YAZARLARIMIZ
Erhan Selim
Vergi Müfettişi
E. Gelirler Kontrolörü
erhanselim@yahoo.com



Sigara Üzerindeki Vergi Yükü ve Duygusal Olmayan Gerekçeler

Sigara üzerindeki vergi herkesin bildiği üzere özellikle tiryakilerin ciddi tepkisini çekiyor. Sigara kullanımı bağımlılık yapma özelliği olan sağlığa zararlı bir alışkanlık. Oranlar değişmekle beraber bir paket sigaranın üzerindeki vergi yükü %80’in üzerinde seyretmekte. Vergili fiyatta, perakende satış fiyatına bağlı nispi ÖTV, paket başına sabit tutarda alınan maktu ÖTV ve bunların toplamı üzerinden %18 oranındaki KDV’nin payı var.

Hatırlanacağı üzere 25 Aralık'ta Resmi Gazete'de yayımlanan 3328 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile sigaraya uygulanan nispi ÖTV %67’den %64’e çekilmişti. Maktu ÖTV tutarında bir değişikliğe gidilmezken bu tutarın belli bir süre sabit kalacağı anlaşıldı. Sigarada verginin artışına yıllardır alışık olan tiryakiler için şaşırtıcı bir haber olsa gerek. Alkoldeki maktu vergi ise yeni yılda otomatik olarak %17,08 oranında artmıştı.

Bu hamlenin enflasyonla mücadele kapsamında katkısı olacağı çeşitli çevrelerce savunulmuştu. Aralık ve Ocak ayı itibariyle bu şekilde bir etki görece ortaya çıksa bile Ocak ayı enflasyon verileri açıklandıktan sonra enflasyon sepetinde güncellemeye gidildi. Yeni güncellemeyle alkol ve tütün ürünlerinin ağırlığı % 6,06’dan  %4,88’e düşürüldü.

2020 yılında sigaradan 61 milyar 801 Milyon TL ÖTV geliri elde edilirken bu tutar 2021 için 65,5 Milyar TL olarak hedeflendi. Alkollü ürünlerde ise 16 Milyar 464 Milyon TL olarak gerçekleşen 2020 ÖTV geliri için 2021 yılına 17,9 Milyar TL hedef kondu. Bu açıklamalar dikkate alındığında sigara üzerindeki ÖTV ve KDV’nin sadece bütçe gelirleri ve enflasyon boyutuyla ele alındığını anlıyoruz. Bununla birlikte, vatandaşlar bu konuda çok fazla bilgi sahibi olmasa da bu vergiler sigara alışkanlığı ile mücadelede dünya çapında başat kontrol araçlarından birisi olarak kabul ediliyor.

Konuyu biraz daha açmak için tütün kullanımıyla mücadele bakımından Dünya Sağlık Örgütü’nün çabalarına değinmemiz gerekli. Dünya Sağlık Örgütü “Tütün Salgını” olarak tanımladığı bu sorun için 1999 yılında bir çerçeve sözleşmesi hazırlığına başlamış ve 2003 yılında Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi üye ülkeler tarafından onaylanmıştır. Türkiye’nin de 2004 yılında imzalayıp onadığı sözleşme tütün bağımlılığı ile mücadelede arz ve talep yönlü bazı tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir.

Talebin azaltılması ana başlığı itibariyle fiyat ve vergi önlemleri talep kısmada önemli bir yer tutmaktadır. Parasal olmayan diğer talep kısıcı tedbirler arasında tütün dumanından korunma, tütün içerikleri ile ilgili düzenleme yapma, tütün ürünlerinin ifşası ile ilgili düzenleme yapma, tütün ürünlerinin paketlenmesi ve etiketlenmesi ile ilgili kurallar getirme, konu hakkındaki öğretim, iletişim, eğitim ve toplumsal bilincin geliştirilmesi, türün reklamı, promosyonu ve sponsorluğunun düzenlenmesi, tütün bağımlılığı ve tütünün bırakılması ile ilgili talep azaltıcı önlemler alma bulunmaktadır.

Arzın kısılmasına ilişkin olarak ise tütün ürünlerinin yasadışı ticaretinin engellenmesi, çocuklara veya çocuklar aracılığıyla satış yapılmasının yasaklanması ve ekonomik açıdan uygun ekonomik faaliyetler için destek sağlanması gibi tedbirler sözleşme tarafından düzenlenmiş durumdadır. Bu sözleşme üye ülkelerin 181’i tarafından imza edilmiş ve 2005’te yürürlüğe girmiştir. Son katılan Andora ile beraber imza eden ülke sayıyı 182’dir.

Dünya Sağlık Örgütünün Çerçeve Sözleşmesinin uygulanmasına ilişkin en önemli rehberliğini, 2007 yılında hazırladığı ve MPOWER olarak ifade edilen politika paketi oluşturmaktadır. Altı politikadan oluşan bu paketin önemi, bu politikalara riayet edildiğinde sigara kullanımına başlamanın engellendiği ve sigara kullanımının bırakıldığının Dünya Sağlık Örgütü tarafından şiddetle üzerinde durulmasıdır.

Vergileri ve fiyatı arttırmak, reklam, tanıtım ve sponsorluğu yasaklamak, toplumları pasif sigara dumanından etkilenmekten korumak, herkesi sigaranın tehlikeleri konusunda uyarmak, sigarayı bırakmak isteyenlere yardım etmek, salgını ve koruyucu uygulamaları titizlikle izlemek mevzu bahis altı politikayı oluşturmaktadır.

Ülkemiz övgüyü hak edecek şekilde bu politikaların hayata geçirilmesinde önde giden ülkeler arasında yer almıştır. Türkiye 2012 yılında tüm politikaları devreye alan tek ülke olarak örnek bir gelişim sergilemiştir[1]. Sözleşmenin 6. Maddesi olan fiyat ve vergi arttırma önlemlerine ilişkin Dünya Sağlık Örgütünün kapsamlı bir rehberliği bulunmaktadır[2]. Dünya Sağlık Örgütünün sigaranın perakende satış fiyatının içerdiği vergi konusundaki rehberliği tavsiye niteliğindedir. Örgüt, 2010 yılında yayınladığı bir diğer teknik rehberde uygulanacak (excise tax)tüketim vergisinin sigara satış fiyatının en %70’ini oluşturmasını önermiştir. Dikkat edilmesi gereken husus örgütün KDV ve benzeri diğer vergiler değil özellikle bizim uyguladığımız tarzda bir ÖTV’nin uygulanmasına salık verdiğidir.

Elbette akıllara gelen soru Dünya Sağlık Örgütünün politikalarının benimsenmesinin sigara tüketimi ve kullanım alışkanlığı üzerinde etkili olup olmadığıdır. Türkiye Sigarayla Savaşanlar Derneği tarafından, ülkemizde sigara kullananların sayısı 2020 yılı başı itibariyle 30 milyondan 20 milyona inmiş olarak açıklanmıştır[3]. TÜİK 2019 Halk Sağlığı Araştırmasında ise her gün tütün kullanan 15 yaş ve üzeri bireylerin oranı 2016 yılında yüzde 26,5 iken 2019 yılında artarak yüzde 28 çıkmıştır. Tütün kullanmayan bireylerin (bırakanlar ve hiç kullanmayanlar) oranı ise 2016 yılında yüzde 69,4 iken 2019 yılında azalarak yüzde 68,7 olmuştur. Yakın zamanlı araştırmalarda ise dünyada en çok sigara içine 40’ıncı ve Avrupa’da sıralamasında 3. Olduğumuz ortaya çıkmıştı[4].

Buraya kadar ki açıklamalarımız bir bütün olarak değerlendiğinde,

  • sigaraya ÖTV uygulanmasının arkasında parasal sebepler kadar uluslararası sorumluluklarımız ve sağlık yönünden endişelerimizin de bulunduğunun,
  • dünya genelinde artık genel bir trend olduğu üzere tütün ürünlerinin vergisiz kalmasının mümkün olmadığının,
  • sigarayı bıraktırma konusunda istediğimiz başarıyı elde etmekte zorlandığımız göz önünde bulundurulacak olursa sigara üzerindeki ÖTV’nin mali amaçlarla gerilere çekilmesinin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olabileceğinin ve on yılın üzerindeki çabaları boşa çıkarabileceğinin,

vatandaşlarımız tarafından kavranması gerektiği ortadadır. Mevcut tedbirlerinin uygulanmaması durumunda ise sigara kullanımının çok daha yüksek boyutta gerçekleşeceğinin beklenmesi en doğal sonuç olacaktır.

Bu yazımı başta kendi ailemden olmak üzere sigara kullanımına bağlı hastalıklardan kaybettiğimiz vatandaşlarımıza adıyorum.

Sağlıklı bir ömür dilerim.


[1] Dergipark, Küresel Tütün Kullanımı Salgını ve Kontrolü, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/545413

[2] WHO, Guidelines Of Implementation Of The Who FTC, https://www.who.int/fctc/guidelines/adopted/Guidelines_article_6.pdf

[3] Sözcü, Sigara İçenlerin Sayısı 30 Milyondan 20 Milyona İndi, https://www.sozcu.com.tr/2020/saglik/sigara-icenlerin-sayisi-30-milyondan-20-milyona-indi-5629412/

[4] AA, Sigara dünya genelinde yılda 8 milyon cana mal oluyor, https://www.aa.com.tr/tr/saglik/sigara-dunya-genelinde-yilda-8-milyon-cana-mal-oluyor/1728021

12.03.2021

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM