YAZARLARIMIZ
Ali Durmaz
Vergi Başmüfettişi
durmaz.ali@hotmail.com



“Gerçekten Aldım Ama Fatura Sahte Çıktı” veya “Sağlam Fatura Buldum” Diyen Mükellef Haklı Olabilir Mi?

Kanunda, fatura, “Satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika” olarak tanımlanmıştır. Yapılan bu tanıma göre, fatura düzenlenip verilebilmesi için, öncelikle ortada, satılan bir emtia (mal) veya yapılan bir iş (hizmet) olmalıdır. Dolayısıyla, satılan bir emtia veya yapılan bir iş (hizmet) olmadan fatura düzenlenemez. Nitekim kanunda, sahte fatura, “herhangi bir işlem veya durum olmadığı halde düzenlenen fatura” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanıma göre, herhangi bir işleme, satışa, mal veya hizmet satışına dayanmadan düzenlenmiş olan fatura, sahte faturadır. 

Ticari hayatta ticaret ile iştigal eden mükellefler, bazı dönemlerde uygun fiyatlı mal alım fırsatı yakaladıkları zaman, genellikle, işin fatura boyutunu düşünmeden hareket ederler. Eylem önce yapılır, sonradan bunun çözümü için kafa yorulur. Yani, çoğu mükellef önce bir ticari bir işlemi yapar, sonrasında ise mali müşavirinden soruna çözüm bulmasını ister. Her halükarda sorunun çözümünde, işlemin muhasebe kayıtlarına alınmasında uygulanan çözüm ileride daha büyük bir soruna yol açacaktır. Ama günlük problemlere günlük çözümler getirildiğinden bu durum göz ardı edilir. İşte bazı mükellefler, piyasa fiyatına göre %30-40’a kadar uygun fiyatlı mal bulduklarında, bu malı aldıkları kişi/kurum ile bu malın faturası diye verilen faturanın başka bir kişi/kuruma ait olduğunu bilemezler. Çünkü o anda sadece anlık fırsattan elde edilecek kazanç düşünülmektedir. Çok uygun bir fiyattan alım yapılmış ve potansiyel olarak yüksek bir kazanç peşine düşülmüştür. Ancak bu alımdaki faturanın kim tarafından düzenlendiği bilinmediğinden mükellef “gerçekten aldım ama fatura sahte çıktı” diyerek kendisini savunacaktır.

Bazı durumlarda ise mükellefin tüm satışları faturalı olmak zorunda olduğundan kazancı ve ödeyeceği vergi yüksek çıkmaktadır. Aynı şekilde bazı mükellefler bazen veya sürekli olarak faaliyetin vergilendirilme şekli nedeniyle yüksek tutarlarda katma değer vergisi ödemektedir. Mükelleflerin bir kısmı ise bazı alışlarını faturasız (uygun fiyata alım) yapmakta veya bazı alışlarına belge alamamaktadır. İşte bu gibi mükellefler piyasa deyimiyle “fatura bulmaya” çalışmaktadır. Bu çabaya giren mükelleflere “sağlam fatura” denilerek çeşitli vaatlerde bulunulduğu ve mükelleflerin ikna edildiği anlaşılmaktadır. Mükellefler faturanın sağlamlığının tam olarak ne olduğunu bilmediği için savunmalarında ısrarla faturanın “sağlam” olduğunu vurgulamaktadırlar.

Diğer yandan, bu şekilde yapılan ticaretin diğer tarafında yer alan mükelleflerden işi bırakıp da vergi dairesine bildirimde bulunmayan mükelleflere sık rastlanılmakta olup, bunlar işi terk ettikten sonra adreslerinde bulunamadıklarından, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 160/A madde hükmüne göre mükellefiyet kayıtları re’sen terkin edilmektedir. Benzer şekilde yoğun miktarda sahte fatura kullanan mükellefler ile risk analizine bağlı olarak sahte belge düzenleme riski yüksek bulunan mükellefler de sahte belge düzenleme yönünden incelemeye sevk edilmektedir. Bu mükelleflerin, incelemeye sevk edildiklerinde çoğu zaman yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmedikleri görülmektedir. Buna benzer durumlarda bulunan mükellefler yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmedikleri için fiilen ticari faaliyette bulunduklarına dair tespit yapılamamaktadır. Buna benzer durumda olan ve sahte fatura düzenleme riski nedeniyle incelemeye sevk edilen mükellefler hakkında yapılan incelemelerde, yasal defter ve belgeler incelemeye ibraz edilmediğinden, bunların düzenlediği faturalar gerçek bile olsa bunların karşılığı mal alışları tespit edilemediğinden, bu mükelleflerin sahte fatura düzenledikleri yönünde rapor düzenlenilerek bu mükellefler sahte belge düzenleyicisi kabul edilmektedir.

Çünkü satış faturalarının karşılığı olan alış faturaları ibraz edilmediğinden, harici donelerden, mükellef hakkında yapılan yoklamalardan, ilgili mükellefin veya diğer mükelleflerin Ba-Bs bildirim formlarından yararlanılmakta ve mükellefin ticaret yapmak üzere mal veya hizmet alımında bulunup bulunmadığı ve ticari faaliyetin gerçekten yapılıp yapılmadığı araştırılmaktadır. Bu bağlamda, iş hacmi ile orantılı sermayeye sahip olup olmadığı, satışa konu emtia için makine, nakliye aracı, tesis ve demirbaşın bulunup bulunmadığı, satışa konu emtianın muhafazası için depo ve nakliyesi için depo ve nakliye aracı kiralanıp kiralanmadığı, iş hacmi ile orantılı sayıda işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı, beyan edilen matrahlarla orantılı ödenecek vergi beyan edilip edilmediği ve beyan edilen vergilerin ödenip ödenmediği, iş yeri kiralama, enerji tüketimi, bankalarla çalışma, kredi kullanma gibi emarelerin olup olmadığı araştırılarak ilgili mükellefin gerçekten bir ticari faaliyetinin olup olmadığı ortaya konulmaktadır. Ancak yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen bazı mükellefler, gerçekten ticari faaliyette bulunmuş olsalar bile ticari faaliyete ilişkin bu emarelerin büyük bir kısmı vergi dairesi kayıtlarına yansımamış olması halinde, kaçınılmaz olarak, ilgili mükellefin düzenlediği faturaların sahte olduğu sonucuna varılmakta ve bu yönde rapor düzenlenmektedir.

Yukarıda açıklanan gerekçelere göre “gerçekten aldım ama fatura sahte çıktı” diyen mükellef tabii ki haklı olabilir. Ama bu faturanın sahte olmadığı anlamına gelmez. İşte yukarıdaki durumlarda bu faturalar genellikle sahte çıkmaktadır. Çünkü malı satan kişi ya da kurum başkasından fatura alıp kendi faturası gibi fatura düzenleyip vermektedir. Dolaysıyla bu durumda malı satan ile faturada yazılı unvan birbirinden farklı olmaktadır. Faturadaki unvana sahip olan mükellef ise sahte belge düzenleyicisi olduğundan, faturada hesaplanan katma değer vergisini ve kurum kazancına ilişkin vergiyi zaten ödemeyecektir. Ama malı alan tüccar bu faturayı kayıtlarına alacak ve faturada hesaplanan katma değer vergisini indirim konusu yapacaktır.

Diğer yandan, “sağlam fatura” bulduğuna inanan mükellefe hak vermek mümkün değildir. Maalesef sağlam fatura diye bir şey yoktur. Fatura düzenlenip verilebilmesi için, öncelikle ortada satılan bir emtia (mal) veya yapılan bir iş (hizmet) olmalıdır. Dolayısıyla, satılan bir emtia veya yapılan bir iş (hizmet) olmadan fatura düzenlenemez. Fatura mal veya hizmet satışı karşılığında ve mal veya hizmetin satıcısı tarafından usulüne uygun olarak düzenlenirse sağlam olur. Bulunan “sağlam fatura” da kayıtlara alınacak olup ayrıca mal ve hizmet alım bildirimine dahil edilecektir. Bu faturanın sahte olduğu bilinse de bunun inceleme ile ortaya konulması ise zaman alacaktır.

Ancak, olayın üzerinden biraz zaman geçtikten sonra sahte faturada unvanı bulunan mükellef incelenecek ve düzenlediği faturaların sahte olduğu tespit edilecektir. Fırsatı değerlendirip ucuza mal alan ve sahte fatura kullandığının bile farkında olmayan mükellef ise sahte belge kullanma yönünden incelemeye sevk edilecektir. Aynı şekilde bu “sağlam fatura”yı düzenleyen mükellefin sahte fatura düzenlediği tespit edildikten sonra “sağlam fatura” bulduğunu düşünen mükellef de incelemeye sevk edilecektir. Bu durumda ise kullanılan sahte belge tutarının 100 TL olduğu, KDV’nin 20 TL olduğu düşünüldüğünde; Mükellefe her 100 TL için 20 TL KDV tarhiyatı yapılacak olup ayrıca 20 TL de vergi ziyaı cezası kesilecektir. Sahte belge kullanma incelemeleri genellikle uzun bir süre (3-4 yıl) sonra yapıldığından, ayrıca tarh edilen vergi üzerinden yüksek oranda gecikme faizi hesaplanacaktır ki uygulamada çoğu zaman vergi aslı kadar da gecikme faizi ödenmektedir.  Bu durumda, en başta sahte faturaya bağlanan alım fırsatından ve “sağlam fatura”dan elde edilen kazançtan daha fazlası vergi ve ceza olarak ödenecektir. Ayrıca, yasal defter ve belgeler incelemeye ibraz edilmediğinden fiilen ticari faaliyette bulunduklarına dair tespit yapılamayan bazı mükelleflerin düzenledikleri faturalar da sahte olarak kabul edildiğinde, bunun kullanan mükellef haklı olarak isyan edecektir.        

Buradan mükelleflere çıkan sonuç; Sağlam fatura diye bir şey yoktur. Fatura bulmak diye bir şeye girişmeniz ileride başınıza iş açacaktır. Mal alışlarınız istikrarlı olmalıdır. Mal veya hizmet kimden alındıysa fatura oradan alınmalıdır. Yasal defter ve belgelerin incelemeye ibrazı önemlidir. Özellikle mal alışlarınıza ilişkin ödemeleri mutlaka banka ve benzeri kanallardan yapmanız önem arz etmektedir. İşinizi ve faaliyetinizi terk ettiğinizde veya adres değişikliği yaptığınızda bunu mutlaka vergi dairesine bildirmeniz gerekmektedir. Özellikle yüksek miktarlarda mal aldığınız firmaların iş yerine gitmeniz ve iş yerini görüp aralıklarla kontrol etmeniz size fayda sağlayacaktır.

Soru ve görüşleriniz için; durmaz.ali@hotmail.com

26.06.2024

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM