GÜNCEL MEVZUAT
Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ - MuhasebeTR

Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ

 
6 Eylül 2014 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 29111

TEBLİĞ

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan:

KREDİ RİSKİ AZALTIM TEKNİKLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ

BİRİNCİ KISIM

Başlangıç Hükümleri

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, bankaların, Standart Yaklaşım kapsamında risk ağırlıklı tutar ve Temel İDD Yaklaşımı kapsamında risk ağırlıklı tutar ve beklenen kayıp hesaplanmasında kullanacakları kredi riski azaltım tekniklerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 43, 45 ve 93 üncü maddeleri ile 28/6/2012 tarihli ve 28337 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 4 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar ve kısaltmalar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Banka: Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan bankaları,

b) Birincil alacaklar: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan birincil alacakları,

c) Dilim: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan dilimi,

ç) Emtia: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan emtiayı,

d) Fonlanmış kredi koruması: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan fonlanmış kredi korumasını,

e) Fonlanmamış kredi koruması: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan fonlanmamış kredi korumasını,

f) İkincil alacaklar: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan ikincil alacakları,

g) Kanun: 5411 sayılı Bankacılık Kanununu,

ğ) Kolektif yatırım kuruluşları (KYK): Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan kolektif yatırım kuruluşlarını,

h) Koruma alıcısı: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan koruma alıcısını,

ı) Koruma satıcısı: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan koruma satıcısını,

i) Koruma tutarı: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan koruma tutarını,

j) Kredi derecelendirme kuruluşu (KDK): Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan kredi derecelendirme kuruluşunu,

k) Kredi riski azaltımı: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan kredi riski azaltımını,

l) Krediye bağlı tahvil: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan krediye bağlı tahvili,

m) Kredi temerrüt swabı: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan kredi temerrüt swabını,

n) Kurul: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunu,

o) Kurum: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu,

ö) Marj sözleşmesi: Yönetmeliğin Ek-2’sinde tanımlanan marj sözleşmesini,

p) Menkul kıymet finansman işlemleri: Repo işlemleri, ters repo işlemleri, menkul kıymet ödünç işlemleri, takas süresi uzun işlemler ve kredili menkul kıymet işlemlerini,

r) Özel netleştirme sözleşmesi: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan netleştirme sözleşmesini,

s) Referans varlık: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan referans varlığı,

ş) Standart Yaklaşım: Yönetmeliğin 5 inci maddesinde belirtilen yaklaşımı,

t) Temel İDD Yaklaşımı: Temerrüt olasılığının içsel olarak hesaplandığı ancak temerrüt halinde kayıp ve dönüştürme oranı değerlerinin Kurum tarafından belirlendiği içsel derecelendirmeye dayalı kredi riski hesaplama yaklaşımını,

u) Temerrüt halinde kayıp (THK): Karşı tarafın temerrüdünden kaynaklanan zararın, temerrüt anındaki bakiyeye oranını,

ü) Temerrüt olasılığı (TO): Karşı tarafın bir yıllık süre içerisinde temerrüde düşme olasılığını,

v) Teşkilatlanmış borsalar: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan teşkilatlanmış borsaları,

y) Toplam getiri swabı: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan toplam getiri swabını,

z) Volatilite: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan volatiliteyi,

aa) Yönetmelik: 28/6/2012 tarihli ve 28337 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliği

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Kredi Riski Azaltım Teknikleri
Kredi riski azaltımının dikkate alınması

MADDE 4 – (1) Bankalar, Standart Yaklaşım kapsamında risk ağırlıklı tutarın ve Temel İDD Yaklaşımı kapsamında risk ağırlıklı tutarın ve beklenen kaybın hesaplanmasında, bu Tebliğ hükümlerine uygun olarak kredi riski azaltımını dikkate alabilir.

Fonlanmış ve fonlanmamış kredi korumasının kabulü

MADDE 5 – (1) Kullanılan kredi koruması yöntemlerine ve bu yöntemlere ilişkin politika ve prosedürlere uygun olarak yapılacak kredi riski azaltımı sözleşmeleri ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde hukuken bağlayıcı ve uygulanabilir nitelikte olmalıdır.

(2) Bankalar, kredi korumasının etkinliğinin sağlanması ve korumaya ilişkin risklerin dikkate alınması amacıyla gerekli tüm tedbirleri alır.

(3) Fonlanmış kredi korumasında sadece İkinci Kısım, Birinci Bölümde belirtilen araçlar ile İkinci Kısım, Üçüncü Bölümde belirtilen krediye bağlı tahvil işlemleri aracılığıyla sağlanan korumalar dikkate alınabilir.

(4) Fonlanmış kredi korumasının dikkate alınabilmesi için, banka, borçlunun veya duruma göre yeddi eminin iflas etmesi, temerrüde veya ödeme şartına düşmesi durumunda ya da sözleşmede belirtilen başka bir ödeme şartının belirlenmesi halinde, koruma sağlayan varlıkları zamanında nakde dönüştürme ya da alıkoyma hakkına sahip olmalıdır. Koruma sağlayan varlıkların değeri ile kredi borçlusunun kredi kalitesi arasında önemli ölçüde pozitif korelasyon bulunmamalıdır.

(5) Fonlanmamış kredi korumasının dikkate alınması için sözleşme şartlarının ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde kanunen bağlayıcı ve ifa edilebilir olması gereklidir. Sadece İkinci Kısım, İkinci Bölümde sayılan koruma sağlayıcılardan sağlanan garantiler ve İkinci Kısım, Üçüncü Bölümde sayılan kredi temerrüt swabı ile toplam getiri swabı işlemleri aracılığıyla bunlardan sağlanan korumalar dikkate alınabilir.

(6) Bankaların kredi korumalarını dikkate alabilmeleri için Üçüncü Kısımda belirtilen asgari şartları sağlamaları gerekmektedir.

Kredi riski azaltım tekniklerinin kullanımı

MADDE 6 – (1) Kredi riski azaltım tekniklerinin kullanıldığı hiç bir alacağın risk ağırlıklı tutarı ve beklenen kayıp tutarı, bu tekniklerin kullanılmadığı aynı nitelikteki bir alacağınkinden yüksek olamaz.

(2) Risk ağırlıklı tutar hesaplamalarına yansıtılmış olan kredi korumaları, bu Tebliğ kapsamında tekrar dikkate alınmaz.

(3) Repo işlemleri veya menkul kıymet ya da emtia ödünç işlemleri uyarınca devralınan, ödünç alınan veya teslim alınan nakit, menkul kıymet veya emtia teminat olarak dikkate alınır.

(4) Standart Yaklaşım kapsamında tek bir alacak için birden fazla türde kredi koruması sağlanması durumunda, ilgili alacak, her bir koruma türüyle korunan kısımlara ayrılır ve her bir kısma ilişkin risk ağırlıklı tutar kendisine ait koruma türü dikkate alınarak bu Tebliğ ve Yönetmelik hükümlerine uygun olarak ayrı ayrı hesaplanır.

(5) Standart Yaklaşım kapsamında tek bir tarafça sağlanan kredi korumalarının farklı vadelerinin bulunması halinde, dördüncü fıkrada açıklanan yaklaşım uygulanır.

İKİNCİ KISIM

Kredi Riski Azaltım Tekniklerinde Kullanılabilecek Kredi Koruma Araçları ile

Koruma Sağlayıcılar ve Kredi Türevleri

BİRİNCİ BÖLÜM

Kredi Riski Azaltım Tekniklerinde Kullanılabilecek Fonlanmış

Kredi Koruması Araçları
Bilanço içi netleştirme

MADDE 7 – (1) Banka ve işlemin karşı tarafının karşılıklı alacaklarının bilanço içi netleştirilmesi, fonlanmış kredi koruması olarak dikkate alınabilir. Dikkate alma, 8 inci madde hükümlerine aykırılık teşkil etmemesi kaydıyla, banka ve işlemin karşı tarafı arasındaki karşılıklı hesap bakiyeleriyle sınırlıdır. Netleştirme sözleşmeleri kapsamında, risk ağırlıklı tutar ve/veya beklenen kayıp bulunurken sadece kredi ve mevduat hesapları dikkate alınabilir.

Özel netleştirme sözleşmeleri

MADDE 8 – (1) Kredi riski azaltımında Dördüncü Kısım, Üçüncü Bölümde açıklanan Kapsamlı Finansal Teminat Yöntemini kullanan bankalar, repo işlemleri, menkul kıymet veya emtia ödünç işlemleri ve/veya bankaya günlük olarak ilave teminat alma hakkı veren diğer işlemleri kapsayan iki taraflı netleştirme sözleşmelerini dikkate alabilir. Yönetmeliğin 21 inci maddesindeki hükümler saklı kalmak üzere, bu sözleşmeler uyarınca alınan teminatın ve ödünç alınan menkul kıymetlerin veya emtianın dikkate alınabilmesi için, 9 ve 10 uncu maddelerde belirtilen teminatla ilgili dikkate alınma koşullarına uygun olmaları gerekir.

Standart Yaklaşım ve Temel İDD Yaklaşımında dikkate alınabilecek teminatlar

MADDE 9 – (1) Standart Yaklaşım ve Temel İDD Yaklaşımında, aşağıda belirtilen finansal kalemler teminat olarak dikkate alınabilir.

a) Krediyi kullandıran banka nezdindeki mevduat ya da nakit benzeri kıymetler.

b) Merkezi yönetimler ve merkez bankalarınca ihraç edilen, bir KDK tarafından derecelendirilmiş ve Yönetmelik Ek-1 kapsamında kredi kalitesi kademesi dört ya da daha üstün olan veya risk ağırlığı bunlara tekabül eden borçlanma araçları.

c) Bankalarca ve aracı kurumlarca ihraç edilen, bir KDK tarafından derecelendirilmiş ve Yönetmelik Ek-1 kapsamında kredi kalitesi kademesi üç ya da daha üstün olan borçlanma araçları.

ç) Diğer kuruluşlarca ihraç edilen, bir KDK tarafından derecelendirilmiş ve Yönetmelik Ek-1 kapsamında kredi kalitesi kademesi üç ya da daha üstün olan borçlanma araçları.

d) Bir KDK tarafından kısa vadeli derecelendirmesi yapılmış olan ve Yönetmelik Ek-1 kapsamında kredi kalitesi kademesi üç ya da daha üstün olan kısa vadeli borçlanma araçları.

e) Ana endekslere dahil hisse senetleri veya bu hisse senetlerine çevrilebilir tahviller.

f) Altın.

g) Bir KDK tarafından derecelendirilmiş, 28/6/2012 tarihli ve 28337 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Menkul Kıymetleştirmeye İlişkin Risk Ağırlıklı Tutarların Hesaplanması Hakkında Tebliğ, Dördüncü Kısım, Birinci Bölüm kapsamında kredi kalitesi kademesi üç ya da daha üstün olan yeniden menkul kıymetleştirme pozisyonları hariç menkul kıymetleştirme pozisyonları.

(2) Birinci fıkranın (b) bendi uygulamasında merkezi yönetimler veya merkez bankaları tarafından ihraç edilen borçlanma araçları aşağıda belirtilenleri de içerir.

a) Bölgesel yönetimler ve yerel yönetimlerce ihraç edilen borçlanma araçlarından Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca kurulu bulundukları ülkenin merkezi yönetiminden alacaklar gibi ele alınanlar.

b) Kamu kuruluşlarınca ihraç edilen borçlanma araçlarından Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca merkezi yönetimlerden alacaklar gibi ele alınanlar.

c) Çok taraflı kalkınma bankalarınca veya uluslararası teşkilatlarca ihraç edilen borçlanma araçlarından Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca yüzde sıfır risk ağırlığına tabi tutulanlar.

(3) Birinci fıkranın (c) bendi uygulamasında bankalar ve aracı kurumlarca ihraç edilen borçlanma araçları, aşağıda belirtilenleri de içerir.

a) Bölgesel yönetimler ve yerel yönetimlerce ihraç edilen borçlanma araçlarından Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca kurulu bulundukları ülkenin merkezi yönetiminden alacaklar gibi ele alınmayanlar.

b) Kamu kuruluşlarınca ihraç edilen borçlanma araçlarından Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca bankalardan alacaklar gibi ele alınanlar.

c) Çok taraflı kalkınma bankalarınca ihraç edilen borçlanma araçlarından Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca yüzde sıfır risk ağırlığına tabi tutulmayanlar.

(4) Bankalar ve aracı kurumlarca ihraç edilen borçlanma araçlarından bir KDK tarafından derecelendirilmemiş olanlar, aşağıda belirtilen koşulları sağlamaları şartıyla dikkate alınabilir.

a) Teşkilatlanmış bir borsaya kote edilmiş olması.

b) Birincil alacak olması.

c) İhraççısının, bir KDK tarafından derecelendirilmiş aynı öncelik sırasına sahip başka ihraçlarının bulunması, bu ihraçların tümünün derecelerinin kredi kalitesi kademelerinin üç ya da daha üstün olarak belirlenmiş olması.

ç) (c) bendinde belirtilenlerden daha riskli olduğuna dair herhangi bir bilginin bulunmaması.

d) Piyasa likiditesinin yeterli olduğunun kanıtlanabilmesi.

(5) KYK'ya yapılan yatırımlar;

a) Piyasalarda günlük fiyat kotasyonlarının oluşması,

b) KYK'nın sadece birinci ve dördüncü fıkralar çerçevesinde dikkate alınabilir nitelikte olan varlıklara yatırım yapmış olması,

c) KYK'nın Yönetmelik, Ek-1, Birinci Bölüm, altmış sekizinci fıkrada belirtilen şartları sağlaması

koşuluyla teminat olarak dikkate alınabilir. KYK'nın başka bir KYK'ya yatırım yapması durumunda, (a) ilâ (c) bentlerinde belirtilen koşullar her iki KYK için de aranır.

(6) KYK'nın yatırım yaptığı varlıklara finansal koruma sağlanmasına yönelik olarak türev finansal araçlardan faydalanması veya faydalanma imkânına sahip olması, KYK'ya yapılan yatırımların dikkate alınabilirliğine engel teşkil etmez.

(7) Birinci ve dördüncü fıkralar çerçevesinde dikkate alınabilir nitelikteki varlıkların yanında başka varlıklara da yatırım yapmış olan bir KYK'nın veya KYK'nın yatırım yaptığı başka bir KYK'nın, dikkate alınabilir nitelikte olmayan söz konusu varlıklara kuruluş sözleşmesi uyarınca yatırım yapabileceği en yüksek meblağdan yatırım yaptığı kabul edilerek, portföyündeki dikkate alınabilir nitelikte olan varlıkların değeri üzerinden ilk KYK'ya yapılan yatırım teminat olarak dikkate alınabilir. Dikkate alınabilir nitelikte olmayan varlıkların sahiplikten kaynaklanan şarta bağlı olan ya da olmayan yükümlülükler nedeniyle negatif değere sahip olmaları halinde, dikkate alınabilir nitelikteki varlıkların toplam değeri, dikkate alınabilir nitelikte olmayan varlıkların toplam değeri tutarında azaltılır. Bir KYK'nın yatırım yaptığı KYK'nın başka bir KYK'ya da yatırım yapması durumunda, bu fıkranın ilgili hükümlerinin uygulanması şartıyla, söz konusu KYK yatırımları teminat olarak dikkate alınabilir.

(8) Birinci fıkranın (b) ilâ (d) bentleri ile (g) bendi kapsamında, bir borçlanma aracı veya menkul kıymetleştirme pozisyonu için iki KDK tarafından verilmiş iki farklı derecenin bulunması halinde, daha az avantajlı olan derece esas alınır. İkiden fazla derecenin mevcudiyeti halinde, en avantajlı iki dereceden daha az avantajlı olanı esas alınır.

Kapsamlı Finansal Teminat Yönteminde dikkate alınabilecek ilave teminatlar

MADDE 10 – (1) 9 uncu maddede belirtilen teminatlara ek olarak, Dördüncü Kısımda yer alan Kapsamlı Finansal Teminat Yönteminin kullanıldığı durumlarda;

a) Ana endekslere dâhil olmayan ancak, teşkilatlanmış borsalarda işlem gören hisse senetleri veya bu hisse senetlerine çevrilebilir tahviller,

b) Piyasalarda günlük fiyat kotasyonları oluşan ve sadece 9 uncu maddenin birinci ve dördüncü fıkraları çerçevesinde dikkate alınabilir nitelikte olan araçlar ile (a) bendinde sayılan varlıklara yatırım yapan KYK'lara yapılan yatırımlar

teminat olarak dikkate alınabilir.

(2) KYK'nın başka bir KYK'ya yatırım yapması durumunda, birinci fıkranın (b) bendinde belirtilen koşullar her iki KYK için de aranır.

(3) KYK'nın yatırım yaptığı varlıklara finansal koruma sağlanmasına yönelik olarak türev finansal araçlardan faydalanması veya faydalanma imkânına sahip olması, KYK'ya yapılan yatırımların dikkate alınabilirliğine engel teşkil etmez.

(4) 9 uncu maddenin birinci ve dördüncü fıkraları çerçevesinde dikkate alınabilir nitelikte olan araçlar ile birinci fıkranın (a) bendinde sayılan varlıkların yanında başka varlıklara da yatırım yapmış olan bir KYK'nın veya KYK'nın yatırım yaptığı başka bir KYK'nın dikkate alınabilir nitelikte olmayan söz konusu varlıklara kuruluş sözleşmesi uyarınca yatırım yapabileceği en yüksek meblağdan yatırım yaptığı kabul edilerek, portföyündeki dikkate alınabilir nitelikte olan varlıkların değeri üzerinden ilk KYK'ya yapılan yatırım teminat olarak dikkate alınabilir. Dikkate alınabilir nitelikte olmayan varlıkların sahiplikten kaynaklanan şarta bağlı olan ya da olmayan yükümlülükler nedeniyle negatif değere sahip olmaları halinde, dikkate alınabilir nitelikteki varlıkların toplam değeri, dikkate alınabilir nitelikte olmayan varlıkların toplam değeri tutarında azaltılır.

Temel İDD Yaklaşımında dikkate alınabilecek ilave teminatlar

MADDE 11 – (1) 9 uncu ve 10 uncu maddelerde belirtilen teminatlara ilave olarak risk ağırlıklı tutar ile beklenen kayıp tutarının Temel İDD Yaklaşımı kapsamında hesaplandığı durumlarda, aşağıda belirtilen teminatlar da dikkate alınabilir.

a) İkinci fıkrada belirtilen gayrimenkul ipotekleri.

b) Üçüncü fıkrada belirtilen alacaklar.

c) Dördüncü fıkrada belirtilen diğer fiziki teminatlar.

ç) Beşinci fıkrada belirtilen finansal kiralama konusu mallar.

(2) Malik gerçek veya tüzel kişinin ya da intifa hakkı sahibinin ikamet ettiği veya edeceği ya da kiraya verdiği veya vereceği inşa halindekiler dahil ikamet amaçlı gayrimenkuller ile ticari amaçlı gayrimenkuller aşağıda belirtilen nitelikleri haiz olmaları durumunda teminat olarak dikkate alınabilirler.

a) Gayrimenkulün değerini ve borçlunun performansını birlikte etkileyen makroekonomik faktörler haricinde, teminata konu gayrimenkulün değerinin borçlunun kredi değerliliğine önemli ölçüde bağlı olmaması gerekir.

b) İlgili alacağın geri ödemeleri esasen teminata konu gayrimenkul veya projenin performansına değil, borçlunun diğer kaynaklardan geri ödeme kapasitesine bağlı olmalıdır. Alacağın geri ödemesi, teminat olarak gösterilen gayrimenkulün yarattığı nakit akışına önemli ölçüde bağlı olmamalıdır. Kurul, gayrimenkuller üzerinde tesis edilen ipoteklerle teminatlandırılan alacaklar için bu bentteki koşulun aranmamasına karar verebilir.

(3) Kredi borçlusunun çalışanlarından olan alacaklar, dâhil olduğu risk grubundan alacaklar ile menkul kıymetleştirmeye, sendikasyon kredisindeki paya ve kredi türevlerine konu olan alacaklar hariç olmak kaydıyla, ticari işlemlerden kaynaklanan vadesi bir yıl veya daha az olan alacaklar teminat olarak dikkate alınabilir.

(4) Birinci fıkranın (a) ile (ç) bentlerinde belirtilenler dışındaki fiziki varlıkların aşağıda ve 23 üncü maddede belirtilen koşulları haiz olmaları şartıyla teminat olarak dikkate alınmaları Kurumun iznine tabidir.

a) Teminatın değerinde önemli bir azalma olmaksızın hızlı bir şekilde elden çıkarılabileceği likit bir piyasanın bulunması gerekir. Likit piyasanın varlığı banka tarafından düzenli olarak teyit edilmelidir.

b) Teminatın güvenilir ve kamuya açıklanmış bir piyasa fiyatının bulunması gerekir. Fiyat bilgisinin kamuya açıklanmış endeksler gibi güvenilir kaynaklardan edinilmesi ve normal şartlar altında işlemin fiyatını yansıtması halinde teminatın fiyatı güvenilir kabul edilir. Fiyatlara kolaylıkla, yönetimsel ve finansal ilave bir yük getirmeden düzenli olarak ulaşılabilmesi halinde teminatın fiyatı kamuya açıklanmış kabul edilir.

c) Piyasa fiyatları, teminatın nakde dönüştürülmesi için gereken zaman ile maliyet ve teminattan elde edilecek gelir analiz edilmelidir.

ç) Aynı tür teminatların en az %10'unun nakde dönüşmesinden elde edilen gelirin, ilgili teminatların değerinin %70'inden az olmaması gerekir. Piyasa fiyatlarının volatilitesinin yüksek olduğu durumlarda, teminatın değerlemesi daha ihtiyatlı yapılmalıdır.

(5) 49 uncu maddenin dördüncü fıkrasında yer alan hükümler çerçevesinde, 24 üncü maddede belirtilen koşulların yerine getirildiği durumlarda, finansal kiralama işlemleri, finansal kiralamaya konu mallar ile teminatlandırılmış alacak gibi ele alınır.

Standart Yaklaşım ve Temel İDD Yaklaşımında dikkate alınabilecek diğer fonlanmış kredi korumaları

MADDE 12 – (1) Aşağıda belirtilenler diğer fonlanmış kredi koruması olarak kullanılabilir.

a) Krediyi kullandıran banka adına rehnedilmiş olmaları şartıyla, saklama sözleşmesi haricindeki sözleşmeler kapsamında başka bir banka veya aracı kuruma yatırılan mevduat ya da nakit benzeri kıymetler.

b) Krediyi kullandıran bankaya rehnedilmiş olmaları şartıyla hayat sigortası poliçeleri.

c) Diğer bankalar ve aracı kurumlar tarafından ihraç edilen ve talep halinde ihraççı tarafından geri alınacak olan finansal araçlar.

ç) Krediyi kullandıran bankaya rehnedilmiş olmaları şartıyla, Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.’den sağlanan ihracat kredi sigorta poliçeleri.

İKİNCİ BÖLÜM

Fonlanmamış Kredi Koruması Kapsamında Dikkate

Alınabilecek Koruma Sağlayıcılar
Koruma sağlayıcılar

MADDE 13 – (1) Aşağıda sayılanlar, fonlanmamış kredi korumaları kapsamında koruma sağlayıcısı olarak dikkate alınabilir.

a) Merkezi yönetimler ve merkez bankaları.

b) Bölgesel yönetimler ve yerel yönetimler.

c) Çok taraflı kalkınma bankaları.

ç) Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca alacakları yüzde sıfır risk ağırlığına tabi tutulan uluslararası kuruluşlar.

d) Alacakları Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca Merkezi Yönetime Uygulanan Risk Ağırlığına Dayalı Yöntem ile risk ağırlığına tabi tutulan kamu kuruluşları ve Kurulca merkezi yönetimlerden alacaklar gibi ele alınan kamu kuruluşları.

e) Bankalar ve aracı kurumlar ile Yönetmeliğin Ek-1, Birinci Bölüm, yirmi beşinci fıkrası kapsamında yer alan finansal kuruluşlar.

f) Bankanın ana ortaklığı ile bankanın bağlı ortaklık ve iştirakleri de dâhil,

1) Bir KDK tarafından derecelendirilmiş kuruluşlar,

2) Bir KDK tarafından derecelendirilmemiş ancak risk ağırlıklı tutar ve beklenen kayıp tutarlarını Temel İDD Yaklaşımı kapsamında hesaplayan bankalar tarafından içsel olarak derecelendirilmiş kuruluşlar.

g) Merkezi karşı taraflar.

(2) Temel İDD Yaklaşımı kapsamında risk ağırlıklı tutar ve beklenen kayıp tutarlarını hesaplayan bankaların, bir garantörü koruma sağlayıcısı olarak dikkate alabilmeleri için garantörün Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğin Ek-2'sine uygun olarak derecelendirilmesi gerekir.

(3) Muadil denetleme ve düzenleme yapısına sahip ülkelerin yetkili otoritelerince, finansal kuruluşlar tarafından sağlanan garantilerin sermaye yeterliliği düzenlemeleri kapsamında bankalar ve aracı kurumlardan sağlananlar gibi değerlendirilmesi durumunda söz konusu finansal kuruluşlar koruma sağlayıcısı olarak dikkate alınabilir.

Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölüm, dördüncü fıkra uygulamasında kullanılabilecek koruma sağlayıcılarına ilişkin kriterler

MADDE 14 – (1) Aşağıdaki koşulları sağlayan bankalar ve aracı kurumlar, sigorta ve reasürans şirketleri ve ihracat kredi kuruluşları, Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölüm, dördüncü fıkra kapsamında fonlanmamış kredi koruması sağlayıcısı olarak dikkate alınabilir.

a) Fonlanmamış kredi koruması sağlama konusunda yeterli uzmanlığa sahip olması.

b) Koruma sağlandığı esnada, bir KDK tarafından derecelendirilmiş ve Yönetmelik Ek-1 kapsamında 3 ya da daha üstün olan bir kredi kalitesi kademesinde değerlendirilmiş olması.

c) Koruma sağlandığı esnada ya da takip eden herhangi bir dönem için bankanın koruma sağlayıcısına ilişkin yaptığı TO tahmininin, Yönetmelik Ek-1 kapsamında kurumsal alacakların risk ağırlığının tespitine ilişkin kurallar çerçevesinde 2 ya da daha üstün bir kredi kalitesi kademesine en az bir kere tekabül etmiş olması şartıyla, Yönetmelik Ek-1 kapsamında kurumsal alacakların risk ağırlığının tespitine ilişkin kurallar çerçevesinde 3 ya da daha üstün bir kredi kalitesi kademesine tekabül ediyor olması.

(2) Birinci fıkranın (b) bendinde belirtilen şart bankalar ve aracı kurumlar için aranmaz.

Garantilerin fonlanmamış kredi koruması olarak dikkate alınabilirliği

MADDE 15 – (1) Bu Bölümde belirtilen koruma sağlayıcılar tarafından sağlanan kredi korumalarına merkezi yönetim veya merkez bankaları tarafından kontrgaranti sağlanması durumunda 28 inci maddede belirtilen şartların sağlanması koşuluyla koruma sağlayıcı olarak merkezi yönetim veya merkez bankaları dikkate alınabilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kredi Türevleri
Koruma sağlayıcı araçlar

MADDE 16 – (1) Aşağıda sayılan türdeki kredi türevleri ve bu kredi türevlerini içeren ya da ekonomik etkileri açısından benzer olan araçlar kredi riski azaltımında dikkate alınabilir.

a) Kredi temerrüt swapları.

b) Toplam getiri swapları.

c) Krediye bağlı tahvillerin nakden fonlanmış kısımları.

(2) Bir toplam getiri swabı ile kredi koruması sağlandığı ve swap üzerinden tahsil edilen net ödemelerin net gelir olarak kaydedildiği, fakat korunan varlığın değerindeki azalmalar için gerçek değerin azaltılması ya da karşılık ayrılması yoluyla gerekli düzeltmelerin yapılmadığı hallerde, kredi koruması dikkate alınmaz.

(3) Alım satım hesabı dışındaki bir alacak için alım satım hesaplarında kayıtlı bir kredi türeviyle finansal koruma sağlanması halinde, korumanın dikkate alınabilmesi için kredi riskinin üçüncü bir taraf ya da taraflara transfer edilmesi gereklidir. Kredi riski azaltımının dikkate alınmasına ilişkin diğer koşullara da uyulması şartıyla, korumanın dikkate alındığı durumlarda risk ağırlıklı tutarların ve/veya beklenen kaybın hesaplanmasında Dört ilâ Yedinci Kısımlarda belirtilen kurallar uygulanır.

ÜÇÜNCÜ KISIM

Kredi Riski Azaltım Tekniklerinde Kullanılacak Koruma Sağlayıcı Araçlarda,

Koruma Sağlayıcılarında ve Kredi Türevlerinde Aranan Özellikler

BİRİNCİ BÖLÜM

Genel Şartlar

Risk yönetimi

MADDE 17 – (1) Kredi riski azaltım tekniklerini kullanmak isteyen bankaların bu tekniklerin kullanılmasından kaynaklanan riskleri yönetmek için yeterli risk yönetim süreçlerine sahip olmaları zorunludur. Bu süreçleri tesis etmeyen bankalar kredi riski azaltım tekniklerini kullanamazlar.

(2) Bankalar kredi riski azaltım tekniklerinin etkilerini hariç tutarak da alacaklara ilişkin kredi riskini sürekli bir şekilde değerlendirmelidir. Repo işlemlerinde, menkul kıymet veya emtia ödünç verme/alma işlemlerinde, sadece bu fıkranın uygulanmasında işleme konu olan alacağın tutarı olarak işlemin net tutarı kabul edilir.

İKİNCİ BÖLÜM

Fonlanmış Kredi Korumasında Kullanılacak Kredi Koruması Araçlarında

Aranan Özellikler
Bilânço içi netleştirme sözleşmeleri

MADDE 18 – (1) Bilânço içi netleştirme sözleşmelerinin kredi riski azaltımında dikkate alınabilmesi için aşağıdaki koşulların yerine getirilmesi esastır.

a) Karşı tarafın ödeme aczine düşmesi veya iflas etmesi de dahil her koşulda ve ilgili tüm ülkelerde bu sözleşmelerin hukuken geçerli ve bağlayıcı olması.

b) Banka tarafından bilânço içi netleştirme sözleşmesi kapsamındaki aktif ve pasiflerin her an tespit edilebilmesi.

c) Kredi korumasının sonlanması sebebiyle ortaya çıkabilecek risklerin izlenmesi ve kontrol edilmesi.

ç) İlgili risk tutarlarının net değer bazında izlenmesi ve kontrol edilmesi.

Özel netleştirme sözleşmeleri

MADDE 19 – (1) Özel netleştirme sözleşmelerinin ve sözleşmeyle sağlanan teminatların kredi riski azaltımında dikkate alınabilmesi için aşağıdaki şartlar sağlanmalıdır.

a) Karşı tarafın ödeme aczine düşmesi veya iflas etmesi de dahil her koşulda ve ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde bu sözleşmelerin hukuken geçerli ve bağlayıcı olması.

b) Sözleşmenin, ödeme aczine düşülmesi veya iflas hali de dâhil karşı tarafın temerrüdü durumunda, temerrüde düşmeyen tarafa o sözleşme kapsamındaki tüm işlemleri sona erdirme ve tasfiye etme hakkı vermesi.

c) Sözleşme uyarınca, sona erdirilen ve/veya tasfiye edilen işlemler üzerinden doğan kazanç ve zararların bir tarafın diğer tarafa tek bir net tutarda borçlu olmasını sağlayacak şekilde netleştirilmesi.

ç) Teminatların 20 nci maddenin bir ilâ beşinci fıkralarında belirtilen asgari şartları sağlaması.

Standart Yaklaşım ve Temel İDD Yaklaşımında finansal teminatların dikkate alınmasına ilişkin asgari şartlar

MADDE 20 – (1) Finansal teminatlar ve altının dikkate alınabilmesi için, düşük korelasyon ilişkisinin varlığı, teminatın hukuki geçerliliğinin mevcudiyeti ve asgari operasyonel yönetime ilişkin şartların sağlanması esastır.

(2) Düşük korelasyon ilişkisinin varlığı, borçlunun kredi kalitesi ile teminatın değeri arasında önemli ölçüde pozitif korelasyon bulunmamasını ifade eder.

(3) Aşağıdaki koşulların sağlanması halinde teminatın hukuki geçerliliğinin mevcut olduğu kabul edilir.

a) Teminatlara ilişkin koruyucu yasal düzenlemelerden faydalanabilmek için gerekli yasal ve sözleşmede yer alan tüm yükümlülükler yerine getirilmeli ve sözleşmenin bağlayıcılığının teminine yönelik gerekli tüm tedbirler alınmış olmalıdır.

b) Teminata ilişkin sözleşmelerin ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde bağlayıcılığının teyidine yönelik hukuki incelemeler yapılmış olmalıdır. Düzenlemelerin bağlayıcılığının devamının tespiti için gerektiğinde bu incelemeler tekrar edilmelidir.

(4) Finansal teminatlar ve altının dikkate alınmasında asgari olarak aşağıda yer alan operasyonel yönetime ilişkin şartlar aranır.

a) Teminat sözleşmeleri usulünce belgelendirilmeli ve teminatın zamanında nakde çevrilmesi için açık ve sağlam bir prosedür bulunmalıdır.

b) Teminatın kullanılmasından doğabilecek kredi korumasının başarısız olması veya etkinliğinin azalmasına, değerlemeye ve kredi korumasının sona erdirilmesine ilişkin riskler ile teminatın kullanılmasından doğan yoğunlaşma riski gibi risklerin bankanın genel risk profili üzerindeki etkileri de dahil olmak üzere kontrol edilmesine yönelik prosedürler ve süreçler tesis edilmeli ve uygulanmalıdır.

c) Kabul edilen teminatların türü ve tutarlarına ilişkin politika ve uygulamalar yazılı hale getirilmelidir.

ç) Teminatın gerçeğe uygun değerinde önemli bir azalma olduğuna ilişkin göstergelerin ortaya çıkması durumunda ve her halükarda asgari altı ayda bir teminatın gerçeğe uygun değeri yeniden hesaplanmalıdır.

d) Teminatın üçüncü bir tarafın zilyetliğinde olması durumunda, üçüncü tarafın söz konusu teminatı kendi varlıklarından ayrı tutmasını temine yönelik gerekli tüm tedbirler alınmalıdır.

e) Tezgah üstü türev işlem ve menkul kıymet finansman işlemlerine ilişkin olarak karşı taraflarla yapılan marj sözleşmeleri kapsamında zamanında ve doğru bir şekilde marj çağrısında bulunulması ve karşı tarafların marj çağrılarına zamanında cevap verilmesi için yeterli kaynak ayrılması sağlanmalıdır.

f) Aşağıda belirtilen hususların kontrol edilmesi, izlenmesi ve raporlanmasını sağlamak amacıyla teminat yönetim politikalarına sahip olunmalıdır.

1) Marj anlaşmalarından dolayı maruz kalınan riskler.

2) Belirli teminatlardaki yoğunlaşmalar.

3) Karşı taraftan alınan teminatın tekrar kullanımından kaynaklı olarak ortaya çıkması muhtemel likidite açığı dâhil olmak üzere teminatların tekrar kullanılması.

4) Karşı tarafa gönderilen teminatlar üzerindeki haklardan feragat edilmesi.

(5) Borçlu veya borçlunun dâhil olduğu risk grubunca ihraç edilen menkul kıymetler teminat olarak dikkate alınamaz. Ancak, borçlu tarafından ihraç edilen ipotek teminatlı menkul kıymetler, ikinci fıkrada aranan koşulun sağlanması kaydıyla, repo işlemleri için teminat olarak dikkate alınabilir.

(6) Basit Finansal Teminat Yönteminde finansal teminatların dikkate alınabilmesi için, korumanın kalan vadesinin korumaya konu olan alacağın kalan vadesinden az olmaması gerekir.

(7) Banka nezdindeki mevduat ya da nakit benzeri kıymetlerin, teminat olarak dikkate alınabilmesi için, mevduat ya da nakit benzeri kıymetlerin rehin veya temlik süresi ile hangi kredi karşılığında rehinli oldukları veya temlik alındıkları sözleşme ile açıkça belirlenmeli ve kredinin vadesi boyunca kredi borçlusunun serbest kullanımına bırakılmamalıdır.

Standart Yaklaşım ve Temel İDD Yaklaşımında gayrimenkullerin teminat olarak dikkate alınmasına ilişkin asgari şartlar

MADDE 21 – (1) Gayrimenkullerin teminat olarak dikkate alınabilmesi için aşağıdaki koşulların ve 62 nci maddede belirtilen değerlemeye ilişkin şartların sağlanması gereklidir.

a) İpotek veya gayrimenkul rehninin zamanında ve usulünce tescil edilmiş olması ve kredi sözleşmesinin akdedildiği tarih itibariyle karşılıklılık ilkesine göre ilgili tüm ülkelerde geçerliliğinin bulunması gereklidir. Sözleşme şartları, teminata ilişkin rehin hakkının kullanılabilmesi için herhangi bir hukuki boşluk oluşturmayacak şekilde düzenlenmelidir. Gayrimenkul teminatına ilişkin hukuki süreç, bankanın teminatı makul bir süre içinde nakde çevirmesine imkân sağlamalıdır.

b) Bankalarca, gayrimenkulün değeri, ticari gayrimenkullerde asgari yılda bir kez ve ikamet amaçlı gayrimenkullerde asgari 3 yılda bir kez gözden geçirilir. Piyasa koşullarında önemli değişikliklerin olduğu durumlarda gözden geçirme daha sık aralıklarla yapılır. Gayrimenkulün değerinin gözden geçirilmesine ve yeniden değerleme gerektiren gayrimenkullerin belirlenmesine yönelik olarak bankalarca istatistiksel yöntemler kullanılabilir. Gayrimenkulün değerinin genel piyasa fiyatlarına göre önemli oranda azalmış olabileceğine ilişkin göstergelerin bulunması halinde gayrimenkul, 62 nci maddenin birinci fıkrasında belirtilen yetkili değerleme kuruluşları tarafından yeniden değerlenir.

c) Bankalarca kabul edilen ikamet ve ticari amaçlı gayrimenkul türleri, gözden geçirme yöntemleri ve bu kapsamdaki kredilendirme politika ve prosedürleri yazılı hale getirilmelidir.

ç) Bankalar, teminat olarak alınan gayrimenkulün uğrayabileceği hasarlar nedeniyle oluşabilecek değer kaybını karşılamak amacıyla sigortalanmasını sağlamalıdır.

Ticari işlemlerden kaynaklanan alacakların Temel İDD Yaklaşımında teminat olarak dikkate alınmasına ilişkin asgari şartlar

MADDE 22 – (1) 11 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen alacakların Temel İDD Yaklaşımı kapsamında teminat olarak dikkate alınabilmesi için aşağıdaki şartlara uyum sağlanması gereklidir.

a) Teminat alınması işleminin sağlam ve etkin bir hukuki dayanağı olmalıdır. Bankanın teminat alınan alacağa ilişkin sahip olduğu hakların açıkça belirlenmiş olması gereklidir.

b) Bankalar, alacağın teminat olarak alınmasından kaynaklanan hakların kullanılabilmesi için gerekli tüm hukuki şartları yerine getirmelidir. Diğer yasal düzenlemelerden kaynaklanan öncelikli haklar hariç olmak üzere bankanın teminat üzerinde öncelikli alacak hakkının olması gereklidir.

c) Bankalarca, teminata ilişkin sözleşmelerin ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde bağlayıcılığının teyidine yönelik hukuki incelemeler yapılmalıdır.

ç) Teminat sözleşmeleri usulünce belgelendirilmeli ve teminatın zamanında tahsil edilmesi için açık ve sağlam prosedürler bulunmalıdır.

d) Borçlunun temerrüde düşmesini ve teminatın tahsil edilmesini gerektiren durumların izlenmesini sağlayacak prosedürlere sahip olunmalıdır.

e) Borçlunun ödeme aczine veya temerrüde düşmesi halinde bankanın, alacağın borçlularının onayına gerek olmaksızın alacakları satma veya devretme konusunda yasal hakkı olmalıdır.

f) Bankalar, teminat olarak alınan alacaklara ilişkin kredi riskinin tespitine yönelik olarak borçlunun faaliyetlerini, faaliyette bulunduğu sektörü ve müşterilerinin analizini içeren uygulama usullerine sahip olmalıdır. Teminat olarak alınan alacakların borçlularının kredi riski belirlenirken, kredi borçlusunun verdiği bilgilerin temel alınması durumunda, bu bilgilerin güvenilirliğinin belirlenmesi için kredi borçlusunun alacak yönetimine ilişkin uygulamaları gözden geçirilmelidir.

g) Teminat olarak alınan alacakların değeri ile kredi tutarı arasındaki marj belirlenirken, tahsilat giderleri, tek bir kredi borçlusu tarafından teminat olarak gösterilen alacakların oluşturduğu havuzdaki yoğunlaşma ve toplam kredilerde bankanın kontrolü dışında meydana gelmesi muhtemel yoğunlaşma riski dahil ilgili tüm faktörler dikkate alınmalıdır. Banka, teminat olarak alınan alacakları sürekli takip edecek uygulama usullerine sahip olmalıdır. Kredi sözleşmesine ve diğer hukuki koşullara uyulup uyulmadığı düzenli olarak izlenmelidir.

ğ) Bir kredi borçlusu tarafından teminat olarak gösterilen alacaklar çeşitlendirilmiş olmalıdır. Alacakların tahsil edilebilirliği ile kredi borçlusunun mali durumu arasında aşırı düzeyde korelasyon bulunması halinde alacaklar kredi riski azaltımında dikkate alınmaz. Teminat olarak alınan alacakların tahsil edilebilirliği ile kredi borçlusunun mali durumu arasında önemli düzeyde korelasyon bulunması halinde, bu durum borçluya ait teminat havuzunun bütünü için belirlenecek marjın tespitinde dikkate alınmalıdır.

h) Teminat olarak alınan alacakların tahsilatını kredi borçlusunun yaptığı durumlar dâhil bankanın, teminat olarak alınan alacakları tahsil etmeye yönelik yazılı prosedürü bulunmalıdır.

Diğer fiziki teminatların Temel İDD Yaklaşımında dikkate alınmasına ilişkin asgari şartlar

MADDE 23 – (1) Gayrimenkul dışındaki diğer fiziki teminatların İDD Yaklaşımı kapsamında dikkate alınabilmesi için aşağıdaki şartlara uyum sağlanması gereklidir.

a) Teminat sözleşmelerinin, ilgili tarafların yerleşik olduğu tüm ülkelerde hukuken geçerliliğinin ve bağlayıcılığının olması ve teminata konu varlığın makul bir süre içinde nakde çevrilmesine imkan vermesi sağlanmalıdır.

b) Diğer yasal düzenlemelerden kaynaklanan öncelikli haklar saklı kalmak kaydıyla, yalnızca üzerinde bankaya ait birinci sıra ve derecedeki rehin hakları veya benzeri hakların bulunduğu teminatlar dikkate alınır. Banka, teminatın nakde çevrilmesiyle elde edilen tutar üzerinde diğer tüm alacaklılara göre öncelik hakkına sahip olmalıdır.

c) Piyasa koşullarında önemli değişikliklerin olduğu hallerde daha sık olmak üzere teminata konu varlığın değeri asgari yılda bir kez gözden geçirilmelidir.

ç) Kredi sözleşmesi, teminatın tanımına, yeniden değerleme yöntemi ve sıklığına ilişkin detaylı hükümler içermelidir.

d) Kabul edilecek fiziksel teminat türlerinin ve kredi teminat marjının belirlenmesinde kullanılacak içsel kredi politikaları ve prosedürleri açıkça yazılı hale getirilmeli ve denetime hazır bulundurulmalıdır.

e) Kredi politikalarında işlem türü bazında, kredi teminat marjı, teminatların nakde çevrilebilirliği, teminatın piyasa değerinin belirlenebilirliği, eksperlerce yapılacak kıymet takdir veya değerlemeleri dahil değer belirlemelerinin sıklığı ve teminat değerinin volatilitesi veya volatilite için gösterge olacak değer dikkate alınmalıdır.

f) Başlangıçta ve müteakiben yapılacak değerlemelerde, teminatın kalitesini yitirmesi ve/veya güncelliğini kaybetmesi gibi hususlar dikkate alınmalıdır. Teknolojik gelişmelere ve güncelliğini kaybetmeye karşı duyarlı teminatlar için zamanın etkileri dikkate alınmalıdır.

g) Banka, teminata konu varlığı fiziksel incelemeye tabi tutma hakkına sahip olmalı ve incelemelerin ne şekilde yapılacağına ilişkin politika ve prosedürler oluşturmalıdır.

ğ) Banka, teminat olarak alınan varlığın uğrayabileceği hasarlar nedeniyle oluşabilecek değer kaybını karşılamak amacıyla sigortalanmasını, sigortanın sürekliliğini ve yeterliliğini sağlamalıdır.

Finansal kiralama işlemlerinde, finansal kiralama konusu malların Temel İDD Yaklaşımında teminat olarak dikkate alınmasına ilişkin asgari şartlar

MADDE 24 – (1) Aşağıda belirtilen şartların sağlanması halinde, finansal kiralama işlemleri, finansal kiralama konusu mal ile teminatlandırılmış sayılır.

a) Finansal kiralama konusu mal ilgisine göre 21 veya 23 üncü maddelerde belirtilen şartları sağlamalıdır.

b) Değerinin uygun bir şekilde izlenmesi dahil, finansal kiralama konusu malın kullanımına, kalan ekonomik ömrüne ve planlanan kullanım süresine ilişkin etkin risk yönetimi uygulama usullerine sahip olunmalıdır.

c) Finansal kiralama konusu mal üzerindeki mülkiyet hakkı kiralayanda olmalı ve mülkiyetten doğan haklar zamanında kullanılabilmelidir.

ç) THK hesaplamalarında dikkate alınmaması durumunda, malın amortismana tabi tutulmamış tutarı ile piyasa değeri arasındaki fark, kredi riski azaltım etkisinin gerçekte olduğundan daha fazla görünmesine yol açabilecek kadar büyük olmamalıdır.

Diğer fonlanmış kredi korumalarında kullanılacak koruma sağlayıcı araçlarda aranan özellikler

MADDE 25 – (1) Başka bir banka veya aracı kurumdaki mevduat veya nakit benzeri kıymetlerin diğer fonlanmış kredi korumaları kapsamında dikkate alınabilmesi için;

a) Kredi borçlusunun başka bir banka veya aracı kurumdaki mevduat veya nakit benzeri kıymetlerinin krediyi kullandıran bankaya rehin veya temlik edilmesi ve bu rehin veya temliğin ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde yasal bağlayıcılığının bulunması,

b) Mevduat veya nakit benzeri kıymetlerin, rehin veya temlik edildiğinin, mevduat veya nakit benzeri kıymetleri nezdinde bulunduran banka veya aracı kuruma tebliğ edilmiş olması,

c) Yapılan tebligatın sonucu olarak, mevduat veya nakit benzeri kıymetleri nezdinde bulunduran banka veya aracı kurumun ödemeleri sadece krediyi kullandıran bankaya ya da bankanın göstereceği taraflara yapabilmesi,

ç) Rehin veya temliğin şarta bağlanmamış olması ve gayri kabili rücu olması

şartları aranır.

(2) Hayat sigortası poliçelerinin diğer fonlanmış kredi korumaları kapsamında dikkate alınabilmesi için;

a) Hayat sigortası poliçesinin, bankaya rehin veya temlik edilmiş olması,

b) Rehin veya temliğin hayat sigortasını yapan kuruluşa tebliğ edilmesi ve bu tebligat sonucunda, sigorta şirketinin sözleşme kapsamındaki tazminat ödemelerini bankanın izni olmaksızın yapamaması,

c) Borçlunun temerrüde düşmesi halinde; bankanın poliçeyi iptal etme ve iştira (geri satın alma) değerini tahsil etme hakkına sahip olması,

ç) Poliçe sahibinin, poliçe kapsamında gereken ödemeleri yapmaması durumunun bankaya bildirilmesi,

d) Kredi korumasının kredinin vadesine kadar olan süreyi kapsaması ya da sigorta ilişkisinin kredi ilişkisi sona ermeden önce bitmesi durumunda, bankanın sigorta sözleşmesinden doğan tutarın kredi sözleşmesi süresinin sonuna kadar teminat işlevi görmesini sağlaması,

e) Rehnin veya temliğin, kredi sözleşmesi süresince ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde hukuki bağlayıcılığının olması,

f) Poliçenin iştira değerinin, sigorta şirketi tarafından beyan edilmiş ve azaltılamaz olması,

g) Poliçenin iştira değerinin talep üzerine zamanında ödenebilecek olması,

ğ) Poliçenin iştira değerinin bankanın onayı olmadan talep edilemez olması,

h) Sigorta şirketinin, Hazine Müsteşarlığı veya muadili yurtdışı düzenleme ve denetleme kuruluşunun gözetim ve denetimine tabi olması

şartları aranır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Fonlanmamış Kredi Korumasında Sağlanan Korumada ve

Krediye Bağlı Tahvillerde Aranan Özellikler
Kredi türevlerinde ve garantilerde aranan özellikler

MADDE 26 – (1) 28 inci madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bir garanti veya kredi türevi ile sağlanan kredi korumasının dikkate alınabilmesi için sağlanan bu korumanın aşağıdaki nitelikleri taşıması şarttır.

a) Kredi korumasının doğrudan sağlanması.

b) Kredi korumasının cayılamaz nitelikte olması ve kapsamının açıkça tanımlanması.

c) Kredi koruması sözleşmesinde, kredi verenin doğrudan kontrolü dışında aşağıdaki hususlara neden olan hükümlerin bulunmaması.

1) Koruma sağlayan tarafça sözleşmenin tek taraflı iptal edilebilmesi.

2) Korunan alacağın kredi kalitesindeki bozulma sonucunda, korumanın efektif maliyetinin artması.

3) Kredi borçlusunun borç ödemelerini vadesinde yapmaması veya finansal kiralama işlemlerinde Yönetmelik, Ek-1, Birinci Bölüm, seksen ikinci fıkra ile Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ Ek-1, Üçüncü Bölüm, dördüncü fıkrada belirtildiği şekilde garanti edilmiş kalıntı değerin finansal kiralama sözleşmesinin sonlandırılması durumunda koruma sağlayan tarafın ödemeleri zamanında yapma yükümlülüğünün engellenmesi.

4) Kredi korumasının vadesinin, koruma sağlayan tarafça kısaltılmasına olanak verilmesi.

ç) Kredi korumasının, kredi sözleşmesi süresince ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde yasal bağlayıcılığının olması.

Operasyonel şartlar

MADDE 27 – (1) Bankalar garanti ve kredi türevlerinin kullanılmasından kaynaklanabilecek potansiyel risk yoğunlaşmasının yönetimi için etkin ve yeterli sistemlere sahip olmalıdır. Kullanılacak kredi türevleri ve garantilere ilişkin stratejiler, bankanın risk profili ile uyumlu olmalıdır.

(2) Bankalar, fonlanmamış kredi korumasına ilişkin koruyucu yasal düzenlemelerden faydalanabilmek için gerekli yasal ve sözleşmede yer alan tüm yükümlülükleri yerine getirmeli ve sözleşmenin bağlayıcılığının teminine yönelik gerekli tüm tedbirleri almalıdırlar. Bankalarca, fonlanmamış kredi korumasına ilişkin sözleşmelerin ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde bağlayıcılığının teyidine yönelik hukuki incelemeler yapılmalıdır. Düzenlemelerin bağlayıcılığının devamının tespiti için gerektiğinde bu incelemeler tekrar edilmelidir.

Hazine ve diğer kamu sektörü kontrgarantileri

MADDE 28 – (1) Bir alacağın, merkezi yönetim veya merkez bankası, Yönetmelik Ek-1, Birinci Bölüm, dokuzuncu fıkrada belirtilen uygulamaya tabi bölgesel veya yerel yönetim, Yönetmelik Ek-1, Birinci Bölüm, onüçüncü fıkrada belirtilen uygulamaya tabi bir kamu kuruluşu, yüzde sıfır risk ağırlığına tabi çok taraflı kalkınma bankası ya da uluslararası kuruluş tarafından kontrgaranti verilen bir garantiyle korunması halinde; aşağıdaki koşulların yerine getirilmesi şartıyla, söz konusu alacak, bahsi geçen kuruluşların verdiği bir garantiyle korunmuş gibi değerlendirilebilir.

a) Kontrgarantinin, alacağa ilişkin kredi riskinin tüm unsurlarını kapsaması.

b) Hem garantinin hem de doğrudan verilmiş olma şartı hariç olmak üzere kontrgarantinin, 26, 27 ve 29 uncu maddelerde belirtilen garantilere ilişkin şartlara uygun olması.

c) Kontrgarantinin etkin bir şekilde koruma sağladığının ispat edilebilmesi ve geçmişte kontrgarantinin sağladığı korumanın söz konusu kuruluşun verdiği doğrudan garantiye kıyasla daha az etkinliğe sahip olduğu konusunda herhangi bir kanıt bulunmaması.

(2) Birinci fıkra hükümleri, birinci fıkrada bahsi geçen kuruluşlardan biri tarafından verilmemiş olan bir kontrgarantiye birinci fıkrada yer alan kuruluşlar tarafından doğrudan garanti verilmesi halinde de uygulanır.

Garantiler için ilave şartlar

MADDE 29 – (1) Bir garantinin dikkate alınması için aşağıdaki koşulların sağlanması şarttır.

a) Borçlunun temerrüde düşmesi ve/veya kredi ödemelerinde herhangi bir gecikme gerçekleşmesi durumunda banka, alacak hakkı kapsamında tahakkuk eden tutar için garantöre zamanında rücu etme hakkına sahip olmalıdır. Garantör tarafından yapılacak ödemeler, bankanın önce borçluya rücu etmesi şartına tâbi tutulamaz.

b) Garanti, koruma sağlayan tarafça üstlenilen ve açıkça belgelenmiş bir yükümlülük olmalıdır.

c) Garanti, borçlunun koruma sözleşmesine esas kredi için yapması beklenen tüm ödemeleri kapsamalıdır. Bu durumun istisnası olarak belirli ödeme türlerinin garantinin kapsamı dışında tutulması halinde, garantinin dikkate alınan tutarı, söz konusu muafiyeti yansıtacak şekilde ayarlamaya tâbi tutulmalıdır.

(2) İkamet amaçlı gayrimenkul ipotekli krediler için sağlanan bir garantinin dikkate alınmasında, 26 ncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendinde ve birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen koşulların yirmidört ay içinde yerine getirilmesi şarttır.

(3) 28 inci maddede belirtilen kuruluşların verdiği veya kontrgaranti sağladığı ya da Kurumca dikkate alınan müşterek garanti programları kapsamında verilen garantiler için, aşağıdaki şartların herhangi birisinin sağlanması durumunda birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen koşulların yerine getirildiği kabul edilir.

a) Banka, borçlunun faiz ödemeleri ve yapmakla yükümlü olduğu diğer ödeme türlerini yerine getirmemesinden kaynaklanan kayıplar da dâhil, maruz kalması muhtemel olan ekonomik kayıp tutarını yansıtan ve garanti kapsamına göre orantılı olarak hesaplanan ihtiyati bir ödemeyi koruma sağlayan taraftan talep etme hakkına sahip olmalıdır.

b) Garanti, borçlunun faiz ödemeleri ve yapmakla yükümlü olduğu diğer ödeme türlerini yerine getirmemesinden kaynaklanan kayıplar dâhil olmak üzere kayıplara karşı koruma sağlamada etkin olmalıdır.

Kredi türevleri için ilave şartlar

MADDE 30 – (1) Bir kredi türevinin dikkate alınmasında aşağıdaki şartlar aranır.

a) Kredi türevi sözleşmeleri, asgari olarak aşağıda belirtilen ödeme şartlarını içermelidir.

1) Ödemenin, işleme konu varlık için öngörülenden daha kısa olmak şartıyla kredi türevi sözleşmesinde belirlenen mehil süresinde yapılmaması.

2) Borçlunun iflas etmesi, ödeme aczine düşmesi veya vadesi gelen borçlarını ödeyememesi ya da vadesi gelen borçlarını ödeme konusunda genel bir acze düşmesi veya bu aczini yazılı olarak açıklaması ve bunlara benzer durumlar.

3) İşleme konu varlığın, anapara, faiz veya ücretlerinden feragat edilmesi veya bunların ertelenmesi gibi yöntemlerle bankayı zarara uğratacak şekilde yeniden yapılandırılması.

b) Nakit teslimata izin veren kredi türevlerinde, kaybın güvenilir bir şekilde tahmin edilebilmesi için etkin bir değerleme süreci ve ödeme şartının gerçekleşmesi sonrasında işleme konu varlığın değerinin belirlenmesi için açıkça belirlenmiş bir süre bulunmalıdır.

c) Koruma alan tarafın işleme konu varlığı, koruma sağlayan tarafa devretme hakkına ve yeterliliğine sahip olması gereken hallerde, işleme konu varlığın şartlarında, bu devir için gereken iznin verilmesinin makul olmayan sebeplerle engellenemeyeceği açıkça belirtilmelidir.

ç) Ödeme şartı durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitinden sorumlu olan taraflar açıkça belirlenmiş olmalı, bu tespit sadece koruma sağlayan tarafın sorumluluğunda olmamalı ve koruma alan taraf ödeme şartı durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğini koruma sağlayan tarafa bildirme hakkına veya imkânına sahip olmalıdır.

(2) Kredi türevi sözleşmesinde tanımlanan ödeme şartlarının birinci fıkranın (a) bendinin (3) numaralı alt bendinde belirtilen işleme konu varlığın yeniden yapılandırılmasını içermediği durumlarda, aranan diğer şartları taşımak kaydıyla, kredi koruması, 53 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtildiği gibi kredi türevinin değerinde bir azaltım yapılması şartıyla dikkate alınabilir.

(3) Aşağıdaki koşulların sağlanması halinde kredi türevlerinde, işleme konu olan varlık ile referans varlık ya da işleme konu varlıkla ödeme şartı durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesinde kullanılan varlık farklı olabilir.

a) Ödeme şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesinde kullanılan varlık veya referans varlık işleme konu varlıkla alacaklarda öncelik sıralaması bakımından eşit sırada veya ondan daha alt sırada olmalıdır.

b) Ödeme şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesinde kullanılan varlık ile işleme konu varlık ve referans varlık aynı borçluya ait olmalıdır ve hukuken uygulanabilir çapraz-temerrüt veya çapraz-muacceliyet hükümleri bulunmalıdır.

Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölüm, dördüncü fıkra uygulaması için gereken şartlar

MADDE 31 – (1) Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölüm, dördüncü fıkranın uygulanabilmesi için, bir garanti veya kredi türevinden kaynaklanan kredi koruması aşağıdaki şartları sağlamalıdır.

a) İşleme konu varlık Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğin 6 ncı maddesinde belirtilen aşağıdaki alacaklardan biri olmalıdır.

1) Sigorta ve reasürans şirketlerinden olanlar hariç kurumsal alacaklar.

2) Merkezi yönetimlerden alacaklar olarak değerlendirilmeyen, bölgesel ve yerel yönetimlerden alacaklar ile kamu kuruluşlarından alacaklar.

3) Perakende alacak olarak sınıflandırılan KOBİ alacakları.

b) İşleme konu varlığın borçluları ile koruma sağlayan taraf aynı risk grubuna dahil olmamalıdır.

c) İşleme konu varlık aşağıdaki araçlardan biriyle finansal korumaya tâbi tutulmalıdır.

1) Konusu tek bir varlık veya borçlu olan fonlanmamış kredi türevleri veya garantiler.

2) Birinci temerrüt olayına bağlı kredi türevleri.

3) N inci temerrüt olayına bağlı kredi türevleri.

ç) Kredi koruması ilgisine göre 26, 27, 29 ve 30 uncu maddelerde belirtilen şartlara uygun olmalıdır.

d) Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölüm, dördüncü fıkradaki uygulama yapılmadan önce, kredi korumasının etkisinin işleme konu varlığa uygulanan risk ağırlığına daha önce yansıtılmamış olması gereklidir.

e) Banka, işleme konu varlığın borçlusu hakkında hukuki süreç başlatmak zorunda olmaksızın, ödemeleri koruma satıcısından alma hakkına sahip olmalıdır. Ödeme şartının gerçekleşmesi halinde koruma satıcısının derhal ödeme yapması için gereken tedbirler alınmalıdır.

f) Sözleşmede belirtilen ödeme şartının gerçekleşmesi halinde, kredinin finansal koruma sağlanan kısmından kaynaklanacak tüm kayıplarının karşılanması gereklidir.

g) Ödemenin fiziki teslimatı gerektirdiği durumlarda ilgili kredinin, tahvilin veya şarta bağlı borcun teslim edilebilirliği konusunda yasal belirsizlik bulunmamalıdır.

ğ) Banka tarafından işleme konu olan dışında farklı bir varlığın teslim edilmesinin istenmesi halinde bu varlığın, teslim yükümlülüğünün yerine getirilmesi için piyasadan satın alınmasına imkan verecek düzeyde likit olması gerekir.

h) Kredi koruma sözleşmesi şartlarının yasal olarak bağlayıcı olduğu, koruma satıcısı ve banka tarafından yazılı olarak teyit edilmelidir.

ı) Bankalar, işleme konu varlığın borçlusu ile koruma satıcısının kredi değerliliği arasında sistematik riskin ötesindeki nedenlerle oluşabilecek yüksek korelasyonu tespit edebilecek süreçlere sahip olmalıdır.

i) Temlik riskine ilişkin bir koruma sağlanması halinde, devralınan alacakların satıcısı ile koruma satıcısı aynı risk grubunda yer almamalıdır.

(2) Birinci fıkranın (c) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan araçlarla finansal koruma sağlandığı durumlarda Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölüm, dördüncü fıkranın uygulamasında en düşük risk ağırlıklı tutara sahip varlık dikkate alınmalıdır.

(3) Birinci fıkranın (c) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan araçlarla finansal koruma sağlandığı durumlarda, n inci temerrüt olayına bağlı kredi korumasının dikkate alınabilir olması için; (n–1) inci temerrüt olayına bağlı kredi korumasının mevcudiyeti veya (n–1) adet temerrüt olayının gerçekleşmesi gereklidir. Bu durumda, Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölümü, dördüncü fıkranın uygulamasında en düşük risk ağırlıklı tutara sahip varlık dikkate alınmalıdır.

DÖRDÜNCÜ KISIM

Fonlanmış Kredi Korumasında Kredi Riski Azaltımının Hesaplanması

BİRİNCİ BÖLÜM

Krediye Bağlı Tahviller ve Bilanço İçi Netleştirme
Krediye bağlı tahviller

MADDE 32 – (1) Krediye bağlı tahvil ihracından sağlanan fonlar, tahvilin içerisinde saklı kredi temerrüt swabının ilgisine göre 13 veya 14 üncü maddelerde belirtilen koruma sağlayıcılar tarafından sağlanması halinde nakit teminat olarak dikkate alınabilir.

Bilanço içi netleştirme

MADDE 33 – (1) Kredi kullandıran bankaya kredi borçlusu tarafından yatırılan aynı para birimi cinsinden mevduat veya bankaya kullandırılan kredi, netleştirme sözleşmesine konu edilmeleri halinde nakit teminat olarak dikkate alınır.

İKİNCİ BÖLÜM

Özel Netleştirme Sözleşmeleri
Özel netleştirme sözleşmeleri

MADDE 34 – (1) Özel netleştirme sözleşmesine tâbi işlemler için 35 inci maddenin beşinci fıkrası ve 36 ncı maddenin sekizinci fıkrası uyarınca hesaplanan tam ayarlanmış risk tutarı, Standart Yaklaşım kapsamında risk ağırlıklı tutar ve Temel İDD Yaklaşımı kapsamında risk ağırlıklı tutar ve beklenen kayıp hesaplamasında esas alınacak risk tutarını ifade eder. Repo işlemleri, menkul kıymet veya emtia ödünç işlemleri ve/veya bankaya günlük olarak ilave teminat alma hakkı veren diğer işlemlerin tam ayarlanmış risk tutarı Basit Yaklaşım kullanılarak hesaplanabilir. Basit Yaklaşımın alternatifi olarak repo işlemleri, menkul kıymet veya emtia ödünç işlemleri ve/veya türev işlemler hariç bankaya günlük olarak ilave teminat alma hakkı veren diğer işlemlerin tam ayarlanmış risk tutarı Kurum iznine tabi olarak bankalar tarafından ilgili işlemin likiditesi ile sözleşmeye tâbi olan menkul kıymet pozisyonları arasındaki korelasyon etkilerini dikkate alan İçsel Modeller Yaklaşımı kullanılarak hesaplanabilir.

Özel netleştirme sözleşmelerinde basit yaklaşım ile tam ayarlanmış risk tutarının hesaplanması

MADDE 35 – (1) Özel netleştirme sözleşmelerine konu her bir menkul kıymet veya emtia türünün net pozisyonu, bu türün pozitif pozisyon tutarından yine aynı türün negatif pozisyon tutarının çıkarılması suretiyle bulunur. Herhangi bir menkul kıymet veya emtia türüne ilişkin pozitif pozisyon tutarı, özel netleştirme sözleşmesi kapsamında ödünç verilen, satılan veya teslim edilen o türdeki menkul kıymet veya emtianın toplam değerini, negatif pozisyon tutarı ise, sözleşme uyarınca ödünç alınan, satın alınan veya teslim alınan aynı türdeki menkul kıymet veya emtianın toplam değerini ifade eder. Aynı kurum tarafından ihraç edilen, aynı ihraç tarihi, vade ve şartları içeren ve Ek-1’de belirtilen aynı elde tutma sürelerine tâbi olan menkul kıymetler aynı menkul kıymet türünü oluşturur.

(2) Özel netleştirme sözleşmesine konu para birimi haricindeki her bir para birimi için net pozisyon, özel netleştirme sözleşmesi kapsamındaki ilgili para biriminin pozitif pozisyon tutarından aynı para biriminin negatif pozisyon tutarının çıkarılması suretiyle bulunur. İlgili para biriminin pozitif pozisyon tutarı özel netleştirme sözleşmesi kapsamında ödünç verilen, satılan veya sağlanan ve o para biriminde ifade edilen menkul kıymetlerin toplam değerine, sözleşme kapsamında o para biriminde ödünç verilen veya transfer edilen nakit tutarın eklenmesiyle bulunur. İlgili para biriminin negatif pozisyon tutarı ise, özel netleştirme sözleşmesi çerçevesinde ödünç alınan, satın alınan veya teslim alınan ve o para biriminde ifade edilen menkul kıymetlerin toplam değerine sözleşme kapsamında o para biriminde ödünç alınan veya teslim alınan nakit tutarın eklenmesiyle bulunur.

(3) Belirli bir türdeki menkul kıymete uygun olan volatilite ayarlaması, o türdeki menkul kıymetlere ilişkin pozitif veya negatif net pozisyonun mutlak değerine uygulanır.

(4) Kur riski volatilite ayarlaması, özel netleştirme sözleşmesine konu para birimi dışında her para biriminde tutulan net pozitif veya negatif pozisyona uygulanır.

(5) Tam ayarlanmış risk tutarı;

a) “K”, sözleşme kapsamındaki her bir alacak için kredi korumasının bulunmaması halinde uygulanacak risk tutarını,

b) “T”, her bir alacak için ödünç alınan, satın alınan veya teslim alınan menkul kıymetler veya emtianın değeri ya da ödünç alınan veya teslim alınan nakit tutarını,

c) “ΣK”, sözleşme kapsamındaki tüm K’ların toplamını,

ç) “ΣT”, sözleşme kapsamındaki tüm T’lerin toplamını,

d) “KMK”, belirli bir menkul kıymet türündeki net pozisyon tutarını,

e) “HMK”, belirli bir menkul kıymet türüne uygun olan volatilite ayarlamasını,

f) “KFX”, sözleşmenin ödeme kuru dışında belirli bir kurda tutulan ve ikinci fıkrada belirtilen şekilde hesaplanan pozitif veya negatif net pozisyonu,

g) “HFX”, döviz kuru volatilite ayarlamasını,

ğ) “K*”, tam ayarlanmış risk tutarını

ifade etmek üzere aşağıdaki formül yoluyla hesaplanır:

K* = maksimum{0,[(Σ(K) – Σ(T)) + Σ(│KMK│x HMK) + Σ (│KFX│ x HFX)]}

(6) Beşinci fıkradaki formülde uygulanan volatilite ayarlamaları Standart Volatilite Ayarlaması Yaklaşımı veya İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımı kullanılarak hesaplanır. İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımının kullanılması durumunda, Kapsamlı Finansal Teminat Yönteminin bu yaklaşımın kullanılmasına ilişkin şart ve kuralları da uygulanır.

Özel netleştirme sözleşmelerinde içsel modeller yaklaşımı ile tam ayarlanmış risk tutarının hesaplanması

MADDE 36 – (1) İçsel Modeller Yaklaşımında kullanılan içsel modeller, teminatlandırılmamış risk tutarındaki potansiyel değişikliklere ilişkin tahminleri verir. Teminatlandırılmamış risk tutarı, özel netleştirme sözleşmesi kapsamındaki her bir kredinin kredi koruması öncesi risk tutarları toplamından (ΣK), özel netleştirme sözleşmesi kapsamındaki her bir kredi için ödünç alınan, satın alınan veya teslim alınan menkul kıymetler veya emtianın değeri ya da ödünç alınan veya teslim alınan nakit tutarları toplamının (ΣT) düşülmesi suretiyle bulunur.

(2) İçsel modeller, Yönetmelik, Ek-2, Altıncı Bölümde belirtilen koşulları taşıyan iki taraflı netleştirme sözleşmesi kapsamındaki kredili menkul kıymet işlemleri için de kullanılabilir.

(3) Bankalar, risk ağırlıklı tutarların hesaplanmasında Standart Yaklaşım ve Temel İDD Yaklaşımı arasında yaptıkları tercihten bağımsız olarak İçsel Modeller Yaklaşımı kullanmaya karar verebilirler. Bankanın, İçsel Modeller Yaklaşımını kullanmayı seçtiği durumda, bu yaklaşımı, Basit Yaklaşımı kullanabileceği önemsiz portföyler haricinde tüm karşı taraflar ve menkul kıymetler için kullanması gerekir.

(4) Piyasa riskine esas tutarı risk ölçüm modelleri ile hesaplama konusunda Kurumdan izin almış olan bankalar ayrıca izin almaya gerek olmaksızın İçsel Modeller Yaklaşımını kullanabilirler. Ancak, kullanımdan önce Kuruma bildirim şarttır.

(5) Kurum, özel netleştirme sözleşmesi kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan risklerin yönetilmesi için yeterli ve güvenilir risk yönetim sistemine sahip olunması ve aşağıda sayılan nitel şartların sağlanması halinde İçsel Modeller Yaklaşımının uygulanmasına izin verebilir.

a) İşlemler için potansiyel fiyat volatilitesinin hesaplanmasında kullanılan risk ölçüm modeli bankanın günlük risk yönetim sürecine büyük ölçüde entegre olmalı ve maruz kalınan risklerin bankanın üst yönetimine rapor edilmesinde esas teşkil etmelidir.

b) Risk yönetimi birimi, risk ölçüm modelinin etkinliği ve sonuçları ile pozisyon limitleri açısından alınması gereken tedbirler hakkında günlük raporlar hazırlamalı ve analizler yapmalıdır.

c) Risk yönetimi biriminin hazırladığı günlük raporlar, alınan pozisyonları ve maruz kalınan toplam riski azaltmaya yetkili üst yönetim tarafından gözden geçirilmelidir.

ç) Bankanın risk yönetimi biriminde gelişmiş modellerin kullanımına yönelik yeterli nitelikte ve sayıda personel istihdam edilmelidir.

d) Risk ölçüm sisteminin genel faaliyetlerine ilişkin içsel politikaların ve kontrollerin yazılı hale getirilmesi, bu politika ve kontrollere uyumun sağlanmasına yönelik yöntemlerin oluşturulması gereklidir.

e) Uygulanan modeller, asgari bir yıllık süreyi kapsayan veriler kullanılarak yapılan geriye dönük testler yoluyla, risk ölçümünde makul bir doğruluğa ulaşıldığını gösteren ve kanıtlayan tarihsel kayıtlara sahip olmalıdır.

f) Bankaca ihtiyatlı bir stres testi programının yeterli sıklıkta uygulanması ve test sonuçlarının üst yönetim tarafından gözden geçirilerek ilgili politikalara ve limitlere yansıtılması gereklidir.

g) Hazine birimlerinin ve risk yönetimi biriminin faaliyetlerini kapsayacak şekilde risk ölçüm sistemi, iç denetim birimi tarafından düzenli olarak gözden geçirilmelidir.

ğ) Risk yönetim sistemi asgari yılda bir kez gözden geçirilmelidir.

h) İçsel model, Yönetmelik, Ek-2, Beşinci Bölüm kırk ilâ kırk ikinci fıkralarda belirtilen şartlara uygun olmalıdır.

(6) İçsel model, tüm önemli fiyat risklerini kapsayacak şekilde yeterli sayıda risk faktörünü kapsamalıdır.

(7) Korelasyon ölçüm sisteminin doğruluğundan emin olunduğu durumda, risk kategorileri içinde ve risk kategorileri arasında ampirik korelasyonlar kullanılabilir.

(8) İçsel Modeller Yaklaşımında tam ayarlanmış risk tutarı;

a) “K*”, tam ayarlanmış risk tutarını,

b) “K”, sözleşme kapsamındaki her bir alacak için kredi korumasının bulunmaması halinde uygulanacak olan risk tutarını,

c) “T”, her bir alacak için ödünç alınan, satın alınan veya teslim alınan menkul kıymetlerin değeri ya da ödünç alınan veya teslim alınan nakit tutarını,

ç) “ΣK”, sözleşme kapsamındaki tüm K’lerin toplamını,

d) “ΣT”, sözleşme kapsamındaki tüm T’lerin toplamını,

e) “PFD”, içsel model uyarınca belirlenen potansiyel fiyat değişimini veya riske maruz değeri

ifade etmek üzere aşağıdaki formül yoluyla hesaplanır:

K* = maksimum{0, [(ΣK – ΣT) + (PFD)]}

(9) İçsel Modeller Yaklaşımı kullanılarak risk ağırlıklı tutarın hesaplanmasında, bir önceki iş gününün model çıktısı dikkate alınır.

(10) PFD'nin hesaplanması aşağıdaki asgari standartlara tâbidir.

a) Asgari günlük hesaplanması.

b) Yüzde 99, tek-taraflı güven aralığı kullanılması.

c) Elde tutma süresinin, menkul kıymetin konu edildiği repo işlemleri ve menkul kıymet ödünç işlemleri için beş iş günü, bankaya günlük olarak ilave teminat alma hakkı veren diğer işlemler için ise on iş günü olması.

ç) Fiyat volatilitesindeki önemli bir yükselmenin daha kısa bir gözlem süresini gerektirdiği durumlar haricinde asgari bir yıllık etkin gözlem süresi olması.

d) Veri setinde üç ayda bir güncelleme yapılması.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Finansal Teminatlar
Finansal teminatlar

MADDE 37 – (1) Finansal teminatların kredi riski azaltım etkileri Basit Finansal Teminat Yöntemi ya da Kapsamlı Finansal Teminat Yöntemi ile hesaplanır. Basit Finansal Teminat Yöntemi, Standart Yaklaşımı uygulayan bankalarca kullanılabilir. Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen kademeli uygulama ile 8 inci maddesi kapsamında Standart Yaklaşımın uygulanmasına izin verilen durumlar haricinde Basit Finansal Teminat Yöntemi ile Kapsamlı Finansal Teminat Yöntemi birlikte kullanılamaz. Bu istisnanın kullanılması sadece daha düşük sermaye yükümlülüğü hesaplanması amacına yönelik olamaz.

Basit Finansal Teminat Yöntemi

MADDE 38 – (1) Basit Finansal Teminat Yönteminde dikkate alınan finansal teminatlar 20 nci maddenin dördüncü fıkrasının (ç) bendine uygun olarak gerçeğe uygun değeri ile değerlenir.

(2) Basit Finansal Teminat Yönteminde, alacağın risk tutarının teminatlı kısmına üç, dört, beşinci ve altıncı fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere Yönetmelik Ek-1 hükümleri uyarınca alacak yerine teminat esas alınarak belirlenecek risk ağırlığı oranı uygulanır. Risk tutarının teminatsız kısmı ise Yönetmelikte yer alan genel esaslar çerçevesinde risk ağırlığına tabi tutulur. Gayrinakdi krediler ve taahhütlerin teminatlı kısımları belirlenirken, Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen net tutarlar anılan fıkrada belirtilen oranlar yerine yüzde yüz oranı ile çarpılır. Teminatlı ve teminatsız kısımlar Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen oranlar uygulandıktan sonra risk ağırlığına tabi tutulur.

(3) 47 nci maddede belirtilen şartları sağlayan repo sözleşmesi veya menkul kıymet veya emtia ödünç işleminden kaynaklanan alacağın teminatlı kısmına yüzde sıfır risk ağırlığı uygulanır. İşlemin karşı tarafının 47 nci maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde belirtilen temel piyasa katılımcılarından olmaması halinde, bu işlemlerden kaynaklanan alacağın teminatlı kısmına yüzde sıfır yerine yüzde on risk ağırlığı uygulanır.

(4) Kur uyumsuzluğunun bulunmaması kaydıyla, mevduat veya nakit benzeri araçlarla teminatlı, günlük gerçeğe uygun değerine göre değerleme işlemine tâbi tutulan ve risk tutarı Yönetmelik, Ek-2’ye uygun olarak hesaplanan türev finansal araçların risk tutarlarının teminatlandırılmış kısmına yüzde sıfır risk ağırlığı uygulanır.

(5) Dördüncü fıkra kapsamındaki türev finansal araçların, merkezi yönetimler veya merkez bankalarının ihraç ettiği ve Yönetmelik uyarınca yüzde sıfır risk ağırlığına tabi tutulan bir borçlanma aracı ile teminatlandırılmış olması durumunda teminatlı kısma yüzde on risk ağırlığı uygulanır. Bu fıkranın uygulanmasında, aşağıda sayılan borçlanma araçları da merkezi yönetimler veya merkez bankalarının ihraç ettiği bir borçlanma aracı gibi değerlendirilir.

a) Yönetmelik uyarınca alacakları kurulu bulundukları ülkenin merkezi yönetimlerinden alacaklar gibi işlem gören bölgesel yönetimler veya yerel yönetimlerce ihraç edilen borçlanma araçları.

b) Yönetmelik uyarınca yüzde sıfır risk ağırlığı uygulanan çok taraflı kalkınma bankalarının ihraç ettiği borçlanma araçları.

c) Yönetmelik uyarınca yüzde sıfır risk ağırlığı uygulanan uluslararası kuruluşların ihraç ettiği borçlanma araçları.

ç) Yönetmelik uyarınca alacakları kurulu bulundukları ülkenin merkezi yönetimlerinden alacaklar gibi işlem gören kamu kuruluşlarının ihraç ettiği borçlanma araçları.

(6) Aşağıda yer alan şartlardan herhangi birinin yerine getirilmesi kaydıyla, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralar kapsamında yer almayan alacaklardan teminat ile aynı para birimi cinsinden olanlara yüzde sıfır risk ağırlığı uygulanır.

a) Teminatın, mevduat veya nakit benzeri enstrüman olduğu durumlar.

b) Teminatın, Yönetmelik uyarınca yüzde sıfır risk ağırlığı uygulanan merkezi yönetimler veya merkez bankalarının ihraç ettiği borçlanma araçları olduğu ve gerçeğe uygun değerinin asgari yüzde yirmi oranında iskonto edildiği durumlar. Bu bendin uygulanmasında merkezi yönetim ve merkez bankalarının ihraç ettiği borçlanma araçları kapsamına, beşinci fıkranın (a) ilâ (d) bentlerinde sayılan borçlanma araçları da dâhil edilir.

Kapsamlı Finansal Teminat Yöntemi

MADDE 39 – (1) Kapsamlı Finansal Teminat Yönteminde, finansal teminatların fiyat volatilitesi belirlenirken, teminatların gerçeğe uygun değerine kırk iki ilâ kırk yedinci fıkralarda belirtilen volatilite ayarlamaları uygulanır. Teminatın para birimi ile alacağın para birimi farklı olduğunda, teminatların gerçeğe uygun değerine kırk iki ilâ kırk yedinci fıkralarda belirtilen kur volatilite ayarlamaları uygulanır.

(2) Yönetmeliğin Ek-2’si hükümleri çerçevesinde risk azaltımı etkisinin dikkate alınması için Kurumdan izin alınan netleştirme sözleşmeleri kapsamındaki tezgah üstü türev işlemler için, teminatın para birimi ile ödemenin yapılacağı para birimi arasında bir uyumsuzluk bulunması halinde, kur volatilitesini yansıtan bir ayarlama yapılır. Netleştirme sözleşmesi kapsamındaki işlemlerde birden fazla para biriminin kullanıldığı hallerde sadece bir volatilite ayarlaması yapılır.

(3) Kapsamlı Finansal Teminat Yöntemini kullanan bankalar, maruz kalınan riskin bir repo sözleşmesi ya da bir menkul kıymet veya emtia ödünç verme veya ödünç alma işlemi ve kredili menkul kıymet işlemleri kapsamında satılan, devredilen veya ödünç verilen menkul kıymetler veya emtia niteliğinde olduğu durumlarda, bu menkul kıymetlerin veya emtianın risk tutarını, 40 ilâ 47 nci maddelerde belirtildiği gibi uygun olan bir volatilite ayarlaması tutarında artırmak ve bu tutarı Yönetmeliğin 5 inci maddesi uygulamasına esas risk tutarı olarak kullanmak zorundadır.

Kapsamlı Finansal Teminat Yönteminde tam ayarlanmış değer ile volatilite ayarlı değerlerin hesaplanması

MADDE 40 – (1) Teminatın ve alacağın volatilite ayarlı değerleri ile alacağın tam ayarlanmış değeri;

a) “TVA”, teminatın volatilite ayarlı değerini,

b) “HT”, teminata ilişkin volatilite ayarlamasını,

c) “HFX”, teminatın kur uyumsuzluğuna ilişkin volatilite ayarlamasını,

ç) “T”, teminatın gerçeğe uygun değerini,

d) “K”, risk tutarını,

e) “KVA”, alacağın volatilite ayarlı risk tutarını,

f) “HK”, alacağa ilişkin volatilite ayarlamasını,

g) “TVAV”, 59 uncu maddede yer alan hükümlere uygun olarak vade uyumsuzluğu için teminatın ayarlanmış değerini,

ğ) “K*”, alacağın tam ayarlanmış değerini

ifade etmek üzere aşağıdaki formüller yoluyla hesaplanır:

TVA = T x (1 – HT – HFX)

KVA = K x (1 + HK)

K* = maksimum {0, [KVA – TVAV]}

(2) Birinci fıkranın uygulamasında;

a) TVA formülü, Basit Yaklaşımın ya da İçsel Modeller Yaklaşımının kullanıldığı özel netleştirme sözleşmesi kapsamındaki işlemlerin teminatları için kullanılmaz.

b) Tezgâh üstü türev işlemler için HK sıfır kabul edilir.

c) Yönetmeliğin 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen gayrinakdi krediler ve taahhütlerin Standart Yaklaşım kapsamındaki risk tutarı hesaplanırken Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen net tutarlar anılan fıkradaki oranlar yerine yüzde yüz oranı ile çarpılır.

ç) Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Üçüncü Bölüm, dokuz ilâ on birinci fıkralarında belirtilen gayri nakdi krediler ve taahhütlerin, Temel İDD Yaklaşımı kapsamındaki risk tutarı hesaplanırken bunların risk tutarları anılan fıkralarda belirtilen oranlar yerine yüzde yüz oranı ile çarpılır.

(3) Teminata ve alacağa ilişkin volatilite ayarlaması ile teminatın kur uyumsuzluğuna ilişkin volatilite ayarlaması 42 ilâ 47 nci maddelerde belirtilen usul ve esaslara göre hesaplanır.

Kapsamlı Finansal Teminat Yönteminde volatilite ayarlamalarının hesaplanması

MADDE 41 – (1) Volatilite ayarlamaları, Standart Volatilite Ayarlaması Yaklaşımı veya İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımı kullanılarak hesaplanır. Risk ağırlıklı tutarların hesaplanmasında Standart Yaklaşım ya da Temel İDD Yaklaşımının kullanımından bağımsız olarak Standart Volatilite Ayarlaması Yaklaşımı veya İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımı kullanılabilir. İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımının seçilmesi halinde, bu yaklaşım, Standart Volatilite Ayarlaması Yaklaşımının kullanılabileceği önemsiz portföyler haricinde, tüm finansal araç türleri için kullanılmak zorundadır.

(2) Teminatın birden fazla dikkate alınabilir teminat türünden oluştuğu durumlarda, volatilite ayarlaması;

a) “ai”, herhangi bir teminat türünün toplam teminata oranını,

b) “Hi”, ilgili teminat türüne uygulanabilecek volatilite ayarlamasını,

c) “H”, volatilite ayarlamasını

ifade etmek üzere aşağıdaki formül yoluyla belirlenir.

 

 

 

 

Standart Volatilite Ayarlaması Yaklaşımı

MADDE 42 – (1) Standart Volatilite Ayarlaması Yaklaşımında uygulanacak volatilite ayarlamaları günlük yeniden değerleme varsayımıyla Ek-1’de yer alan ayarlamalardır.

(2) Ek-1’de geçen elde tutma süresi, bankaya günlük olarak ilave teminat alma hakkı vermeyen işlemlerde yirmi iş günü, repo işlemlerinden emtianın devrini ve tasarruf hakkının garanti edilmesini konu edenler dışında kalanlar ve menkul kıymet ödünç işlemleri için beş iş günü, bankaya günlük olarak ilave teminat alma hakkı veren diğer işlemler için ise 10 iş günüdür.

(3) Ek-1’de yer alan tablolarda geçen ve dört ilâ altıncı fıkralarda yer alan borçlanma araçlarına ilişkin derecelendirme notlarına tekabül eden kredi kalitesi kademesi, Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası çerçevesinde Kurulca belirlenen kredi kalitesi kademeleridir. Bu fıkranın uygulamasında, 9 uncu maddenin altıncı fıkrası hükümleri de dikkate alınır.

(4) Emtiayı veya 9 uncu madde kapsamında dikkate alınmayan menkul kıymetleri konu alan repo ve menkul kıymet/emtia ödünç alma ve verme işlemlerinde emtia veya menkul kıymet için, teşkilatlanmış bir borsaya kote edilmiş ancak ana endekslere dahil olmayan hisse senetleri için uygulanan volatilite ayarlaması kullanılır.

(5) KYK’ya yapılan yatırımlar için volatilite ayarlaması, ikinci fıkrada belirtilen elde tutma süresi dikkate alınarak, KYK’nın yatırım yaptığı varlıklara uygulanan volatilite ayarlamasının ağırlıklı ortalamasıdır. KYK’nın yatırım yaptığı varlıklar hakkında yeterli bilgiye sahip olunmaması halinde volatilite ayarlaması, KYK’nın yatırım yapma hakkına sahip olduğu varlıklara uygulanacak olan volatilite ayarlamalarından en yüksek olanıdır.

(6) 9 uncu maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen dikkate alınma kriterlerine uyan bankalar ve aracı kurumlarca ihraç edilen derecelendirilmemiş borçlanma araçları için, kredi kalitesi kademesi 2 veya 3’e eşleştirilen bankalar ve aracı kurumlar veya şirketlerin ihraç ettiği menkul kıymetler için uygulanan volatilite ayarlamaları kullanılır.

İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımı

MADDE 43 – (1) Teminatlara ve kredilere uygulanacak volatilite ayarlamalarının hesaplanmasında İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımının kullanımı, bu yaklaşıma ilişkin nicel ve nitel kriterleri taşımak kaydıyla Kurumun iznine tabidir. İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımını kullanmak için Kurumdan izin alan bankalar mücbir bir sebep göstermeksizin ve Kurumdan izin almadan diğer yöntemleri kullanamaz.

(2) Bir KDK tarafından kredi kalitesi kademesi asgari olarak yatırım yapılabilir seviyesine tekabül eden bir derece verilmiş olan borçlanma araçları için, her bir borçlanma aracı kategorisi için ayrı bir volatilite tahmini hesaplanabilir.

(3) İlgili kategorilerin belirlenmesinde, borçlanma aracı ihraççısının türü, borçlanma aracına ilişkin bağımsız kredi derecelendirmesi, borçlanma aracının kalan vadesi ve düzeltilmiş durasyonu dikkate alınır. Volatilite tahminlerinin, bankanın ilgili kategoriye dahil ettiği borçlanma aracını temsil edici nitelikte olması gerekir.

(4) Bir KDK tarafından kredi kalitesi kademesi yatırım yapılabilir seviyenin altında bir dereceye tekabül eden bir kredi derecesi verilmiş olan borçlanma araçları için ve diğer dikkate alınabilir teminatlar için volatilite ayarlamaları; her bir kalem için münferiden hesaplanır.

(5) İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımını kullanan bankalarca, teminatın volatilitesi veya kur uyumsuzluğuna ilişkin volatilite tahminleri, kredi, teminat ve/veya kurlar arasındaki korelasyonlar dikkate alınmaksızın yapılır.

İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımına ilişkin nicel kriterler

MADDE 44 – (1) Volatilite ayarlamaları hesaplamasında, tek-taraflı yüzde doksan dokuz güven aralığı kullanılır.

(2) Elde tutma süresi, bankaya günlük olarak ilave teminat alma hakkı vermeyen işlemlerde yirmi iş günü, repo işlemlerinden emtianın devrini ve tasarruf hakkının garanti edilmesini konu edenler dışında kalanlar ve menkul kıymet ödünç işlemleri için beş iş günü, bankaya günlük olarak ilave teminat alma hakkı veren diğer işlemler için ise on iş günüdür.

(3) İkinci fıkrada belirtilen elde tutma sürelerinden farklı bir elde tutma süresi kullanılarak volatilite ayarlamalarının hesaplanması durumunda aşağıdaki formül kullanılır.

 

 

 

 

Formülde yer alan,

a) “TM”, ikinci fıkra uyarınca elde tutma süresini,

b) “HM”, TM günlük elde tutma süresi için öngörülen volatilite ayarlamasını,

c) “HN”, TN günlük elde tutma süresi için öngörülen volatilite ayarlamasını

ifade eder.

(4) Bankalarca, düşük kaliteli varlıkların likit olmaması durumu dikkate alınır. Teminatın likiditesine ilişkin tereddütler olması halinde, elde tutma süresi yükseltilecek şekilde ayarlamaya tâbi tutulur. Bankalar, tarihsel verilerin potansiyel volatiliteyi olduğundan daha düşük gösterebileceği durumları dikkate alır ve stres testleri uygular.

(5) Volatilite ayarlamalarının hesaplamasında tarihsel gözlem süresi, asgari bir yıldır. Tarihsel gözlem süresi için ağırlıklandırma veya benzer başka yöntemleri kullanan bankalarda, efektif gözlem süresi bir yıldan az olamaz. Fiyat volatilitesinde önemli ve ani yükselmeler olduğu durumlarda, Kurum tarafından volatilite ayarlamalarının daha kısa bir gözlem süresi kullanılarak hesaplanması istenebilir.

(6) Veri setleri asgari üç ayda bir olmak üzere piyasa fiyatlarında önemli değişiklikler olması durumunda güncellenir. Bu kapsamda, volatilite ayarlamaları da asgari üç ayda bir hesaplanmalıdır.

İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımına ilişkin nitel kriterler

MADDE 45 – (1) Volatilite tahminleri, bankanın içsel risk limitlerinin belirlenmesi dahil, günlük risk yönetim süreçlerinde kullanılır.

(2) Bankaların günlük risk yönetim süreçlerinde kullanılan elde tutma sürelerinin, işlem türleri için bu Kısımda belirtilen sürelerden daha uzun olduğu durumlarda, volatilite ayarlamaları, 44 üncü maddenin üçüncü fıkrasında yer alan formül kullanılarak artırılır.

(3) Bankalar, volatilite ayarlamalarının tahminine ve bu tahminlerin risk yönetim süreçlerine entegre edilmesine ilişkin yazılı hale getirilmiş içsel politika, kontrol ve prosedürler ile bu içsel düzenlemelere uyumu sağlayacak nitelikte süreçlere sahip olmalıdır.

(4) Volatilite ayarlamaları tahmini için kullanılan sistemler, bankanın iç denetim sistemi kapsamında düzenli olarak denetlenir. Volatilite ayarlamaları tahmininde ve bu ayarlamaların bankanın risk yönetim süreçlerine entegre edilmesinde kullanılan sistem aşağıda belirtilen hususları kapsayacak şekilde asgari yılda bir kere incelenir.

a) Volatilite ayarlamalarına ilişkin tahminlerin günlük risk yönetim süreçlerine entegre edilmesi.

b) Volatilite ayarlamalarının tahmin edilmesi sürecindeki önemli değişikliklerin doğrulanması.

c) Veri kaynaklarının bağımsızlığı dahil, volatilite ayarlamaları tahmininde kullanılan veri kaynaklarının tutarlılığı ve güvenilirliği ile verilere zamanında erişilebilirliğin teyit edilmesi.

ç) Volatilite varsayımlarının doğruluğu ve uygunluğu.

Volatilite ayarlamalarının artırılması

MADDE 46 – (1) Standart Volatilite Ayarlaması Yaklaşımı için Ek-1’de belirtilen volatilite ayarlamaları, günlük yeniden değerleme yapılması durumunda uygulanır. İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımında volatilite ayarlamaları için içsel tahminlerin kullanılması durumunda, söz konusu ayarlamaların öncelikle günlük yeniden değerlemeler esas alınarak hesaplanması gerekir. Yeniden değerlemenin günlük olarak yapılmaması durumunda, volatilite ayarlamaları;

a) “H”, uygulanacak volatilite ayarlamasını,

b) “HM”, günlük yeniden değerleme için öngörülen volatilite ayarlamasını,

c) “NR”, yeniden değerlemeler arasında fiilen geçen iş günü sayısını,

ç) “TM”, söz konusu işlem türü için öngörülen elde tutma süresini

ifade etmek üzere aşağıda yer alan formül kullanılarak artırılır.

 

 

 

Yüzde sıfır volatilite ayarlaması uygulanmasına ilişkin şartlar

MADDE 47 – (1) Repo işlemlerinde ve menkul kıymet ödünç işlemlerinde, Standart Volatilite Ayarlaması Yaklaşımının ya da İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımının uygulandığı ve aşağıda belirtilen şartların sağlandığı durumlarda, bu yaklaşımlara göre hesaplanan volatilite ayarlamaları yerine, yüzde sıfır volatilite ayarlaması uygulanabilir. 36 ncı maddede belirtilen İçsel Modeller Yaklaşımını kullanan bankalar, bu fıkrada belirtilen yüzde sıfır volatilite ayarlamasını uygulayamazlar.

a) Kredi ve teminatın her ikisinin de, nakit veya 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında merkezi yönetimler veya merkez bankalarının ihraç ettiği ve Yönetmelik uyarınca yüzde sıfır risk ağırlığına tabi tutulan bir borçlanma aracı olması.

b) Kredi ve teminatın aynı para birimi cinsinden olması.

c) İşlemin vadesinin bir günden fazla olmaması ya da kredi ve teminatın gerçeğe uygun değerine göre günlük olarak değerleme veya günlük yeniden marjlama işlemine tâbi olması.

ç) Karşı tarafın marj yatırma yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde, gerçeğe uygun değerine göre yapılan en son değerleme işlemi ile teminatın nakde çevrilme süresi arasında geçen zamanın en fazla dört iş günü olması.

d) İşlemin, o işlem türü için uygun olan bir takas sistemiyle gerçekleştirilmesi.

e) Sözleşmeyle ilişkin belgelerin ilgili menkul kıymet türlerine uygun olarak repo ve menkul kıymet ödünç işlemleri için piyasada standart olarak kabul edilen şartları taşıması.

f) Sözleşmede, karşı tarafın nakit veya menkul kıymetleri teslim etme veya marj yatırma yükümlülüğünü ya da diğer yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde işlemin derhal iptal edilebileceğine ilişkin hüküm bulunması.

g) İşlemin karşı tarafının aşağıda sayılan temel piyasa katılımcılarından biri olması.

1) Yönetmelik uyarınca yüzde sıfır risk ağırlığına tâbi tutulan ve 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen kuruluşlar.

2) Bankalar ve aracı kurumlar.

3) Standart Yaklaşım kapsamında Yönetmelik uyarınca yüzde yirmi risk ağırlığına tâbi tutulan finansal kuruluşlar ile bir KDK tarafından derecelendirme notu bulunmaması halinde Temel İDD yaklaşımı kapsamında içsel olarak derecelendirilen finansal kuruluşlar.

4) Sermaye veya finansal kaldıraç yükümlülüklerine tâbi KYK'lar.

5) Düzenleyici otoriteler tarafından denetlenen emeklilik fonları.

6) Yetkili merkezi takas kuruluşları.

(2) Diğer bir ülke denetim otoritesinin kendi ülke hazinesince ihraç edilen menkul kıymetlerle ilgili repo veya menkul kıymet ödünç işlemlerinde birinci fıkrada yer alan uygulamadan faydalanılmasına izin vermesi halinde, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar da bu menkul kıymetlerle ilgili repo veya menkul kıymet ödünç işlemlerinde aynı yaklaşımı uygulayabilirler.

Kapsamlı Finansal Teminat Yöntemi’nde risk ağırlıklı varlıklar ile beklenen kaybın hesaplanması

MADDE 48 – (1) 40 ıncı maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan alacağın tam ayarlanmış değeri, risk ağırlıklı tutarın Standart Yaklaşım kapsamında hesaplanmasında risk ağırlığı uygulanacak tutardır. Alacağın gayri nakdi kredi ve taahhüt kapsamında olması halinde alacağın tam ayarlanmış değerine Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen oranlar uygulanır.

(2) Temel İDD Yaklaşımı kapsamında THK* efektif THK’yı ifade etmek üzere, Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ kapsamında yapılan hesaplamalarda THK olarak dikkate alınır ve aşağıdaki formüle göre hesaplanır.

THK* = THK x (K*/K)

Formülde:

a) "THK", kredinin teminatlandırılmaması halinde Temel İDD Yaklaşım uyarınca uygulanacak olan THK’yı,

b) "K", 40 ıncı maddenin birinci fıkrasında yer alan risk tutarını,

c) "K*", 40 ıncı maddenin birinci fıkrası çerçevesinde hesaplanan alacağın tam ayarlanmış değerini

ifade eder.

Temel İDD yaklaşımında dikkate alınabilecek ilave teminatlar için risk ağırlıklı tutar ve beklenen kaybın hesaplanması

MADDE 49 – (1) Bu maddenin iki ilâ dördüncü fıkraları esas alınarak hesaplanan THK*, Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ kapsamında yapılan hesaplamalarda THK olarak dikkate alınır.

(2) Teminatın değerinin (T), risk tutarına (K) oranının dördüncü fıkrada yer alan tabloda belirtilen T* eşik seviyesinin altında olduğu durumlarda, THK*, karşı tarafa kullandırılan teminatlandırılmamış krediler için Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ kapsamında yapılan hesaplamalardaki THK değeridir. Gayrinakdi kredi ve taahhütler için teminatın değerinin (T) risk tutarına (K) oranı belirlenirken, Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Üçüncü Bölüm, dokuz ilâ on birinci fıkralarda yer alan dönüştürme oranları yerine %100 oranı kullanılır.

(3) Teminatın değerinin risk tutarına oranının, dördüncü fıkrada yer alan tabloda belirtilen T** seviyesini geçtiği durumlarda, THK*, ilgisine göre dördüncü fıkradaki tabloda yer alan değerdir. Teminatın değerinin risk tutarına oranının T* ile T** seviyesi arasında kalması halinde, ilgili alacak, T** seviyesine ulaşılan kısım ve kalan kısım olmak üzere iki ayrı alacak gibi ele alınır. T** seviyesine ulaşan kısım teminatın değerinin T** değerine bölünmesi suretiyle bulunur.

(4) Alacakların teminatlı kısımları için uygulanacak THK* değerleri ve gereken asgari teminatlandırma seviyeleri aşağıda yer alan tabloda belirlenmiştir.

 

Alacakların teminatlı kısımları için asgari THK değerleri

Teminat Türü

Birincil alacaklara ilişkin THK*

İkincil alacaklara ilişkin THK*

 

Alacağın asgari teminatlandırma seviyesi (T*)

Alacağın asgari teminatlandırma seviyesi (T**)

Ticari Alacaklar

%35

%65

%0

%125

İkamet / ticari amaçlı gayrimenkul

%35

%65

%30

%140

Diğer teminatlar

%40

%70

%30

%140

 

(5) Bir ilâ dördüncü fıkralarda belirtilen uygulamaya alternatif olarak, Kurul, ticari amaçlı gayrimenkullerle tam teminatlandırılmış alacaklar için ve ikamet amaçlı gayrimenkullerle tam teminatlandırılmış alacaklar için %50 risk ağırlığının uygulanmasına izin verebilir. Bu fıkranın uygulanmasında tam teminatlı kısımlar, Yönetmelik, Ek-1, kırk beş ve kırk dokuzuncu fıkralarda belirtilen hükümlere uygun olarak hesaplanır.

Temel İDD yaklaşımı kapsamında risk ağırlıklı tutarın ve beklenen kayıp tutarının hesaplanmasında birden fazla kredi riski azaltım türünün kullanılması

MADDE 50 – (1) Risk ağırlıklı tutarın ve beklenen kayıp tutarının Temel İDD Yaklaşımı çerçevesinde hesaplandığı ve bir alacağın finansal teminatlar yanında dikkate alınabilir diğer teminatlarla teminatlandırıldığı durumlarda, Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1 kapsamında yapılan hesaplamalarda dikkate alınacak THK* değeri ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri esas alınarak hesaplanır.

(2) 40 ıncı madde kapsamında hesaplanan alacağın volatilite ayarlı risk tutarının, her bir kısmı yalnızca tek bir teminat türü ile teminatlandırılacak şekilde, dikkate alınabilir finansal teminat kapsamındaki kısım, ticari alacaklarla teminatlı kısım, ticari veya ikamet amaçlı gayrimenkul ile teminatlı kısım, diğer dikkate alınabilir teminat kapsamındaki kısım ve teminatsız kısım olarak ayrıştırılması gerekir.

(3) Alacağın her bir kısmına ilişkin THK* değeri, bu Tebliğin ilgili hükümleri çerçevesinde ayrı ayrı hesaplanır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Diğer Fonlanmış Kredi Korumaları
Diğer fonlanmış kredi korumaları

MADDE 51 – (1) Diğer fonlanmış kredi korumalarından başka bir banka veya aracı kuruma yatırılan mevduat ya da nakit benzeri kıymetler, 25 inci maddenin birinci fıkrasında aranan şartları taşıması kaydıyla, diğer bir banka tarafından sağlanan garantiler gibi dikkate alınabilir.

(2) Diğer fonlanmış kredi korumalarından krediyi kullandıran bankaya rehnedilen hayat sigortası poliçeleri, 25 inci maddenin ikinci fıkrasında aranan şartları taşımaları kaydıyla, risk ağırlıklı tutarın Standart Yaklaşım ile hesaplandığı durumda üçüncü fıkraya göre, risk ağırlıklı tutar ile beklenen kaybın Temel İDD Yaklaşımına göre hesaplandığı durumda dördüncü fıkraya göre dikkate alınır. Kredi korumasının değeri olarak hayat sigortası poliçesinin iştira değeri alınır. Kur uyumsuzluğu olduğu durumda hayat sigortası poliçesinin iştira değeri 53 üncü maddesinin ikinci fıkrasına uygun olarak azaltılır.

(3) Risk ağırlıklı tutarın Standart Yaklaşım ile hesaplandığı durumda, ikinci fıkranın uygulanmasında, hayat sigortası sağlayan kuruluşun teminatsız birincil alacağına uygulanan risk ağırlığı dikkate alınarak aşağıdaki risk ağırlıkları uygulanır.

a) Hayat sigortası sağlayan kuruluşun teminatsız birincil alacağına uygulanan risk ağırlığının %20 olması durumunda, %20 risk ağırlığı.

b) Hayat sigortası sağlayan kuruluşun teminatsız birincil alacağına uygulanan risk ağırlığının %50 olması durumunda, %35 risk ağırlığı.

c) Hayat sigortası sağlayan kuruluşun teminatsız birincil alacağına uygulanan risk ağırlığının %100 olması durumunda, %70 risk ağırlığı.

ç) Hayat sigortası sağlayan kuruluşun teminatsız birincil alacağına uygulanan risk ağırlığının %150 olması durumunda, %150 risk ağırlığı.

(4) Risk ağırlıklı tutar ile beklenen kaybın Temel İDD Yaklaşımına göre hesaplandığı ancak içsel THK tahminlerinin bankaca yapılmadığı durumda, THK %40 olarak dikkate alınır.

(5) 12 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında yer alan diğer fonlanmış kredi korumalarından talep üzerine ihraççı tarafından geri alınacak finansal araçlar, ihraççı tarafından sağlanan garantiler gibi dikkate alınabilir. Bu durumda kredi korumasının değeri olarak,

a) Finansal aracın nominal değeri üzerinden geri satın alınacağı hallerde bu tutar,

b) Finansal aracın gerçeğe uygun değeri üzerinden geri satın alınacağı hallerde finansal aracın 9 uncu maddenin dördüncü fıkrasında yer alan şartları sağlayan borçlanma araçlarının değerlemesinde kullanılan yöntemle belirlenecek değeri

esas alınır.

(6) Diğer fonlanmış kredi korumalarından Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.’den sağlanan ihracat kredi sigorta poliçeleri, 12 nci maddenin birinci fıkrasının (ç) bendinde aranan şartı taşımaları kaydıyla, Türkiye Cumhuriyeti Merkezi Yönetimi tarafından verilen garantiler gibi dikkate alınabilir.

BEŞİNCİ KISIM

Fonlanmamış Kredi Korumasında Kredi Riski Azaltımının Hesaplanması
BİRİNCİ BÖLÜM

Kredi Riski Azaltımı, Değerleme ve Risk Ağırlıklı Tutarların Hesaplanması
Kredi riski azaltımı

MADDE 52 – (1) Altıncı ve Yedinci Kısım hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Birinci, İkinci ve Üçüncü Kısmın ilgili hükümlerinin sağlanması halinde, risk ağırlıklı tutarların hesaplanmasında bu Kısım hükümlerine uygun olarak azaltım yapılabilir.

Değerleme

MADDE 53 – (1) Fonlanmamış kredi korumasının değeri, borçlunun temerrüde düşmesi veya belirlenmiş başka bir ödeme şartı durumunun gerçekleşmesi halinde koruma sağlayıcısının ödemeyi taahhüt ettiği tutara eşittir. Anapara, faiz, komisyon veya diğer ücretlerden vazgeçilmesi veya bunların ertelenmesi de dâhil olmak üzere bir kredi kayıp olayına neden olacak şekilde işleme konu varlığın yeniden yapılandırılmasını yani değer ayarlaması ya da kâr ve zarar hesabına benzeri başka borç kayıtları yapılmasını ödeme şartı saymayan kredi türevlerinde;

a) Koruma sağlayıcısının ödemeyi taahhüt ettiği tutarın risk tutarından daha yüksek olmadığı hallerde, kredi korumasının değeri koruma sağlayıcısının ödemeyi taahhüt ettiği tutarın %40'ı oranında azaltılır,

b) Koruma sağlayıcısının ödemeyi taahhüt ettiği tutarın risk tutarından daha yüksek olduğu hallerde, kredi korumasının değeri, risk tutarının %60'ından daha fazla olamaz.

(2) Fonlanmamış kredi korumasının maruz kalınan riskten farklı para birimi cinsinden olduğu hallerde, kredi korumasının değeri olarak kur riski için ayarlanmış değeri esas alınır. Kredi korumasının kur riski için ayarlanmış değeri;

a) “G*”, kredi korumasının kur riski için ayarlanmış değeri,

b) “G”, kredi korumasının nominal tutarını,

c) “HFX”, kredi koruması ile işleme konu varlık arasındaki kur uyumsuzluğu için yapılan volatilite ayarlamasını

ifade etmek üzere, aşağıdaki formül yoluyla hesaplanır.

G* = G x (1 – HFX)

(3) Kur uyumsuzlukları için volatilite ayarlamaları, günlük değerleme yapıldığı varsayımı altında on günlük elde tutma süresi kullanılmak suretiyle Standart Volatilite Ayarlaması Yaklaşımı ya da İçsel Tahminlere Dayalı Volatilite Ayarlaması Yaklaşımı kullanılarak hesaplanır. Günlük değerlemenin yapılmadığı durumlarda volatilite ayarlamaları 46 ncı maddeye uygun olarak artırılır.

Kısmi koruma ve dilimlere ayırma durumlarında risk ağırlıklı tutar ile beklenen kayıp tutarının hesaplanması

MADDE 54 – (1) Bankaca kredi riskinin bir kısmının bir veya birden fazla dilim halinde transfer edilmesi durumunda, Yönetmeliğin menkul kıymetleştirmeye ilişkin risk ağırlıklı tutarların hesaplanmasına yönelik usul ve esasları çerçevesinde risk ağırlıklı tutar hesaplanır. Sözleşmede, gerçekleşen kaybın banka tarafından üstlenilmesini ve yatırımcıya yansıtılmamasını sağlayan bir eşik değer tutarı belirlenmesi durumunda, bu tutar elde tutulan birinci kayıp pozisyonlarına denk sayılır ve risk ağırlıklı tutar hesaplamasında birinci kayıp dilimi olarak dikkate alınır.

Standart yaklaşımda risk ağırlıklı tutarların hesaplanması

MADDE 55 – (1) Standart yaklaşım kullanıldığı durumda risk ağırlıklı tutar;

a) “K”, risk tutarını,

b) “GA”, en fazla “K” kadar olmak üzere korumanın 53 üncü maddenin ikinci fıkrasında belirtilen kur riski için ayarlanmış değeri üzerinden Altıncı Kısımda yer alan vade uyumsuzluğu için yapılan ayarlama sonucu bulunacak değerini,

c) “r”, borçluya kullandırılan kredilerin Yönetmelik uyarınca tabi olduğu risk ağırlığını,

ç) “g”, koruma sağlayan tarafa kullandırılan kredilerin Yönetmelik uyarınca tabi olduğu risk ağırlığını,

d) “RA”, risk ağırlıklı tutarı,

e) "KDO", Yönetmeliğin 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen gayrinakdi krediler ve taahhütler için Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen oranları, diğer alacaklar için %100'ü

ifade etmek üzere, aşağıdaki formül yoluyla hesaplanır.

RA = [Maksimum {0, K – GA} x r + GA x g]* KDO

(2) Yönetmeliğin 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen gayrinakdi krediler ve taahhütler için risk tutarı (K) hesaplanırken Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen oranlar yerine yüzde yüz oranı uygulanır.

(3) Korumanın değerinin (GA), risk tutarından (K) az olması halinde, yukarıdaki formül sadece alacağın koruma sağlanan kısmının öncelik sırasının en az koruma sağlanmayan kısmın öncelik sırası kadar olması (banka ile koruma sağlayan tarafın kayıpları orantılı olarak paylaşması) halinde kullanılır. Alacağın koruma sağlanan kısmının öncelik sırasının, koruma sağlanmayan kısmının öncelik sırasından düşük olması durumunda koruma dikkate alınmaz.

(4) Fonlanmamış kredi korumasının merkezi yönetimler ve merkez bankaları tarafından verilen bir garanti olması halinde, garantinin borçlunun ulusal para biriminden düzenlenmiş ve kredinin fonlamasının da aynı para biriminden yapılmış olması kaydıyla, kredinin bu garanti kapsamındaki kısmı için Yönetmeliğin Ek-1’inin dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen uygulama geçerlidir.

Temel İDD Yaklaşımında risk ağırlıklı tutar ve beklenen kayıp tutar hesaplaması

MADDE 56 – (1) Alacağın korunan kısmı (GA) için Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, İkinci Bölüm uygulamasında kullanılan TO değeri; koruma sağlayıcısının TO’su ya da tam korumanın sağlanmadığı durumda, borçlunun TO’suyla koruma sağlayıcısının TO’su arasındaki bir değer olabilir. İkincil alacaklarda ve birincil alacak niteliğindeki fonlanmamış kredi korumalarında, Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, İkinci Bölüm uygulamasında birincil önceliğe sahip alacaklara uygulanan THK dikkate alınabilir.

(2) Alacağın koruma altına alınmamış kısmı için, TO değeri borçlunun TO’su, THK ilgili alacağın THK’sıdır.

(3) Bu maddenin uygulanmasında alacağın korunan kısmı (GA) 55 inci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan değerdir. Alacağın risk tutarı (K) Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Üçüncü Bölüme göre hesaplanan tutardır. Alacağın risk tutarı (K) belirlenirken, Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Üçüncü Bölüm, dokuz ilâ on birinci fıkralarda yer alan dönüştürme oranları yerine yüzde yüz oranı uygulanır.

ALTINCI KISIM

Vade Uyumsuzluğu
BİRİNCİ BÖLÜM

Vade Uyumsuzluğu ve Vade Uyumsuzluğunda Kredi Korumasının Değerlemesi
Vadenin tanımı

MADDE 57 – (1) Korunan alacağın efektif vadesi, beş yılı geçmemek üzere, borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmesi için öngörülen en uzun süredir. Kredi korumasının vadesi ikinci fıkra çerçevesinde, korumanın sona erebileceği veya erdirilebileceği öngörülen en kısa süredir.

(2) Koruma sağlayıcısının korumayı sona erdirme opsiyonu bulunuyorsa, kredi korumasının vadesi bu opsiyonun kullanılabileceği en yakın tarih esas alınarak belirlenir. Koruma alan tarafın korumayı sona erdirme opsiyonu mevcutsa ve koruma sözleşmesinde bankanın işlemi sözleşmede belirtilen vadeden önce tasfiye etmesine yönelik teşvik edici hükümler bulunuyorsa, korumanın vadesi, opsiyonun kullanılabileceği en yakın tarih esas alınarak belirlenir. Diğer durumlarda söz konusu opsiyonun korumanın vadesini etkilemediği kabul edilebilir.

(3) Bir kredi türevi, korunan alacağa ilişkin mehil süresi sona ermeden hükümsüz kalabiliyorsa, korumanın vadesi mehil süresinin vadeden düşülmesi suretiyle hesaplanır.

Vade uyumsuzluğu

MADDE 58 – (1) Risk ağırlıklı tutarların hesaplanmasında, kredi korumasının kalan vadesinin korunan alacağın kalan vadesinden az olması halinde vade uyumsuzluğu oluşmuş sayılır.

(2) Vade uyumsuzluğu oluştuğunda;

a) Korumanın başlangıç vadesinin bir yıldan kısa olması,

b) Korumanın kalan vadesinin üç aydan kısa olması,

c) Alacağın Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, İkinci Bölüm, on dördüncü fıkra kapsamında vadesi asgari bir gün olarak dikkate alınan kısa vadeli bir alacak olması

durumlarından herhangi birinin varlığı halinde ilgili kredi koruması dikkate alınmaz.

Vade uyumsuzluğunda kredi korumasının değerlemesi

MADDE 59 – (1) Basit Finansal Teminat Yönteminde, alacak ile fonlanmış kredi koruması arasında vade uyumsuzluğu bulunması halinde, ilgili teminat dikkate alınmaz.

(2) Kapsamlı Finansal Teminat Yönteminde, fonlanmış kredi korumasının vadesi ile alacağın vadesi arasında vade uyumsuzluğu bulunduğu durumlarda, teminatın değeri ayarlanmış değeri üzerinden dikkate alınır. Teminatın ayarlanmış değeri;

a) “TVA”, risk tutarından ya da 40 ıncı maddenin birinci fıkrasına göre belirlenen teminatın volatilite ayarlı değerinden düşük olanını,

b) “v”, kredi korumasının 57 nci maddeye göre belirlenen vadeye kalan yıl sayısından ya da V’den düşük olanını,

c) “V”, alacağın 57 nci maddeye göre belirlenen vadeye kalan yıl sayısından ya da 5 yıldan düşük olanını,

ç) “TVAV”, teminatın ayarlanmış değerini

ifade etmek üzere, aşağıdaki formül yoluyla hesaplanır.

TVAV = TVA x (v – 0,25) / (V – 0,25)

(3) Teminatın ayarlanmış değeri, alacağın tam ayarlanmış değerinin hesaplanmasında 40 ıncı maddenin birinci fıkrasında yer alan formüle dahil edilir.

(4) Vade uyumsuzluğunun bulunduğu ve korumanın fonlanmamış bir kredi koruması olduğu durumlarda, korumanın değeri olarak ayarlanmış değeri kullanılır. Fonlanmamış kredi korumasının ayarlanmış değeri;

a) “GA”, fonlanmamış kredi korumasının ayarlanmış değerini,

b) “G*”, kur uyumsuzluğu için ayarlanmış koruma tutarını,

c) “v”, kredi korumasının 57 nci madde kapsamında belirlenen vadeye kalan yıl sayısından ya da V değerinden düşük olanını,

ç) “V”, alacağın 57 nci maddeye göre belirlenen vadeye kalan yıl sayısından ya da 5 yıldan düşük olanını

ifade etmek üzere, aşağıdaki formül yoluyla hesaplanır.

GA = G* x (v – 0,25) / (V – 0,25)

(5) Vade uyumsuzluğu durumunda 55 ve 56 ncı maddelerin uygulanmasında fonlanmamış kredi korumasının bu madde kapsamında hesaplanan ayarlanmış değeri (GA) dikkate alınır.

YEDİNCİ KISIM

Alacak Grubuna İlişkin Kredi Türevleri, Değerleme İlkeleri ve Son Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM

Alacak Grubuna İlişkin Kredi Türevleri
Birinci temerrüt olayına bağlı kredi türevleri

MADDE 60 – (1) Bir alacak grubuna dâhil alacaklardan birisinde gerçekleşecek ilk temerrüdün ödemeyi tetikleyeceği ve bu ödeme şartı durumunun sözleşmeyi sona erdireceği bir kredi türeviyle koruma sağlandığı ve sağlanan korumanın ilgili risk tutarına eşit veya daha fazla olduğu durumlarda, korumanın en düşük risk ağırlıklı tutara sahip olan alacak için alındığı kabul edilir ve bu alacak için risk ağırlıklı tutar ve ilgisine göre beklenen kayıp tutarları bu Tebliğ hükümleri dikkate alınarak hesaplanır. En düşük risk ağırlıklı tutara sahip alacak, kredi koruması olmaksızın Yönetmelik hükümlerine göre belirlenecek risk ağırlıklı tutarlara göre tespit edilir. En düşük risk ağırlıklı tutara birden fazla alacağın sahip olması halinde, bunlardan sadece biri için bu uygulama yapılır.

(2) Temel İDD yaklaşımını kullanan bankalar için birinci fıkra kapsamında en düşük risk ağırlıklı tutara sahip alacak belirlenirken, Temel İDD yaklaşımı kapsamında hesaplanan risk ağırlıklı tutar ile alacağa ilişkin beklenen kaybın 12,5 katının toplamı risk ağırlıklı tutar olarak dikkate alınır.

N inci temerrüt olayına bağlı kredi türevleri

MADDE 61 – (1) Bir alacak grubuna dahil alacaklara ilişkin n inci temerrüdün ödemeyi tetikleyeceği kredi türeviyle sağlanan korumalarda koruma alan banka, 1’den n-1’e kadar olan temerrütler için de ilave ayrı korumalar sağlamışsa ya da n-1 tane temerrüt zaten gerçekleşmişse ve kredi türeviyle sağlanan korumanın ilgili risk tutarına eşit veya daha fazla olduğu durumlarda, söz konusu korumayı risk ağırlıklı tutar ve ilgisine göre beklenen kayıp hesaplamasında dikkate alabilir. Bu halde, 1 inci temerrüt olayına bağlı kredi türevleri için 60 ıncı maddede belirtilen yöntem, gerekli değişiklikler yapılmak suretiyle n inci temerrüt olayına bağlı kredi türevleri için de uygulanır.

İKİNCİ BÖLÜM

Gayrimenkuller ve Dikkate Alınabilir Diğer Teminatlar İçin Değerleme İlkeleri
Gayrimenkullerin değerlemesi

MADDE 62 – (1) Gayrimenkulün değeri, Kurul veya Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yetkilendirilen değerleme kuruluşları tarafından tespit edilmeli ve bu değer gerçeğe uygun değerine eşit veya daha düşük olmalıdır. İlgili mevzuat uyarınca ipotek teminatlı kredi değerinin değerlendirilmesine ilişkin ihtiyatlı hükümler belirlenmesi halinde, gayrimenkulün değeri, yetkili değerleme kuruluşları tarafından ipotek teminatlı değerine eşit veya daha düşük bir değer üzerinden tespit edilebilir.

(2) Gerçeğe uygun değerin doğru ve güvenilir bir biçimde belgelendirilmesi şarttır.

(3) Gayrimenkulün ipotek teminatlı kredi değeri, gayrimenkulün kısa vadede değişmeyecek olan özellikleri, olağan ve yerel piyasa koşulları, gayrimenkulün cari kullanım amacı ve uygun alternatif kullanım amaçları dikkate alınarak gayrimenkulün gelecekteki pazarlanabilirliği hakkında ihtiyatlı bir değerlendirme sonucunda tespit edilen gayrimenkul değeridir. İpotek teminatlı kredi değerinin belirlenmesinde spekülatif unsurlar dikkate alınmaz. İpotek teminatlı kredi değerinin doğru ve güvenilir bir biçimde belgelendirilmesi şarttır.

(4) Teminatın değeri, gayrimenkulün gerçeğe uygun değeri veya ipotek teminatlı kredi değerine 21 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi hükmünün ve gayrimenkul üzerinde daha önceden tesis edilmiş hakların etkisinin yansıtılmasıyla elde edilir.

(5) Gayrimenkulün yurtdışında bulunması halinde gayrimenkule ilişkin değerleme, ilgili ülke otoritelerince muadil düzenlemelerde kullanılmak üzere kabul edilmiş değerleme kuruşları tarafından yerine getirilmesi halinde yetkili bir değerleme kuruluşu tarafından yapılmış olarak kabul edilir.

Diğer teminatlara ilişkin değerleme

MADDE 63 – (1) 11 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki ticari alacaklar için alacak tutarı, alacakların değeri olarak kabul edilir.

(2) 11 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen diğer fiziki teminatlar ve (ç) bendinde belirtilen gayrimenkuller dışında kalan finansal kiralama konusu varlıkların değerleri gerçeğe uygun değerleridir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler
Atıflar

MADDE 64 – (1) 28/6/2012 tarihli ve 28337 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğe yapılan atıflar bu Tebliğe yapılmış sayılır.

Yürürlükten kaldırılan tebliğ

MADDE 65 – (1) 28/6/2012 tarihli ve 28337 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük

MADDE 66 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 67 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı yürütür.

 


EK-1
Bu Ekteki Tablo 1 ila 4’de geçen;
a) A Tipi Senet: Bu Tebliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen kurumlarca ihraç edilen borçlanma araçlarını,
b) B Tipi Senet: Bu Tebliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (ç) bentlerinde belirtilen kurumlarca ihraç edilen borçlanma araçlarını,
c) BKS: Borçlanma aracının eşleştirildiği veya tabi olduğu risk ağırlığının tekabül ettiği kredi kalitesi kademesini,
ç) C Tipi Senet: Bu Tebliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen kurumlarca ihraç edilen, kısa vadeli kredi değerlendirmelerine tâbi olan borçlanma araçlarını,
d) D Tipi Senet: Bu Tebliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (ç) bentlerinde belirtilen kurumlarca ihraç edilen, kısa vadeli kredi değerlendirmelerine tâbi olan borçlanma araçlarını,
e) GETS: Günlük elde tutma süresini,
f) KBKS: Bir kısa vadeli borçlanma aracının eşleştirildiği veya tabi olduğu risk ağırlığının tekabül ettiği kredi kalitesi kademesini,
g) Menkul kıymetleştirme pozisyonları: Bu Tebliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde belirtilen menkul kıymetleştirme pozisyonlarını
ifade eder.

 

Volatilite Ayarlamaları

Tablo 1

 

BKS

 

Kalan

vade

A Tipi Senetlere ilişkin volatiliteayarlamaları

B Tipi Senetlere ilişkin volatiliteayarlamaları

Menkul kıymetleştirme pozisyonlarına ilişkin volatiliteayarlamaları

20 GETS

İçin (%)

10 GETS

İçin (%)

5 GETS

İçin (%)

20 GETS

İçin (%)

10 GETS

İçin (%)

5 GETS

İçin (%)

20 GETS

İçin (%)

10 GETS

İçin (%)

5 GETS

İçin (%)

1

£ 1 yıl

0,707

0,5

0,354

1,414

1

0,707

2,828

2

1,414

> 1 yıl

£ 5 yıl

2,828

2

1,414

5,657

4

2,828

11,314

8

5,657

> 5 yıl

5,657

4

2,828

11,314

8

5,657

22,628

16

11,314

2 – 3

£ 1 yıl

1,414

1

0,707

2,828

2

1,414

5,657

4

2,828

> 1 yıl

£ 5 yıl

4,243

3

2,121

8,485

6

4,243

16,971

12

8,485

> 5 yıl

8,485

6

4,243

16,971

12

8,485

33,942

24

16,971

4

£ 1 yıl

21,213

15

10,607

-

-

-

-

-

-

> 1 yıl

£ 5 yıl

21,213

15

10,607

-

-

-

-

-

-

> 5 yıl

21,213

15

10,607

-

-

-

-

-

-

 

Tablo 2

 

KBKS

C Tipi Senetlere ilişkin volatiliteayarlamaları

D Tipi Senetlere ilişkin volatiliteayarlamaları

Menkul kıymetleştirme pozisyonlarına ilişkin volatiliteayarlamaları

 

20 GETS İçin (%)

10 GETS İçin (%)

5 GETS İçin (%)

20 GETS İçin (%)

10 GETS İçin (%)

5 GETS İçin (%)

20 GETS İçin (%)

10 GETS İçin (%)

5 GETS İçin (%)

1

0,707

0,5

0,354

1,414

1

0,707

2,829

2

1,414

2-3

1,414

1

0,707

2,828

2

1,414

5,657

4

2,828

 

Tablo 3

 

Diğer teminat veya kredi türleri

 

20 GETS

İçin (%)

10 GETS

İçin (%)

5 GETS

İçin (%)

Ana endekslere dahil hisse senetleri, ana endekslere dahil hisse senedine dönüştürülebilir tahviller

21,213

15

10,607

Teşkilatlanmış bir borsaya kote edilmiş ve bu borsada işlem gören diğer hisse senetleri veya bu hisse senetlerine dönüştürülebilir tahviller

35,355

25

17,678

Mevduat veya nakit benzeri kıymetler

0

0

0

Altın

21,213

15

10,607

 

 

Tablo 4

 

Kur uyumsuzluğu için volatilite ayarlaması

20 GETS İçin (%)

10 GETS İçin (%)

5 GETS İçin (%)

11,314

8

5,657

 

 

 

 

(08.09.2014)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM