişim hakkı bulunmaktadır. Hizmetler ise, işletmenin hizmeti, örneğin, müşterilere reklam yapmak amacıyla diğer bir hizmete yönlendirdiği anda değil, bir sözleşme çerçevesinde işletmeye teslim edilmek üzere tedarikçi tarafından ifa edildikleri anda alınmış kabul edilir.”

             MADDE 3 – Aynı Standardın 70 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “70. 68 inci Paragraf, bir işletmenin, mallara erişim hakkını elde etmesi öncesinde yaptığı bir peşin ödemeyi varlık olarak muhasebeleştirmesini engellemez. Benzer şekilde, yine aynı Paragraf, bir işletmenin, hizmet alımı öncesinde yaptığı bir peşin ödemeyi varlık olarak muhasebeleştirmesini de engellemez.”

             MADDE 4 – Aynı Standardın 98 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “98. Bir varlığın itfaya tabi tutarının yararlı ömrüne sistematik olarak dağıtılması için birçok itfa yöntemi kullanılabilir. Bu yöntemler arasında; doğrusal itfa yöntemi, azalan bakiyeler yöntemi ve üretim birimi yöntemleri sayılabilir. Kullanılacak yöntem, varlıktan elde edilmesi beklenen gelecekteki ekonomik yararların tahmin edilen kullanım şekillerine göre belirlenir ve söz konusu gelecekteki ekonomik yararların tahmin edilen kullanım şekillerinde bir değişiklik olmadıkça, ilgili yöntem dönemden döneme tutarlı bir şekilde uygulanır.”

             MADDE 5 – Aynı Standarda 130C Paragrafından sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 130D Paragrafı eklenmiştir.

             “130D. “-””

             MADDE 6 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Bu durumda, anılan husus dipnotlarda açıklanır.

             MADDE 7 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

YATIRIM AMAÇLI GAYRİMENKULLERE İLİŞKİN TÜRKİYE

MUHASEBE STANDARDI (TMS 40) HAKKINDA TEBLİĞDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 122

 

             MADDE 1 – 17/3/2006 tarih ve 26111 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 27 Sıra no’lu Yatırım Amaçlı Gayrimenkullere İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 40) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 40 Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller" Standardına 8 inci Paragrafın (d) bendinden sonra gelmek üzere aşağıda yer alan (e) bendi eklenmiştir.

             “8. (e) Gelecekte yatırım amaçlı gayrimenkul olarak kullanılmak üzere inşa edilmekte veya geliştirilmekte olan gayrimenkuller.”

             MADDE 2 – Aynı Standardın 9 uncu Paragrafının (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “9. (d) “-””

             MADDE 3 – Aynı Standardın 22 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “22. “-””

             MADDE 4 – Aynı Standardın 31 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “31. "TMS 8 Muhasebe Politikaları, Muhasebe Tahminlerinde Değişiklikler ve Hatalar" Standardı işletmenin muhasebe politikalarında ihtiyari olarak yapılan değişikliğin, yalnızca, işlemlerin, diğer olayların ya da koşulların etkilerine ilişkin olarak finansal tabloların güvenilir ve daha uygun bilgi sağlaması sonucunu doğurması durumunda mümkün olabileceğini belirtir. Gerçeğe uygun değer yönteminden maliyet yöntemine geçişin daha uygun bir sunumla sonuçlanma ihtimali çok düşüktür.”

             MADDE 5 – Aynı Standardın 48 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “48. Bazı istisnai durumlarda, yatırım amaçlı gayrimenkule ilk sahip olunduğunda (veya mevcut bir gayrimenkul, kullanım şeklinin değiştirilmesini takiben yatırım amaçlı gayrimenkul haline ilk dönüştüğünde) yapılan güvenilir gerçeğe uygun değer tahminleri arasındaki farklılıklar çok büyük, bu farklılıkların değerlendirilmesi ise çok zor olabilir; böyle bir durumda tek bir gerçeğe uygun değer tahmini yapmak hiçbir fayda sağlamaz. Bu durum, ilgili gayrimenkulün gerçeğe uygun değerinin hiçbir zaman güvenilir bir şekilde tespit edilemeyeceğine işaret edebilir (bakınız: Paragraf 53).”

             MADDE 6 – Aynı Standardın 50 nci Paragrafının ilk cümlesi ve (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “50. Yatırım amaçlı gayrimenkulün gerçeğe uygun değer yöntemi çerçevesinde defter değerinin belirlenmesinde, işletme, ayrı ayrı varlık veya borç olarak muhasebeleştirmiş olduğu varlık veya borçları ikinci kez hesaplamalara dahil etmez.

             (d) Kiralama yoluyla edinilmiş olan yatırım amaçlı gayrimenkulün gerçeğe uygun değeri, tahmini nakit akışlarını yansıtır (ödenmesi gereken bir duruma geleceği beklenilen koşullu kira dahil). Dolayısıyla, bir gayrimenkulün, yapılması beklenilen tüm ödemeler düşülmek suretiyle değerlenmiş olması durumunda, yatırım amaçlı gayrimenkulün gerçeğe uygun değer yöntemini kullanarak defter değerini elde edebilmek için her türlü kiralama borcunun kendisine ilave edilmesi gerekir.”

             MADDE 7 – Aynı Standardın 53 üncü Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “53. Yatırım amaçlı gayrimenkulün gerçeğe uygun değerinin daima güvenilir bir şekilde tespit edilebileceği konusunda aksi ispat edilene kadar hukuken geçerli bir öngörü vardır. Ancak, bazı istisnai durumlarda, işletmenin yatırım amaçlı bir gayrimenkulü (veya mevcut bir gayrimenkul, kullanımındaki bir değişiklikten sonra ilk defa yatırım amaçlı gayrimenkul haline geldiğinde) elde etmesi sırasında gerçeğe uygun değerinin sürekli olarak güvenilir bir biçimde tespit edilmesinin mümkün olmadığına dair ortada kanıt bulunur. Bu durum, ancak ve ancak, karşılaştırılabilir piyasa işlemlerinin çok az olduğu ve gerçeğe uygun değerin başka tür güvenilir yollarla (örneğin indirgenmiş nakit akım projeksiyonları ile) tahmininin mümkün olmadığı durumlarda ortaya çıkar. İşletmenin inşa edilmekte olan yatırım amaçlı gayrimenkulün gerçeğe uygun değerinin güvenilir bir biçimde tespit edilmesinin mümkün olmadığını, ancak söz konusu gayrimenkulün inşaatı tamamlandığında gerçeğe uygun değerinin de güvenilir bir şekilde belirlenebileceğini tahmin ettiği durumlarda, gerçeğe uygun değeri güvenilir bir biçimde tespit edilinceye veya inşaatı tamamlanıncaya kadar (hangi durum önce gerçekleşirse), söz konusu inşa edilmekte olan yatırım amaçlı gayrimenkul, maliyeti üzerinden ölçülür. İşletmenin yatırım amaçlı gayrimenkulün (inşa edilmekte olan yatırım amaçlı gayrimenkulün dışında) gerçeğe uygun değerini güvenilir bir şekilde tespit etmenin her zaman mümkün olmadığını belirlemesi durumunda, işletme, yatırım amaçlı gayrimenkulünü TMS 16’da belirtilen maliyet yöntemi ile ölçer. Yatırım amaçlı söz konusu gayrimenkulün kalıntı değerinin sıfır olduğu kabul edilir. İşletme, yatırım amaçlı gayrimenkulü elden çıkarana kadar TMS 16’yı uygular.”

             MADDE 8 – Aynı Standarda 53 üncü Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 53A ve 53B Paragrafları eklenmiştir.

             “53A. İşletme, daha önceden maliyeti üzerinden ölçülmüş bulunan inşa edilmekte olan bir yatırım amaçlı gayrimenkulü gerçeğe uygun değeri üzerinden güvenilir biçimde ölçebilecek duruma geldiğinde, söz konusu gayrimenkul gerçeğe uygun değeri üzerinden ölçülür. Sözü edilen gayrimenkulün inşaatı tamamlandığında, gerçeğe uygun değerin güvenilir bir biçimde ölçülebileceği kabul edilir. Aksi hallerde, söz konusu gayrimenkul 53 üncü Paragrafta belirtildiği üzere TMS 16’ya göre maliyet yöntemi kullanılarak ölçülür.

             53B. İnşa edilmekte olan bir yatırım amaçlı gayrimenkulün gerçeğe uygun değerinin güvenilir biçimde ölçülebileceğine ilişkin öngörünün aksi, sadece ilk muhasebeleştirmede ispat edilebilir. İnşa edilmekte olan yatırım amaçlı gayrimenkule ilişkin bir kalemi gerçeğe uygun değeri üzerinden ölçmüş olan bir işletme, sözü edilen yatırım amaçlı gayrimenkulün inşası tamamlandığında bu gayrimenkulün gerçeğe uygun değerinin güvenilir bir biçimde ölçülemediği sonucuna varamaz.”

             MADDE 9 – Aynı Standardın 54 üncü Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “54. Bir işletme 53 üncü Paragrafta açıklanan sebeple, istisnai durumlarda TMS 16’daki maliyet yöntemi ile yatırım amaçlı gayrimenkulünü ölçmek zorunda kalıyorsa, inşa edilmekte olan yatırım amaçlı gayrimenkuller de dahil olmak üzere diğer bütün yatırım amaçlı gayrimenkullerini gerçeğe uygun değer ile ölçer. Bu durumlarda, işletme yatırım amaçlı bir gayrimenkulü için maliyet yöntemini uygularken geri kalan bütün gayrimenkullerinin her birini gerçeğe uygun değer yöntemine göre muhasebeleştirmeye devam eder.”

             MADDE 10 – Aynı Standardın 57 nci Paragrafının (c), (d) ve (e) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “57. (c) Sahibi tarafından kullanılan gayrimenkulden yatırım amaçlı gayrimenkule transferi amacıyla, sahibi tarafından kullanılmasına son verilmesi veya

             (d) Stoklardan yatırım amaçlı gayrimenkullere transfer için, bir başkasına faaliyet kiralaması suretiyle kiralamanın başlaması.

             (e) “ – ” ”

             MADDE 11 – Aynı Standarda 85A Paragrafından sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 85B Paragrafı eklenmiştir.

             “85B. “-””

             MADDE 12 – Bu Tebliğin 1, 2, 3, 5, 7, 8, 9 ve 10 uncu maddelerinde belirtilen hükümleri uygulayan işletmeler, 31/12/2005 tarih ve 26040 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 15 Sıra no’lu Maddi Duran Varlıklara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 16) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan "TMS 16 Maddi Duran Varlıklar” Standardının 5 inci Paragrafını aşağıdaki şekilde uygular.

             “5. “TMS 40 Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller” Standardına uygun olarak yatırım amaçlı gayrimenkul için maliyet modeli kullanan bir işletme, bu Standartta yer alan maliyet modelini uygulamak zorundadır.”

             MADDE 13 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler, bu Tebliğin 4 ve 6 ncı maddelerinde belirtilen hükümleri 1/1/2009öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Bu Tebliğin 4 ve 6 ncı maddelerinde belirtilen hükümler hariç olmak üzere, isteyen işletmeler bu Tebliği,  inşa edilmekte olan yatırım amaçlı gayrimenkulün ilgili tarihteki gerçeğe uygun değerinin tespit edilmesi koşuluyla 1/1/2009 tarihinden önceki bir tarihte de uygulayabilirler. Bu durumda, anılan husus dipnotlarda açıklanır.

             MADDE 14 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

—— • ——

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulundan:

TARIMSAL FAALİYETLERE İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE STANDARDI

(TMS 41) HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

SIRA NO: 123

 

             MADDE 1 – 24/2/2006 tarih ve 26090 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 22 Sıra no’lu Tarımsal Faaliyetlere İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 41) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan “TMS 41 Tarımsal Faaliyetler” Standardının 12, 13, 26 – 28, 30 – 32, 34, 35, 38, 40, 48, 50 ve 51 inci Paragraflarında yer alan “tahmini pazar yeri maliyetleri” ve “pazar yeri maliyetleri” ifadeleri “satış maliyetleri” olarak değiştirilmiştir.

             MADDE 2 – Aynı Standardın 5 inci Paragrafında yer alan “Tarımsal faaliyet” tanımı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “Tarımsal faaliyet: Satışa veya geri dönüştürülmeye konu canlı varlıkların tarımsal ürünlere veya farklı canlı varlıklara dönüştürülmesi ve hasat işlemlerinin bir işletme tarafından yönetimidir.”

             MADDE 3 – Aynı Standardın 5 inci Paragrafında yer alan “canlı varlık grubu” tanımından önce gelmek üzere aşağıda yer verilen “satış maliyetleri” tanımı eklenmiştir.

             “Satış maliyetleri: Finansman maliyetleri ve gelir vergileri hariç olmak üzere, bir varlığın elden çıkarılmasıyla doğrudan ilişkilendirilebilen ek maliyetlerdir.”

             MADDE 4 – Aynı Standardın 6 ncı Paragrafının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “6. (c) Değişimin ölçülmesi: Biyolojik değişim veya hasat sonucunda kalitede (örneğin genetik özellikler, yoğunluk, olgunluk, yağ miktarı, protein içeriği ve fiber gücü) veya miktarda (örneğin soy, ağırlık, hacim, fiber uzunluğu veya çapı ve tomurcuk sayısı) meydana gelen değişiklik, rutin bir yönetim işlevi olarak ölçülür ve izlenir.”

             MADDE 5 – Aynı Standardın 14 üncü Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “14. “ – ””

             MADDE 6 – Aynı Standardın 17 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “17. Canlı varlık veya tarımsal ürüne ilişkin mevcut konumu ve yeri itibariyle aktif bir piyasanın bulunması durumunda, bu piyasada açıklanmış olan fiyat, gerçeğe uygun değerin belirlenmesine uygun bir esas teşkil eder. İşletmenin farklı piyasalara ulaşması söz konusu ise, ilgili işletme bunlardan en uygun olanını kullanır (Örneğin, işletme, iki aktif piyasaya ulaşmakta ise, kullanılması beklenen piyasada geçerli olan fiyat dikkate alınır).”

             MADDE 7 – Aynı Standardın 20 nci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “20. Bazı durumlarda canlı bir varlığın mevcut durumu açısından piyasada oluşmuş bir fiyat veya değer bulunmayabilir. Bu durumda işletme, gerçeğe uygun değerin tespitinde, ilgili varlıktan elde edilmesi beklenen net nakit akışlarının piyasada oluşan cari iskonto oranı ile iskonto edilmeleri sonucunda bulunacak bugünkü değerlerini kullanır.”

             MADDE 8 – Aynı Standardın 21 inci Paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

             “21. Tahmin edilen net nakit akışlarının bugünkü değerinin hesaplanmasının amacı, canlı varlığın mevcut konumu ve yeri itibariyle gerçeğe uygun değerinin belirlenmesidir. İşletme, kullanılması gereken uygun iskonto oranının tespiti ve beklenen net nakit akışlarının tahmin edilmesi sırasında bu durumu göz önünde bulundurur. Beklenen net nakit akışlarının tahmin edilmesi sırasında, piyasa katılımcılarının, varlığın kendisi için en uygun olan piyasada üretebileceğini tahmin ettikleri net nakit akışları dikkate alınır.”

             MADDE 9 – Aynı Standarda 59 uncu Paragraftan sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 60 ıncı Paragraf eklenmiştir.

             “60. “–””

             MADDE 10 – Bu Tebliğin 1, 3 ve 5 inci maddelerinde belirtilen hükümleri uygulayan işletmeler, 16/3/2006 tarih ve 26110 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 25 Sıra no’lu Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 5) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan “TFRS 5 Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetler” Standardının 5 nci Paragrafının (e) bendini aşağıdaki şekilde uygular.

             “5. (e) “TMS 41 Tarımsal Faaliyetler" Standardı doğrultusunda gerçeğe uygun değerinden satış maliyetinin düşülmesi suretiyle ölçülen duran varlıklar.”

             MADDE 11 – Bu Tebliğin 1, 3 ve 5 inci maddelerinde belirtilen hükümleri uygulayan işletmeler, 15/1/2005 tarih ve 25701 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 3 Sıra no’lu Stoklara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 2) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan “TMS 2 Stoklar” Standardının 20 nci Paragrafını aşağıdaki şekilde uygular.

             “20. “TMS 41 Tarımsal Faaliyetler” Standardında belirtildiği üzere, işletmenin canlı varlıklarının hasatıyla elde etmiş olduğu tarımsal ürünler, hasat yerindeki gerçeğe uygun değerinden satış maliyetleri düşüldükten sonra bulunan net gerçeğe uygun değeriyle değerlenir. Bu Standardın uygulanması açısından stoğun maliyeti bu değerdir.”

             MADDE 12 – Bu Tebliğin 1, 3 ve 5 inci maddelerinde belirtilen hükümleri uygulayan işletmeler, 18/3/2006 tarih ve 26112 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 28 Sıra no’lu Varlıklarda Değer Düşüklüğüne İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 36) Hakkında Tebliğin ekinde yer alan “TMS 36 Varlıklarda Değer Düşüklüğü” Standardının,

             (1) 2 nci Paragrafının (g) bendini aşağıdaki şekilde uygular.

             “2. (g) Gerçeğe uygun değerden satış maliyetleri düşülmek suretiyle ölçülen tarımsal faaliyetlere ilişkin canlı varlıklar (bakınız: TMS 41 Tarımsal Faaliyetler);”

             (2) 5 inci Paragrafının (a) bendinden önce gelen bölümünü ise aşağıdaki şekilde uygular.

             “Bu Standart; TMS 39 kapsamındaki finansal varlıklara, TMS 40’a göre gerçeğe uygun değerden ölçülen yatırım amaçlı gayrimenkullere, TMS 41’e göre gerçeğe uygun değerden satış maliyetleri düşülmek suretiyle ölçülen tarımsal faaliyetlere ilişkin canlı varlıklara uygulanmaz. Ancak, bu Standart, örneğin “TMS 16 Maddi Duran Varlıklar” Standardında yer alan değerleme yöntemi gibi diğer Standartlara uygun olarak değerlenmiş tutarlardan (diğer bir deyişle gerçeğe uygun değerden) izlenen varlıklara uygulanır. Değerlenmiş bir varlığın değer düşüklüğüne uğrayıp uğramadığının tespiti, gerçeğe uygun değerin tespitinde kullanılan esasa bağlıdır:”

             MADDE 13 – Bu Tebliğ 31/12/2008 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. İsteyen işletmeler bu hükümler çerçevesinde, bu Tebliği 1/1/2009 öncesinde başlayan hesap dönemlerine ilişkin finansal tablolarında uygulayabilirler. Bu Tebliğin 2, 4, 6, 7 ve 8 inci maddelerinde belirtilen hükümlerin daha önceki bir dönemde uygulanması durumunda, anılan husus dipnotlarda açıklanır.

             MADDE 14 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu yürütür.

 

(28.11.2008)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM