BASINDAN YAZILAR
Zorunlu GSS’de Aslında Ne Oluyor? / Şevket Tezel - MuhasebeTR

Zorunlu GSS’de Aslında Ne Oluyor? / Şevket Tezel

 Son günlerde Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla iki ayrı Torba Kanun tasarısı TBMM’ye sevk edildi. Bunlardan ilkine geçen yazımızda değinmiştik.

Bugün de diğerine değineceğiz.

Bu torba kanunda da çalışma dünyası ve sosyal güvenlikle ilgili olarak genel sağlık sigortası primlerinin düşürülmesi, 399 sayılı KHK’ye tabi sözleşmeli personelin yıllık izin haklarına ilişkin iyileştirme ile esnaf için Esnaf Ahilik Sandığı’nın oluşturulması gibi önemli başlıklar bulunuyor.

İşsizlik Sigortası Fonunun hükümetler için ne derece ballı kaymak değerinde kaynak olduğu görülünce işçiler için işsizlik sigortası fonunun benzeri olarak esnaflar için de Ahilik Sandığı oluşturulacağı anlaşılıyor. Adına Ahilik Sandığı dense de bu bir çeşit fon ve buna ilişkin detayı başka bir yazımıza bırakıp GSS ve 399’lular için neler getiriliyor ona bakalım.

2012 yılı başında yürürlüğe giren zorunlu Genel Sağlık Sigortasında aile içinde birey başına gelir durumuna göre dört ayrı standart uygulanıyordu.

Eğer birey başına gelir düzeyi,

  • Asgari ücretin üçte birinden az ise ücretsiz,
  • Asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret arasında ise asgari ücretin üçte birinin yüzde 12’si kadar,
  • Asgari ücret ile iki asgari ücret tutarı arasında ise asgari ücretin yüzde 12’si kadar,
  • İki asgari ücret ve üzerinde ise iki asgari ücret tutarının yüzde 12’si kadar

GSS primi uygulanıyordu.

Şimdi ise yine asgari ücretin üçte birinden az ise ücretsiz olmakla beraber asgari ücretin üçte birinden fazla ise tek bir standart uygulanacak o da asgari ücretin üçte birinin belli bir oranı olacak.

İlke olarak bu oran yüzde 3 olmakla beraber Bakanlar Kurulu kararı ile yüzde 12’ya kadar çıkarılabilecek.

GSS’li olarak tescili yapılmış olup da gelir testine hiç başvurmayanlardan yasanın yürürlük tarihinden sonraki 12 ay içinde gelir testine başvuran kişilerin genel sağlık sigortası primleri yapılan gelir testinin sonucuna göre tescil başlangıç tarihinden itibaren tahakkuk ettirilecek.

GSS kapsamında daha önce tahakkuk eden gecikme zammı ve cezalarının ödenmemiş olanlar silinecek.

GSS kapsamında daha önce tahakkuk ettirilip ödenmemiş olan aylık prim asılları ise yasanın yürürlüğe girdiği tarihte aylık asgari ücret brüt tutarının yüzde 3’ü oranının altında ise o tutar, fazla ise asgari ücretin yüzde 3 tutarında ödenecek.

Yani örneğin 2017 Ocak ayı için 213,30 TL tutarında olan aylık GSS borcu da, aylık 426,60 TL tutarında olan aylık GSS borcu da 53,33 TL’ye indirilecek.

Daha önce ödenmiş GSS prim asılları veya gecikme zam ve cezaları ise iade edilmeyecek.

Bu durumda GSS’nin yürürlüğe girdiği 2012 yılından beri her yapılandırma kanununda “Müjde müjde GSS borcunuzu yapılandırın, ödeyin, bu fırsatı kaçırmayın” diye bu haksız uygulamaya yancılık yapan sözüm ona yazarları ve basın organlarına uyup da çoğu zaman bir hizmet karşılığı olmadan ödediği kallavi GSS borçlarını ödeyenlerin ödemelerine katkı sağlayan bu yazar ve basın organlarının hatırını sorduklarını da (!) duyar gibiyim.

Laf buraya gelmişken değinmemek haksızlık olacak. Gerek 2014 yapılandırmasında ve gerekse 2016 yapılandırmasında ve bunların uzatmalarında müjde çığlıkları altında “GSS borcunu ödeyin” diye yazanlar bugünkü medya düzeninde köşeleri kapmış durumda, adeta “SGK bülteni” gibi yazılar kaleme alır iken zorunlu GSS çıktığından beri bu haksız tutarları “Ödemeyin” diye uyaran halkın sosyal güvenlik müşaviri Ali Tezel’e TV’ler ve basılı ve görsel medyada ambargo uygulanmaya devam edilmekte.

Sadece GSS’de gelinen noktaya bakıldığında Ali Tezel’in ortalıkta görünmemesinin ve aydınlatamamasının kime ya da kimlere yaradığı belli ve bunun kesinlikle halk olmadığı izah gerektirmiyor. Acaba siyasi görüşü ne olursa olsun halk, kendisini aydınlatan Ali Tezel’e uygulanan ambargo konusunda ne düşünüyor? Sizce?

399 sayılı KHK’ye tabi Sözleşmeli Personelin Yıllık İzin Sorunu Çözülüyor

Kamu iktisadi teşebbüslerinde çalıştırılan sözleşmeli personel diğer sözleşmelilerden farklı olarak T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olarak istihdam ediliyor. Bu personelin çalışma koşullar 399 sayılı KHK’ye göre şekilleniyor.

399 sayılı KHK’de hüküm bulunmayan hallerde 657 sayılı Kanuna tabi olan 399 sayılı KHK’ye tabi sözleşmeli personelin yıllık izin sorununa çözüm geliyor.

399 sayılı KHK’ye göre cari takvim yılı içinde kullanılamayan izinler ertesi yıla devredilmiyordu. Yıllık izin hakkı bakımından işçiler gibi yıllık izin ücreti alamayan ve memurlar gibi de kullanılamayan yıllık izinleri ertesi yıla devredilmeyen 399 sayılı KHK’ye tabi sözleşmeli personel için yıllık izin hakkı bakımından bir mağduriyeti bulunuyordu.

Son Torba Kanunla yasalaşması beklenen hükümlerden biri de işte bu kısım personelin cari yıl içinde kullanamadığı yıllık izin haklarının müteakip yıl içinde kullanılabilmesini öngörüyor.

Bu şekilde 399 sayılı KHK’ye tabi sözleşmeli personel yıllık izin hakkı bakımından emsali memurlar gibi yıl içinde kullanamadıkları yıllık izinlerini ertesi yıl içinde kullanabilecek.

Bilindiği üzere 399 sayılı KHK’ye tabi sözleşmeli personelin 10 yıl hizmet süresine kadar 20 gün, 10 yılını dolduran personel için de 30 gün yıllık izin hakkı bulunuyor. Yıllık izin verilmesine esas hizmetin tespitinde kamu kurum ve kuruluşlarında geçen fiili hizmet süreleri ile askerlik hizmetinin göz önüne alınması gerekiyor.

(Kaynak: Ali Tezel | 20.02.2017)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM